Van’ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerlerce Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atıldığını haberleştirdikten sonra 9 Ekim tarihinde tutuklanan Mezopotamya Ajnası muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews Muhabiri Şehriban Abi ve Gazeteci Nazan Sala’nın avukatları Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gazetecilerin tedbiren tahliye edilmesi için bireysel başvuruda bulundu. 

KARAR SADECE SAĞLIKLA İLGİLİDİR

Anayasa Mahkemesi (AYM) tutuklanan gazeteciler için geçici tedbir talebiyle yapılan başvuru hakkında ara kararını 20 Kasım tarihinde verdi. Gazetecilerin tutuklu bulunduğu cezaevi koşullarının kovid-19 pandemisi yönünden tehlike oluşturmadığına karar veren AYM, gazeteciler Cemil Uğur ve Şehriban Abi’nin tutukluluğuna dair başvurusunu da değerlendirdi. AYM, “Gazetecilerin sağlık hizmetlerine erişim imkânına sahip olduğu, ceza infaz kurumunda tutulmasının yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike oluşturduğuna dair bilgi ya da bulgunun olmadığı” yönünde hüküm verdi.

Söz konusu ara karar yalnızca gazetecilerin olumsuz sağlık koşulları nedeniyle tedbiren tahliye edilmelerine yönelik talebi kapsıyor. AYM’nin başvurucuların kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade özgürlüğü haklarının ihlal edilip edilmediğine dair esas yönünden yaptığı inceleme ise devam ediyor. 

‘AYM KARARI HUKUKEN DOĞRU DEĞİLDİR’

Mevcut karara ilişkin değerlendirmede bulunan MLSA Eş-Direktörü avukat Veysel Ok, “Türkiye’de halen COVID-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerle ilgili doğru düzgün bir istatistik çalışması yapılmadı. Böyle bir çalışma yapmak ve veri sağlamak, cezaevleri açısından daha da zor. Cezaevlerinde pozitif vaka sayılarının arttığını; tutuklu ve hükümlülerin sağlığa erişimlerinin oldukça zor olduğunu hepimiz biliyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin bu durumu nazara almaması ne hukuken doğru ne de Mahkeme’nin ciddiyetine uygun. Sokaklardaki, işyerlerindeki tedbirlerden ve tedbirler alınmadığı için gerçekleşen ölümlerden Sağlık Bakanlığı sorumluysa, cezaevlerindeki tedbirlerden ve olası her ölümden de Adalet Bakanlığı, mahkemeler ve tüm idare sorumludur. Dahası, bu sorumluluk cezaevlerinde tutulanlar açısından kat be kat daha fazladır” dedi.