Hasankeyf gibi binlerce yıllık tarih ve kültürü sular altında bırakan, ekosistemi yok ederek canlıların yaşamını tehlikeye atan Hidroelektrik Santraller (HES), yöre halklarının ve ekolojistlerin tüm tepkilerine, Danıştay kararlarına rağmen yapılmaya devam ediyor. Van’ın Erciş ilçesine bağlı Zilan Deresi’nde 2014 yılında HES yapılmasına karşı çevre örgütleri ve yurttaşlar yasal başvuruda bulunmuş, HES Danıştay kararı ile durdurulmuştu. Ancak Danıştay 6’ncı dairesinin kararına rağmen pandemi sürecinde Zilan Deresi ve Çatak’ta HES yapımına başlandı.  

HES projelerinin yanı sıra yaz aylarında sıkça orman yangınları yaşanıyor. Her yıl Şırnak, Dersim, Hakkari, Diyarbakır ve birçok kentte orman yangınları yaşanırken, yangınlar bölge halkının çabalarıyla söndürülmeye çalışılıyor. 

Van Çevre Derneği Yönetim Kurulu üyesi Arzu Dinçer, HES’lerin de yanan ormanların da sadece şirketlerin işine yaradığını vurguladı. 

'AMAÇ TARİHİ VE KÜLTÜRÜ YOK ETMEK'

HES’lerin yapımının Van, Bitlis ve Muş’ta da süreklileştiğini belirten Dinçer, “Erciş’te ve Çatak’ta yapılan HES’ler Van Gölü'nde yaşayan kırmızı benekli balıklara, inci kefali türünün yok olmasına neden oluyor. Bölgede HES’lerin yapılmasının amacı, tarihi ve kültürel alanların yok edilmesi. Sadece bölgemizde değil, Türkiye’nin birçok yerinde bu nedenle yapılıyor” dedi. 

'HES'LERİN ŞİRKETLERE FAYDASI VAR'

İktidarın HES’lerle istihdam alanı açıldığı propagandasının da gerçeği yansıtmadığını kaydeden Dinçer, “Çatak’ta yapılan HES’in oradaki insanlara da bir istihdam alanı açtığı yok. Sadece şirketlere faydası var. Yaptığımız gözlemlerde genellikle HES’lerin olduğu yerde insan sağlığına zarar verecek durumlara da rastladık. Defalarca dile getiriyoruz, doğanın dengesini bozduğu gibi, işsizliği de bitirmiyor” sözlerini kullandı. 

'MURADİYE ŞELALESİ ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK'

Alternatif enerjilere de dikkat çeken Dinçer, şöyle konuştu: “Burası güneşin başkenti.  Burada alternatif olarak güneş enerjisi kurulabilir ve yöre halkı güneş enerjisi sisteminde çalıştırılabilir. Rüzgâr tribünleri ve güneş enerji sistemini kurarak insanlara istihdam alanları da sağlanabilir. Ama HES’ler yapılmaya devam edilirse Kanispi eskisi gibi beyaz akmayacak. Muradiye Şelalesi’nin görüntüsü olmayacak.” 

'BÖLGEDE 'GÜVENLİK' BATIDA 'TURİZİM' OLUYOR'

Yaz aylarında başlayan orman yangınlarına da değinen Dinçer, bölgede “güvenlik” gerekçesiyle yakılan ormanların batıda ise oteller için yakıldığına vurgu yaptı. Dinçer, “Orman alanları şirketlere verilerek oteller yapılıyor, turizme açılıyor.  Ormansızlaşma da ekolojik dengeyi bozuyor ve birçok sağlık sorununu beraberinde getiriyor. Pandemi sürecinde insanların evlerine çekilmesiyle birlikte doğa yeniden kendine geldi. Çünkü insanların doğa üzerinden bir tahakkümü yok. Hepimizin tarihimize, kültürümüze ve ekolojik dengeye sahip çıkması lazım. Bu dünya hepimizin” diye ekledi.