Sistematik asimilasyonla karşı karşıya kalmasına rağmen hala varlığını güçlü bir şekilde sürdüren Kürtçe için daha fazla mücadele edilmesi gerektiğini belirten kadınlar, “Her alanda çocuklarımızla dilimizi konuşmamız gerekiyor” dedi. 

‘Sağlık alanında Kürtçe şart’

Yalnızca Kürtçe konuşabilen Mısri Demir Ağaç, Türkçe bilmemesinin de bir eksiklik olmadığının altını çizdi. Ancak anadilinde kamu hizmeti vermeyen devletin bir eksiklik içinde olduğuna işaret eden Mısri, “Hastaneye gittiğimizde sağlıkçıların Kürtçe bilmemesinden kaynaklı kendimi ifade edemiyorum. Hatta bazen yanlış teşhis bile konulabiliyor. Her alanda kendi dilimizi konuşmak istiyoruz. Annelerin çocuklarına anadilinde eğitim vermesi gerekiyor. Çocuklarımız zaten okullarda Türkçe konuşmayı öğreniyor, önemli olan anne ile kendi dilini öğrenmesi ve tanımasıdır” şeklinde konuştu. 

‘Anadilde eğitim verilmeli’ 

Tüm baskılara rağmen her alanda Kürtçenin konuşulması gerektiğini belirten Hatice Hasan, son zamanlarda Kürtçe konuştukları için yapılan ırkçı saldırılara da tepki gösterdi. Hatice, “Çok zengin bir dile sahibiz, tarihi ve kültürüyle birlikte. Kürtçe bilmeyen Kürtlerin, gençlerin kendi dilini öğrenmesi gerekiyor. Çocuklar anadilde eğitim görmeli. İnsan aslını kaybetmemeli” dedi.

‘Kürt dili ve kültürü asimile olsun diye göç ettirildik’

Makbule Demir, 90’lı yıllarda köylerden göç ettirildiklerini ancak çocuklarıyla Kürtçe konuşmaktan vazgeçmediğini kaydederek, “Bizi göç ettirmelerinin sebebi zaten Kürt dilini ve kültürünü yok etmektir. Fakat yine her şeye rağmen Kürtçe konuşuyoruz. Herkes diline sahip çıkmalıdır” ifadelerini kullandı. 

‘Var olduğumuz sürece dilimiz için savaşacağız’

Medine Kıyak ise yüz yıllardır Kürt dilinin varlığını koruduğunu, bundan sonra da koruyacağını vurgulayarak, şunları söyledi: “Doğduğumuzdan beri Kürtçe konuştuk konuşmaya da devam edeceğiz. Kürt olarak bu ülkede dilimizin ve varlığımızın mücadelesini yıllardır veriyoruz. Biz Kürt halkı içerisinde ayrımcılık, ırkçılık diye bir kavram yok, herkes bizim için kardeştir. Tek isteğimiz varlığımıza ve dilimize hakaret edilmesin. Var olduğumuz sürece dilimiz için savaşacağız.” 

Seve Akın da Kürtçenin bugüne kadar birçok zorlukla, zorbalıkla mücadele ettiğini ve varlığını sürdürdüğünü kaydetti.