Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kadına yönelik şiddet, baskı, taciz, tecavüz ve katliamlarla karşılanıyor. Cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konularında iç açıcı bir tablonun olmadığı ülkede, yaşanan şiddet ve katliamlar 2020’de hazırlanan raporlara da yansıdı. Dünya Ekonomik Forumu’nun kadınların ekonomiye katılımı, fırsat eşitliği, eğitim imkanlarından yararlanma ve siyasi katılım oranlarını dikkate alarak oluşturduğu “2020 Cinsiyet Eşitliği Raporu”na göre, Türkiye 153 ülkeden 130’uncu sırada. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD), raporunda, Türkiye kadına yönelik şiddette ilk sırada yer aldı. 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) 2020 yılı verilerine göre ise, ülkede 300 kadın katledildi, 171'i şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Aynı verilerde, yaşamını yitiren 23 kadının uzaklaştırma veya koruma kararı olduğu, 45 kadının ise polis şikayetinin olduğu kaydedildi. Her gün en az 3 kadının erkekler tarafından katledildiği ülkede, yıllardır iktidarı elinde bulunduran AKP Hükümeti’nin yürüttüğü politikalar ve erkeği koruyan yargı kararlarının söz konusu tabloya neden olduğu belirtiliyor. 

83 MİLYON NUFÜSA 145 SIĞINMA EVİ 

Erkek şiddeti ve baskısı karşısında kadınların yaşadığı en büyük sorunlardan birisi de korunabilecekleri bir yerin olmaması. Muhalif kadın kurumları ve derneklerinin kapatıldığı ülkede, toplam 145 sığınma evi bulunuyor. 83 milyonluk ülke nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor ancak ülkedeki bu evlerin toplam kapasitesi 3 bin 482. 

KANUN VAR AMA…

Belediyeler Kanunu’nun 14. Maddesi, “Büyükşehir Belediyeleri ile nüfusu 100 binin üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konuk evi açmak zorundadır” hükmü ile nüfus kriterine bağlı olarak sığınma evi açmayı bir zorunluluk olarak saymasına rağmen sığınma evlerinin sayısı şu şekilde:

*Büyükşehir Belediyelerine bağlı 9 kadın konukevi, il-ilçe belediyelerine bağlı 23 kadın konukevi olmak üzere toplam 32 kadın konukevinde 703 kapasite ile hizmet veriliyor.

*Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı 81 ilde 110 kadın konukevi 2 bin 717 kapasite ile hizmet veriyor.

*Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne bağlı 2 kadın konukevi 42 kapasite ile hizmet veriyor.

*Sivil toplum örgütüne bağlı 1 kadın konukevi 20 kapasite ile hizmet veriyor. 

Yine sığınma evlerinin koşulları da sıkça eleştirilen konuların başında geliyor. Van’da bulunan Star Kadın Derneği üyesi Meryem Aslan, söz konusu tabloyu ve atılması gereken adımları anlattı. 

30 BÜYÜKŞEHİR 9 SIĞINMA EVİ

Ülkedeki sığınma evlerinin sayısının yetersiz olduğunu belirten Aslan, 30 büyükşehirde sadece 9 sığınma evinin bulunduğunu ve 16 Mart’tan itibaren bu duruma dikkati çekmek amacıyla 29 kadın derneğiyle birlikte bir projede yer alacaklarını aktardı. Van’da da bir sığınma evinin bulunduğunu ancak nüfus oranı düşünüldüğünde bunun yetersiz kaldığını kaydeden Aslan, sığınma evlerinde kadınların tutulduğu sürenin de sorun olduğunu ifade etti. Kadınların sadece 1 ay bu evlerde kalabildiğine dikkati çeken Aslan, “10 yaşından büyük olan erkek çocuklar anneleriyle birlikte kalamıyor. Anneler de çocuğunu vermek istemiyor. Bunlardan kaynaklı kadınlar farklı yerlere gitmeye çalışıyor. Gittiği yerlerde ya bir şiddete ya da bir cinayete maruz kalıyor. Aslında şiddet gördüğü yere tekrar gitmek zorunda kalıyor” diye konuştu. 

‘NE HALİNİZ VARSA GÖRÜN’ ANLAYIŞI

Kadın kurum ve derneklerinin kapatılmasıyla alanların daha da sınırlandığını ifade eden Aslan, koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde bunun daha da ağırlaştığını söyledi. Aslan, “Kadınların kendilerini ifade edebileceği ve özgür hissedebileceği hiçbir alan yok. Kurumların kapatılmasıyla kadınlar yalnızlaştırıldı. Her alanda kadınların önü kapatılıyor. Kapatılan kurumlarla ‘ne haliniz varsa görün’ deniliyor. Kadınlar yaşadıkları problemlerle baş başa bırakılıyor. Okuma-yazma oranları ve sosyal medya hesaplarını kullanma sayısı zaten çok düşük. Bundan dolayı kadınların rahatlıkla ulaşabilecekleri danışma merkezlerinin olması gerektiğini düşünüyoruz. Mesela her mahallede muhtarlıklar bünyesinde danışma merkezlerinin olması gerekiyor” dedi. 

SIĞINMA EVLERİNİN KOŞULLARI  

Sığınma evlerinin yetersizliğini eleştiren Aslan, önümüzdeki süreçte “hemen şimdi sığınak” kampanyasını başlatacaklarını paylaştı. Sığınma evlerinin yetersizliği nedeniyle yaşanan sorunları da anlatan Aslan, şunları söyledi: “Özellikle Saray ilçesinden çok fazla başvuru alıyoruz. Buradaki ilçelerde yerel yönetimler bünyesinde faaliyet yürütülmeli. Sığınma evlerindeki koşulların yetersizlikleri hemen düzeltmemiz gerekiyor. Sığınma evinin kapasitesi çok az. Sığınma evlerindeki süre zarfının bir ay değil de birkaç aya çıkarılması, sığınma evlerindeki farkındalığın ve bilinç düzeyinin artırılması gerekiyor. Buna yönelik eğitimlerin verilmesi lazım. 10 yaşındaki çocukların anneleriyle birlikte güvende olacağını düşünüyoruz.”

BAŞVURU SAYISINDA ARTIŞ

Derneklerinin faaliyetlerine dair de bilgi veren Aslan, son dönemlerde başvuruların 5 kat arttığına işaret etti. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) ile birlikte hareket ederek kadınların sığınma talebini karşıladıklarını aktaran Aslan, “Sığınma talebinde bulunan kadınları oraya yönlendiriyoruz. Ancak sığınma evinin yetersiz olmasından dolayı kadınlar sığınma evlerinde uzun süreli kalamıyorlar” ifadelerini kullandı.