Kadınların “boşanmasını önlemeye dönük” olarak yorumlanan nafaka tartışmaları, hükümet tarafından tekrar gündeme getirildi. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Merkez Yöneticisi ve Van Barosu Avukatı Dilan Kunt, gündemde yerini koruyan nafakanın ne olduğunu ve kadınları hangi boyutlarıyla etkilediğini değerlendirdi. 

Nafaka hakkının Türkiye'de yasal bir uygulama olduğunu belirten Kunt, evlenen çiftlerin boşanma kararının ardından tedbir amaçlı başlayan nafakanın genelde kadınların lehine işlediğini kaydetti. Bunun; ekonomik güç, evde çocuğa bakma yükümlülüğü gibi sebepleri olduğunu dile getiren Kunt, mahkeme tarafından yoksulluğa düşmemesi için kadına nafaka verildiğini söyledi. 

Kunt, nafakanın gündemde çok yankı bulsa da miktar anlamında çok fahiş meblağlar olmadığını belirtti. 

NAFAKA NASIL İŞLİYOR? 

Boşanma davalarında, 50 liranın bile nafakaya hükmedilen dosyalar olduğunu belirten Kunt,  bu miktarları hakimlerin verdiğini dile getirdi. Nafakanın illa kadın için olmasına da gerek olmadığını söyleyen Kunt, "Ekonomik olarak üstün olan kişinin, ekonomik olarak düşük olan kişiye evlilikten kaynaklı olarak ödemesi gereken bir meblağdır. Diyelim ki kişiye 10 bin lira nafaka ödeyen biri ki Türkiye'de örneği sayılı bile değil, ileride kadın ekonomik olarak kendi seviyesini elde edebilmişse erkek dava açıp nafaka miktarını düşürebilir veya kaldırtabilir. Bir de şöyle bir durum var. Boşanan kadın başka biriyle evlenirse talep üzerine nafaka kaldırılır. Ayrıca Türkiye'de 200 veya 300 lirayı geçen bir nafaka miktarı yok. Bize gelen dosyalarda da bunun mücadelesini yürütüyoruz” diye konuştu. 

'KAZANILMIŞ HAKLARI ALMA GAYESİDİR'

Hükümetin “boşanmış babalar kurulları veya dernekleri” üzerinden nafaka tartışmasını yürüttüğünü ifade eden Kunt, “Sonra hükümet kanadı 'Bakın görüyorsunuz çok ciddi bir ihtiyaç var. Bizim bir yasa tasarısı yapıp bunu düzenlememiz gerekiyor' diyor. Bu, hükümetin kadın üzerinde uyguladığı politikadır. Bu politikayı halka, topluma indirerek bir ihtiyaç varmış gibi gösterip tasarı hazırlamaya çalışıyor. Düşünün ki bir annenin 3 yaşında bir çocuğu var. Eşinden boşandı. Nafaka alınmıyor. Tamam anne pek tabi çalışabilir. Peki anne 3 yaşındaki çocuğunu nereye bırakacak? Bunun bir çözümü var mı? Yok. Çocuğu bırakabileceği bir kreş olması gerekiyor. Peki bu kreşler ücretsiz mi? Devletin böyle bir politikası var mı? Bu da yok. Şunu demeye çalışıyorum. Tamamen eril zihniyetin bir politikasıdır. Bu anlamda kadınlara yapılan kazanılmış hakkı alma gayesidir. Biz bu anlamda kadın hareketinin önemsediği bir konu olduğu için kazanılmış haklarımızın vermeye pek niyetli değiliz. Bunun için de sonsuz mücadelemizi yürüteceğiz" şeklinde konuştu.

'KADININ ÇALIŞMASI İÇİN UYGUN KOŞULLAR SAĞLANMALI’ 

TÜİK'in 2014 yılı verilerine göre kadınların istihdam oranlarının yalnızca yüzde 29 olduğunu hatırlatan Kunt, Ne yazık ki erkek çalışır kadın evde çocuğa, yaşlı bir anne, baba varsa ona bakar. Temizlik, çamaşır, yemek… Bu tarz işlere mahkum bırakılmış bir kadın profilimiz var.  Aslında kadınların kendine hak gördüğü bir sistem değil. Bunu da hiçbir anlamda kabul etmiyoruz. Bununla da yetinmeyip, 'Kadın çalışabilir, neden kadın çalışmıyor?’ algısı söz konusu. Kadının çalışabilmesi için uygun koşullar sağlanmadığı sürece, o kadına bunu nasıl dayatabiliriz” diyerek kadınların nafaka hakkının hiçbir şekilde kısıtlanmaması için sivil toplum örgütlerinin var gücüyle çalışması gerektiğini kaydetti. Kunt, “Kazanılmış haklarımızın vermeye pek niyetli değiliz. Bunun içinde sonsuz mücadelemizi büyüteceğiz" dedi.(Van/MA)