Avrupa Konseyi tarafından gazetecilerin korunması amacıyla kurulan Gazetecilerin Korunması ve Güvenliği Platformu, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) muhabirlerinin tutuklanmasına dair yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, "5 Ekim 2020'de Türkiye'nin Van ilinde polis MA ofisine ve dört gazetecinin evlerine baskın düzenledi. Sabahın ilk ışıklarıyla yapılan baskında MA muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve gazeteci Nazan Sala gözaltına alındı. MA, gazetecilerin evine yapılan baskında kameralar, bilgisayarlar ve diğer teknik ekipmanlarına el koyulduğunu bildirdi. Baskının, ülkenin doğusundaki Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu bir il olan Van'da, askerler tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlalleri iddialarıyla ilgili haberlerinden kaynaklandığı iddia ediliyor” ifadeleri kullanıldı.

Gazeteci Cemil Uğur’un yaşananları haftalarca yakından takip ettiği hatırlatılan açıklamada, “Tıbbi belgeler ve raporlar askerlerin helikopterden iki sivili attığını ve bunun bir kişinin ölümüne yol açtığını ortaya çıkardı. Mağdur ailelerinin avukatları, 'kasten yaralama', 'kasten öldürmeye teşebbüs', 'görevi kötüye kullanma' ve 'işkence' suçlarından suç duyurusunda bulundu. 1 Ekim'de Van Valiliği, adli ve idari soruşturma başlatıldığını duyurdu. 1 Ekim'de Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili yayın yasağı getirdi. Uğur, 16 Eylül'den itibaren, işkence iddialarını ve sivillerin ‘yüksek bir yerden’ düştüğünü ve işkence edildiğini doğrulayan, beyin ve nöroloji uzmanları tarafından imzalanmış hastane raporlarını ve belgeleri Mezopotamya Ajansı aracılığıyla yayınlamaya başladı” denildi.

Açıklamada, “Uğur, belgelerin ikilinin helikopterden atıldığı iddialarını doğruladığını bildirdi. MA'ya göre 7 Ekim'de gazetecilerin gözaltı süresi dört gün daha uzatıldı. 8 Ekim'de dört gazeteci savcılık tarafından ‘terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla tutuklanmak üzere mahkemeye sevk edildi. 9 Ekim'de mahkeme tutuklanmalarına karar verdi" diye belirtildi.

BİRİNCİ DERECEDE TEHDİT

Avrupa Konseyi web sayfasında basın özgürlüğü başlığı altında yayınlanan açıklamada, devletin halen konuya ilişkin yanıt vermediği belirtildi. Açıklamada, tehdit kaynağı “devlet” olarak gösterilirken, tehdit seviyesi ise “birinci derece” olarak verildi.

Açıklamanın sonunda MA'nın hastane raporlarına yer verdiği haberinin linki yer aldı.

Web sitesinde, “birinci derecede tehdit” kapsamı şöyle açıklanıyor: “Gazetecilik çalışmaları nedeniyle fiziksel saldırı, gazetecilerin veya medya aktörlerinin veya aile üyelerinin hayatlarına yönelik cinayet, suikast veya doğrudan tehdit dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, gazetecilerin veya diğer medya aktörlerinin yaralanması veya fiziksel güvenliklerini tehdit etmek için şiddet kullanılması; gazetecilerin mesleki faaliyetleri veya gazeteci statüleri nedeniyle herhangi bir mesleki ihlal, uzun süreli keyfi gözaltı veya hapis cezası; bir medya kuruluşunun keyfi olarak kapatılması; ve çevrimiçi veya çevrimdışı, ciddi bir tehdit oluşturan veya medya özgürlüğü üzerinde ciddi bir etkisi olan diğer eylemler medya özgürlüğünün en ağır ve zarar verici ihlallerini kapsar.”