4 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “Türkiye sol ve sosyalist hareketinin yapması gereken Kürt halkıyla, HDP ile dayanışmayı güçlendirmesi, Kürt sorununun çözümü için daha çok çaba göstermesidir. Önemli olan HDP’yi kapattırmamaktır” dedi.

Avukatları aracılığıyla Gazete Duvar’dan Filiz Gazi’nin sorularını yanıtlayan Tuncel, salgın sonrasında uygulanan politikalar sonucunda toplumsal hareketin ve muhalefetin halkla ilişkilerinin zayıfladığını belirterek, “Sosyal medya platformları üzerinden geliştirilen siyaset, toplumsal sorunların çözülmesine çok katkı sunamaz. O alanı da kullanmak önemli ancak bizlere kazandıracak asil şey tarlalarda, köylerde, fabrikalarda, mahallelerde, sokaklarda halkla kurulacak ilişki, doğrudan demokrasinin, yerel demokrasinin katılımcı ve özgürlükçü bir siyasetin geliştirilmesini sağlamaktır” dedi.

KÜRT SORUNU TEMELDİR

“HDP birleşik mücadelenin Türkiye’deki halkların, inançların, kadınların, ekolojistlerin, hak savunucularının ortak mücadele zeminidir” diyen Tuncel, “Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’de gerçek anlamda bir demokrasi gelişmeyecektir. HDP; Kürdistan ve Türkiye halklarının ortak yaşamını, demokratik cumhuriyetini savunuyor. HDP dışında hiçbir siyasi partinin Kürt sorunu ile ilgili siyasal, toplumsal ve ekonomik projesi yok. Oysa Türkiye halklarının ve Kürt halkının geleceği birbiriyle bağlantılı” diye konuştu.

ORTAK VE ÖRGÜTLÜ MÜCADELE

Tuncel, HDP’nin ortak mücadelenin çatısı olduğunu hatırlatarak, “Tüm Türkiye halklarının eşit, özgür, barış ve güven içinde yaşaması için mücadele ediyor. Ancak Kürt halkının kendi özgün sorunları için dil, kimlik ve kültür sorunları etrafında örgütleneceği kurumlar da olmalı. Varlığı güvencede olmayan bir halk için varlığını korumak, geleceğini güvence altına almak ancak örgütlü bir mücadele ile mümkün” dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve açlık grevlerine de değinen Tuncel, “Eğer bir halkın ‘önderim’ dediği kişi özgür değilse o halk da özgür değildir. ‘Önderlik’ yoğunlaşmış halk iradesini temsil etmektedir aslında. Kürt sorununun çözümü için Sayın Abdullah Öcalan ile sonlandırılan diyalog süreci yeniden başlatılmalı ve müzakere süreci geliştirilmelidir. Bunun olması ise ancak mücadele ve dirençle mümkündür. Bu vesile ile tüm demokrasi ve özgürlük güçlerine içerideki bu sese ses vermeleri çağrısında bulunuyorum” diye kaydetti.