Amedspor ismi, hem adını aldığı kent ve bölge için hem de rakip takımlar için bir futbol takımından fazlası. Kulübün kökleri 1972 yılında kurulan Melikahmet Turanspor’a kadar uzanıyor. 1990’da satın alındığı Diyarbakır Belediyespor adını alan takımın ismi, 1993’te Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor, 1999 yılında ise Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİ Spor olarak değişti. 2’nci ve 3’üncü liglerde top koşturan takım, 2014 yılında gerçekleşen kongrede Amedspor ismini alıp, yeşil-kırmızıda oluşan renklerine sarıyı ekledi. Kulübün yeni logosu da yeşil zemin üzerine sarı renkli çift başlı bir kartal olarak tasarlandı, ancak bu değişiklikler TFF tarafından onaylanmadı. 

Bunun üzerine 7 Temmuz 2015’te yapılan kongrede, kulübün ismi Amed Sportif Faaliyetler Kulübü (Amed SK) olarak değiştirildi. Renkleri yeşil, kırmızı, beyaz olarak belirlenen takımın logosundaki sarı rengin yerini de beyaz aldı.

Yapılan isim değişikliğine rağmen Amedspor olarak anılıp, ırkçı grupların hedefi olan kulüp Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile de sorun yaşamaya başladı. Öyle ki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım olarak atanan Cumali Atilla, belediyenin kulübe ayırdığı destek bütçesini vermek için takımını adının değiştirilmesini şart koştu. 

HER DEPLASMANDA SALDIRI 

Gittikleri her yerde fiziki-sözlü saldırıya uğrayan Amedspor taraftarları olmasına rağmen  kulübe yönelik 2016 yılında uygulanmaya başlayan deplasmana taraftar götürememe yasağı, pandemi yasaklarına kadar devam etti. Takımlarını deplasmanda yalnız bırakmak istemeyen taraftarlar, her defasında İl Güvelik Kurulları’nın öne sürdüğü “güvenlik” gerekçesi ile karşılaştı. Öyle ki “taraftar yasağı” rekoru kırıldı. Amedspor taraftarlarının güvenlik gerekçesi ile stadlara alınmadığı maçlarda oyuncular ve yöneticiler ırkçı söylem ve fizikli saldırılarla karşı karşıya kaldı. 24 Nisan 2016’da deplasmanda oynanan Ankaragücü maçında Amedspor’un yöneticileri, rakip takımın yönetici ve taraftarlarının saldırısına uğradı. Maçın ardından protokolde bulunan Amedsporlu 5 yönetici darp edildi. Amedspor kafilesini taşıyan otobüse de maç sonrası Ankaragücü taraftarları tarafından taşlı sopalı saldırıda bulunuldu.

13 Ekim 2018’de gidilen Sakaryaspor deplasmanında da, hoparlörden mehter marşı çalınıp, skor tabelasına savaş görüntüleri yansıtıldı. Maç sonrasında Amedspor’un soyunma odasını basıp, oyuncuları darp eden Sakaryaspor taraftarları, stat çıkışında da takım otobüsünü taşladı. 

TARAFTARLAR GÖZALTINA ALINDI

Ziraat Türkiye Kupası kapsamında 28 Ocak 2016’da oynanan Başakşehir - Amedspor maçının ardından ise kulübün 100 kadar taraftarı İstiklal Marşı'na saygısızlık ettikleri, "Her yer Sur, her yer direniş", "Her yer Cizre, her yer direniş" ve "Çocuklar ölmesin, maça gelsin" sloganları atıkları gerekçesiyle gözaltına alındı. Polisin ters kelepçe taktığı taraftarlardan çocuk yaşta olanlar emniyette, 29 kişi ise sevk edildikleri adliyede serbest bırakıldı. 

HAKEM HATALARI

Irkçı saldırıların hedefi olan takım aynı zamanda hakem hataları ile de mücadele etmek zorunda kaldı. Amedspor, bu hataların en barizini 2 Ekim 2017’de Etimesgut Belediyspor ile oynadığı maçta yaşadı. Maç esnasında iki kere sarı kart görmesine rağmen rakip takım oyuncusu oyun dışı bırakılmadı.

Pandeminin gölgesinde başlayan 2020-2021 sezonunda da geride kalan 13 maçta Amedspor aleyhine 7 penaltı kararı verildi. Yine pandemi nedeniyle seyircisiz oynanması gereken maçların bir çoğunda sahaya çıkan takım, rakibin yüzlerce taraftarı ile karşılaştı. Öyle ki kendi evinde oynadığı Kocaelispor maçında bile devlet protokolüne ayrılan localara Kocaelispor taraftarı alındı.

PFDK

Amedspor, oynadığı karşılaşmalarda oyuncuların hareketleri ve taraftarlarının tezahüratları gerekçesiyle sık sık Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na (PFDK) sevk edildi. PFDK, birçok karşılaşma için takıma ağır para cezaları verirken, Ocak 2018’de Amedsporlu Deniz Naki’ye, ayrımcılık ve ideolojik propaganda nedeniyle 3 yıl 6 ay müsabakalardan men ve 273 bin TL para cezası verildi. 

3 yılı aşkın cezalar ‘sürekli mahrumiyet’ cezasına dönüştüğü için Deniz Naki, futboldan men edildi. 

Yine geçen yılın başında oynanan Sakaryaspor maçında, rakip takım oyuncularını elindeki kesici aletle yaralamak iddiasıyla suçlanan Amedspor kaptanı Mansur Çalar’a ise, sürekli hak mahrumiyeti cezası verildi. İtiraz üzerine ömür boyu men cezası Tahkim Kurulu tarafından kaldırılarak, 20 maç men ve 25 bin TL para cezasına çevrildi.

SOYLU HEDEF GÖSTERDİ

Saha içi ve dışında sık sık saldırılara maruz kalan Amedspor, zaman zaman hükümet yetkililerince de hedef alındı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçtiğimiz yıl Ekim ayında KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık'ın "Amedspor'a oradan buradan ayda 400-500 bin lira para bulun" diye talimat verdiğini öne sürerek takımı hedef gösterdi. 

Soylu’nun iddiaları üzerine İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri Diyarbakır’a gelip kulüpte 10 gün boyunca denetim yaptı. Müfettişlerin hazırladığı raporda, Soylu’nun iddialarının aksine Amedspor’un yurt dışından hiçbir yardım almadığı, hiçbir platform, girişim, hareket, oluşum içinde yer almadığı belirtildi.

YARDIMLARIN GERİ İSTENMESİ

19 Ağustos 2019’dan sonra belediyelere atanan kayyımlar, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) ve Yenişehir Belediyesi’nin, Amedspor’a 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14'üncü maddesinin (b) fıkrasına dayanarak yaptığı 1 milyon 554 bin TL tutarındaki yardım ile ilgili zimmet çıkararak geri istedi. “Kamu zarara uğratıldı” iddiasıyla yardımlar, belediye eşbaşkanları ve kararı veren meclis üyelerinden geri verilmesi istendi. 

TRT CANLI YAYINDAN VAZGEÇTİ

Geçen sezon Samsunspor’un tüm maçlarını canlı veren TRT Spor, takımın sahasında Amedspor’la oynayacağı müsabakayı canlı yayın akışından kaldırdı. Amedspor’a uygulanan TV ambargosu bununla da sınırlı kalmadı. Alt ligler dahil olmak üzere bölge takımlarının maçlarını canlı veren TRT Kurdî de geçen sezon başından bu yana Amedspor’un hiçbir maçını canlı vermedi.

OLAĞANÜSTÜ KONGRE KARARLARI

Saldırılara maruz kalan, hedef gösterilen, destek alması için hesap açmasına dahi izin verilmeyen Amedspor, büyük ekonomik zorluklar yaşamaya başladı. Kulüp oyuncuları ve çalışanlarına ödeme yapılamadığı için zaman zaman yardım kampanyaları düzenlendi. Ekonomik zorluklardan kaynaklı kulüpte, son birkaç yılda sık sık olağanüstü kongre toplamak zorunda kaldı. Geçtiğimiz 23 Ağustos’ta toplanan 4’üncü Olağanüstü Kongre’de Kulüp Başkanı seçilen iş insanı Vechettin Alsaç, hala bu görevinin başında. 

Amedspor’un saha içi ve dışında karşılaştığı baskı ve yaşadığı sorunları kulüp yöneticileri, taraftarları ve spor yorumcuları Mezopotamya Ajansı'na değerlendirdi.

BAŞKAN AVCI: SİYASET DİLİ ETKİLİ 

Amedspor isminin, kentin tarihsel birikimine, kültürüne en uygun isim olduğunu belirten kulübün As Başkanı İhsan Avcı, siyasetin keskin, kutuplaştırıcı, çatışmacı bir dile dönüştüğü sürece kadar hiçbir sıkıntı yaşamadıklarını söyledi. Siyaset dilinin değişmesiyle Amedspor ismini sindiremeyenlerin bundan etkilendiğini ifade eden Avcı, bu süreçten sonra Başakşehir maçında taraftarlarının gözaltına alınması ile polisiye tedbirlerin devreye girdiğini belirtti. ü

Avcı, “Oysa bizim felsefemiz siyaset zeminini daha barışçıl bir yolda birleştirmek. Başakşehir ve Bursa gibi takımların bu tavırları, küçük cezalarla geçiştirilirken, biz en küçük hatamızda büyük cezalar aldık. Pandemi öncesine kadar yaklaşık 80 deplasman maçında taraftar cezası aldık. Bu Türkiye’deki milliyetçilik algısının kendi doğalında bireylerin taleplerinden çok siyasetin dilinden etkilenen değişik kesimlerin koyduğu tavırla ilgilidir” dedi.  

‘AÇIKLAMALARI SAMİMİ GÖRMÜYORUZ’

Kulüp olarak bugüne dek karşı karşıya kaldıkları ırkçılığa Federasyon ya da diğer kulüplerin sessiz kaldığını söyleyen Avcı, Şampiyonlar Ligi'nde, Paris Saint Germain (PSG) ile karşılaşan Medipol Başakşehir Spor’un Yardımcı Antrenörü Pierre Webo'nun, müsabaka sırasında 4’üncü hakemin ırkçı sözlerine maruz kalması sonrası son günlerde futbolda ırkçılığı kınayan kulüplerin açıklamalarını samimi görmediklerini de ifade etti.

Irkçılığa prensip ve ilkesel olarak karşı çıktıklarının altını çizen Avcı, şunları söyledi: “Başakşehir’in kulüp olarak ya da farklı siyasal partilerin ikircikli, riyakar yaklaşımlarını manidar bulduk. Bunlar gerçekçi yaklaşımlar değildir. Böyle olmuş olsaydı daha 3 hafta önce Sarıyer maçında yine mehter marşları ile karşındık. Her türlü küfür, ırkçı, milliyetçi söylem ile karşı karşıya kalmamıza rağmen, ne Federasyon ne de siyasi partilerin hiçbirinin sesi çıkmadı.”  

DENİZ NAKİ HATIRLATMASI

Webo’nun yaşadığı şeyleri eski futbolcuları Deniz Naki’nin de yaşadığını hatırlatan Avcı, Naki’nin özgürlüğü, dayanışmayı, barışı savunduğu için Federasyon tarafından futboldan men cezası aldığını kaydetti. 

Bu söylemlerin cezalandırılmak yerine sporda ön plana çıkarılması gerektiğini savunan Avcı, “Webo’ya yapılanların arkasına sığınıp, kendi yaptıkları ırkçılığı saklamayı toplumu kandırma olarak görüyoruz. Buradan Başakşehir başta olmak üzere tüm takımların ders çıkarması gerekiyor. Kitleler ırkçı söylemler ile sürekli yanlış yönlendirmelere itilirse, zamanı gelir önlerini almak bile zor olur. Onun için zararın neresinden dönülürse kardır diyoruz” diye belirtti. 

‘BİZİ BÖYLE KABUL EDİN’

Avcı, ayrıca Türkiye’de yaşayan halkların birbirleriyle sorunu olmadığını da ekledi. Avcı, bu konudaki sözlerini şöyle sürdürdü: “Spor dışında siyasal saikler milliyetçilik söylemleri ile topluma gitmeseler bizim bir sorunumuz olmaz. Sporun rekabetçi unsuru içinde maçlarımızı yaparız ve her şey sahada biter. Amedspor olarak bu rengimiz, kültürümüz, karakterimiz ile bu liglerde devam etmek istiyoruz. Bizi böyle kabul etsinler. Biz her takımı burada en iyi şekilde ağırlamaya devam edeceğiz. Hiçbir takım burada konaklama sorunu yaşamayacak, tek bir küfür ile karşılaşmayacak. Bu anlayışın tüm spor kulüplerinde temel bir anlayış olmasını bekliyoruz.” 

‘STAT EV SAHİBİNE KALIYOR’

Ultra Amed taraftar grubunun tribün lideri Mahsun Kazıkçı ise, takımın Amedspor ismini aldığı 6 sene içerisinde sadece 6 deplasman maçına gidebildiklerini dile getirdi. Ankara ve İstanbul gibi güvenliğin üst düzey olduğu illerde “güvenlik gerekçesi” ile alınan deplasman yasağını anlamadıklarını belirten Kazıkçı, bu kararın tamamen siyasi olduğunu vurguladı.

“Biz statlara gidemediğimiz için, stat ev sahibi taraftarlarına kalıyor” diyen Kazıkçı, rakip takım yönetimini ile taraftarlarının milliyetçilik konusunda birleştiği durumlarda kendilerinin zarar gördüğünü belirtti. Bu tarz durumlarda ırkçı söylem ve saldırılar ile karşılaştıklarını söyleyen Kazıkçı, “Biz orada olmadığımız için takım kendisini yalnız hissediyor. Haliyle bir tribünün yüzde 90’ının size sürekli küfür etmesi adaletsiz bir durumdur. Biz orada olursak bizde onlara küfür edeceğiz gibi bir durumdan bahsetmiyoruz. Bizde orada takımımıza destek verebilirsek, edilen küfürleri, milliyetçi söylem ve tavırları azda olsa bastırabiliriz” dedi.

‘HAKEM KARARLARI SİYASİ’

Hakemlerin maç yönetmek için sahaya çıktığında, kimin kiminle oynadığına bakmaması gerektiğinin altını çizen Kazıkçı, hakemlerin takımlara göre değil, kurallara göre hareket etmesi gerektiğini kaydetti.

Fakat bu kuralların yüzde 70’inin Amedspor lehine olan durumlarda işlemediğine işaret eden Kazıkçı, “Hakem atamalarının bilinçli yapıldığını, maçlarımıza gelen hakemlerin siyasi baskı altında olduğunu düşünüyoruz. Her takıma uygulanan kuralların bize de uygulaması bizim için yeterli olacaktır. Top neredeyse hakemin gözü orada olmalı. Sonucu da futbolcuların emeği belirlemeli. Zaten bu hakem hatalarının yüzde 90’ı siyasidir. Bu ötekileştirmenin, ırkçılığın artık bitmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

TAKIMA DESTEK ÇAĞRISI

“Amedspor’un varlığı bölgede hiç takım tutmaya insanları bile takım tutacak konuma getirdi” diyen Kazıkçı, Amedspor’un bugün bulunduğu ligden ziyade insanları bir araya getirebilecek bir kurum olmasının önemli olduğunu da söyledi. 

Amedspor’un sadece Diyarbakır’ı temsil etmediğini ifade eden Kazıkçı, “Maddi olarak bir Barcelona değil ama Barcelona’da nasıl ki Katalan bağlılığı varsa, Amedspor’da Türkiye’de ezilenlerin, yoksulların, öğrencilerin takımıdır. Amedspor Cizreliyi, Nusaybinliyi, Giresunluyu, Hopalıyı buraya maça getirtebiliyor. Halkın takımı söylemi sadece bir klişe değil gerçektir. Bu takıma sahip çıkamazsak hiçbir şeye sahip çıkamayız. Bu bizim için bir sınavdır, o sınavı kaybetmemeliyiz” diye konuştu.

IŞIK: KÜRT KİMLİĞİYLE BAĞ KURULDU

Amedspor Kaos ve Direniş kitabının yazarı Ali Fikri Işık ise, Amedspor’un tıpkı Celtic ve Atletico Bilbao kadar ikonik ve simgesel temsil özellikleri taşıdığını ifade etti. 

Amedspor ile Kürt kimliği arasında çok güçlü bir geçişgenlik sürecinin tamamlamak üzere olduğunun altını çizen Işık, “Bu süreci nihayete erdirecek tek şey, yüksek seviyelerde elde edilecek sportif başarılardır. Henüz ikinci lig seviyesini aşmamışken bu oranda temsiliyet potansiyeline ulaşmak çok şaşırtıcıdır. Çünkü futbol sadece başarıyla temsiliyeti kabiliyeti sağlıyor. Ama Amedspor daha başka bir rol oynuyor. Yüksek başarıları yok ama buna rağmen yüksek derecede bir temsil gücüne sahip” dedi. 

'SOSYAL DAYANIŞMASINDAN ÜRKÜLÜYOR’

Bu temsil gücünden kaynaklı takım üzerinden gerginlik geliştirildiğini vurgulayan Işık, devletin Amedspor’un bu etkisini kırmak için elindeki bütün araçlar ile gerginliği diri tuttuğunu belirtti. “Mevcut iktidar Kürtlerin sosyal dayanışma ağları üretmesinden ürküyor” diyen Işık, sözlerini “Futbol sosyal dayanışma ağları için muhteşem fırsatlar sunuyor. Kitleler her hafta stadyumda 10 binler olarak buluşabiliyor. Bu her maçı bir miting ve şölene dönüştürme fırsatı demektir. Her maç bir hikâyedir ve hikâyelerde insanları birbirine sıkı bağlarla bağlayabilir. Devlet bunu biliyor ve bunun önüne geçmek istiyor” diyerek noktaladı.

MA / Tolga Güney - Cahit Özbek