Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, bulunduğu Kocaeli (Kandıra) F Tipi Kapalı Cezaevi’nden hakkında hazırlanan Kobanê iddianamesini değerlendirdi. Mezopotamya Ajansı için 13 Ocak’ta kaleme aldığı yazıyı avukatları aracılığıyla ulaştıran Yüksekdağ, Kobanê iddianamesini “trajedi belgesi” olarak tanımladı. 

Yüksekdağ, 6 yıldır tüm yapılan algı, operasyon ve manipülasyonlara karşı iddianamenin fiyasko olduğunu vurguladı. Yüksekdağ, hazırlanan Kobanê iddianamesinin DAİŞ’in yenilgiye uğramasının intikamı olarak değerlendirerek, Kobanê dayanışma eylemlerinin büyük insanlık tarihinin yüz akı olduğunu kaydetti. 

Yüksekdağ’ın Mezopotamya Ajansı'na gönderdiği değerlendirmenin tam metni şöyle: 

YARGI SİLAHIYLA SİYASETE DARBE

“Beklenen Kobanê iddianamesi açıklandı. Buna beklenen yalanlar, iftiralar, yüzsüzlükler belgesi de diyebiliriz. Türkiye hukuk sistemi bakımından aynı zamanda tam bir trajedi belgesidir. 6 yıl beklediler, kamuoyunu yalana, manipülasyona boğdular. Evirdiler, çevirdiler, sayısız operasyon yapıp sözde delil topladılar ama ortaya çıkan sonuç fiyaskonun dibi. Tabii bu iddianame, hukukun az buçuk işlediği bir memlekette böyle adlandırılabilir. AKP-MHP rejiminin faşist tahkimatı arttırdığı, kendileri dışında herkesin terörist ilan edildiği koşullarda ise, yargı silahıyla siyasete darbe yapmanın bir biçimi olmuştur.

FAŞİZMİ YARGILAMAK

Siyasi iktidar Kobanê yargılaması ve buna eşlik eden HDP’nin kapatılması, tehdit ve operasyonları eşliğinde bir taraftan da erken seçime hazırlanıyor. HDP’yi etkisizleştirerek, -başarabilirseler- siyaseten devre dışı bırakarak kazanabileceğini hesap eden bir çürük strateji bu. Ama esasen HDP’nin yarattığı halkçı demokratik gelişim dinamiğini, stratejik düzlemde sönümlendirme, Türkiye halklarını müebbet faşizme mahkûm etme siyaseti izliyor. Bu nedenle Kobanê yargılaması ve HDP’ye yönelik saldırılar nezdinde bütün devrimci, demokratik, muhalif güçlerin geliştireceği tepki çok önemlidir. Bu süreç, topyekûn demokrasiye, politik özgürlüklere sahip çıkma ve faşizmi yargılama hareketinin yükselişine vesile olmalıdır.

İNSANLIK TARİHİNİN YÜZ AKI

Bizler bugüne kadar olduğu gibi yine üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışacağız. Halkımızın, kadınların bundan en ufak şüphesi olmasın. Büyük yalanlar ve komplolarla büyük hakikatleri karartabileceğini sananlar, kendi yanılgılarının kurbanı olacaklar. Herkesin bilmesi gerekir ki 6-8 Ekim Kobanê demokratik direniş ve dayanışması, büyük insanlık tarihinin yüz akıdır. Bu hareketi yalanla, provokasyonla, kendi suçlarını örtme telaşıyla mahkûm etmeye çalışanlar, gerçeğin ve haklılığın gücü karşısında mahkum olacaklar. Yitirdiğimiz canlarımızın acısı ve öfkesi yüreklerimizde hala çok taze. Siyasi iktidar 6 yıl boyunca ölülerimize bile ayrımcılık, haksızlık yaparak, katledilen Kürt yurttaşlarımızın, HDP’ye gönül vermekten cezalı insanlarımızın ahını, günahını aldı. Katilleri bulmak, suç duyurularının gereğini yapmak için kılını kıpırdatmayanlar, işin ucunun kendilerine çıktığını iyi bildiklerinden; asıl gadre uğrayanları yargılayarak kendilerini kurtarmak için çırpınıyor.

BU DEFTER BÖYLE KAPANMAZ

Önemli nedenlerden biri de stratejik müttefikleri IŞİD’i yenilgiye uğratarak, insanlık dışı bölge planlarını akamete uğratan demokratik halk zaferini cezalandırmak, ondan intikam almaktır. Eğer iktidar işkenceci, tecavüzcü, katliamcı, tekfirci çeteler devletiyle komşu ve müttefik olsaydı, Kobanê dayanışma hareketi bu kadar içine dert olmayacaktı. Bu yanıyla hakkımızda açılan dava, kitlesel tutuklamalar ve bunun üzerinden yürütülen siyasi linç operasyonu, IŞİD yenilgisinin intikamını alma, Suriye’de, Türkiye’de, bölgede ve ona benzer yapıları destekleme, cesaretlendirme çizgisinin devamıdır. Aynı zamanda devlet içi ya da paralel kontra yapılanmalarının ipliğinin pazara çıkmaması, siyasi iktidarın çürüme düzeyinin, kimlere bağımlı ve mecbur olduğunun ortaya saçılmaması için böyle büyük bir komplo davasıyla Kobanê defterini kapatmak istiyorlar. Ne var ki bu dava böyle kalmaz, bu defter böyle kapanmaz.

TARİHSEL AKIŞ DEĞİŞMEYECEK

Belki de hiçbir zaman böylesi kadar haklı, özgüvenli olmadık. Bizler de duru, sarih bir insanlık davasının yargılamasını yapacağız. Egemenler tarafından kana, ölüme, acıya bulanan nice büyük dava da olduğu gibi yargılayan ve hakikate hakkını teslim eden bizler olacağız. Halklarımıza özgürlük ve adalet isteğine; nefretle, hışımla saldıranlar, mahkemeleri siyasi ikballeri uğruna uşaklaştıranlar ise kendi komplolarının karanlık sularında boğulacaklar. HDP’ye ve bizlere dönük bu siyasi darbe saldırısını düzenleyen, ortaklaşan herkes tarih sayfasına suçlu sıfatıyla yazılacak çünkü bu uydurma, zorlama davanın sonucu ne olursa olsun tarihsel akışın sonucu değişmeyecek.”