Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimlerine dair çalışmalarına çıkarılan program kapsamında bugün Şişli’de devam etti. Okmeydanı’nda bir çok ziyaretlerde bulunan Temelli’ye Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ve partililer eşlik etti. 

Temelli, İlk olarak Kadın Kadına Mülteci Mutfağı’nı ziyaret etti. Burada kısa bir konuşma yapan Temelli, kurulan bu dayanışma mutfağının kendisini çok mutlu ettiğini ifade etti. 

Türkiye’nin Suriye’de izlediği savaş politikaları üzerinde duran Temelli, mültecilere vatandaş gözüyle bakılması gerektiğini söyledi. Mahalleler de ise, komşuluk hukukunun kurulması gerektiğini belirten Temelli, “Bu tarz etkinliklerin artmasını diliyorum. Irkçı dil yok edilerek dayanışma içinde yaşamalıyız. Bunu başarırsak Suriye’de barış olur. Savaş politikaları çözüm değil” dedi.

Temelli, daha sonra Okmeydanı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne geçti. Burada İstanbul’un farklı bölgelerindeki kentsel dönüşüm mağdurlarınca oluşturulan Mahalle Birliği temsilcileri ile bir araya gelen Temelli, sorunlarını dinledi. Kentsel dönüşüm mağdurlarınca kurulan Birliğin son derece önemli olduğunu söyleyen Temelli, Birliğin kendileriyle paylaştığı bilgiler  doğrultusunda Parlamento’da soru ve önerge çalışmaları yaptıklarını ifade etti

‘MUHALEFETEN GELEN HERŞEY REDDEDİLİYOR’

Temelli, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün İstanbul’da 65 mahalleden bahsediyoruz, İstanbul’da 965 mahalle var. Umarım bu çalışma daha da yaygınlaşır. Çünkü bütün mahallelerin sorunları var ama ilk hatırladığım kadarıyla Sarıyer’de bu meseleye başlamıştık. Uzun süredir ben şahsi olarak ilgileniyorum. Parlamentodaki tablo şöyle gerçekleşiyor arkadaşlar. HDP, Türkiye’nin bütün sorunlarına vakıf ve çözme iddiasında. Sizden gelen talepleri tabii ki hemen ciddiyetle ele alıyoruz, konu üzerinde komisyonumuz çalışıyor yasa önergesi hazırlıyoruz, araştırma ve soru önergeleri veriyoruz. Hummalı bir çalışma yürütüyoruz. HDP her alanda yaptığı çalışmayı burada da yapıyor. Yani Türkiye’nin bütün sorunlarına vakıf ve çözüm üretme konusunda iddialı. Fakat parlamentodaki durum şu. Muhalefetten gelen her şey reddediliyor. Bir parlamento aklı, bir meclis aklı AKP iktidarında yok. AKP iktidarı her yeri kendi otoritesi ve iradesi ile yönetmek istiyor ki biz zaten buna faşizm diyoruz. Bir meclis ruhu, bir meclis aklı yok. Muhalefetten ya da farklı yerlerden gelen talepleri değil kendi zihniyetini dayatmak üzerinden şu ana parlamentoyu hiçleştirmeye, işlevsizleştirmeye çalışıyor. Bunu biliyoruz, bu Erdoğan ve tek adam rejimidir. Bu tek adam rejimin de yansımalarını her alanda olduğu gibi kentlerde de görüyoruz.”

‘MUŞ, TATVAN VE MALAZGİRT YERİNE İSTANBUL’U YENİLEDİLER’

Sözlerinin devamında 23 Haziran’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını seçeceklerini yineleyen Temelli, “Bu seçimin yenilenmesi başlı başına bir şaibe. Oysa yenilenmesi gereken seçimler yenilenmedi. Muş yenilenmeliydi, yenilenmedi. Malazgirt yenilenmeliydi, yenilenmedi. Tatvan yenilenmedi. Hangi seçim yenileniyor herkesin vicdanında meşruiyeti vuku bulmuş olan İstanbul seçimi yenileniyor. Neden İstanbul seçiminde bu kadar ısrarcı. İşte sizin dile getirdiğiniz meselelerden dolayı bu kadar ısrarcı. İstanbul’dan beklentileri var. Bir kent nasıl yıkıma uğrar? Bir kent rantçı zihniyet ile yıkıma uğrar. İstanbul’u bir rant cennetine çevirip bu ranttan palazlanmak isteyen bir iktidar var. O yüzden işte bizim bu derdimiz var. Mahalleler Birliği olarak siz bunu en iyi bilen ve dile getirenlersiniz. Bizim siyaset yapma anlayışımız da meselenin gerçek özneleri ve sahipleri ile bir araya gelerek siyaset yapmaktır. O yüzden biz bu konuya bu denli vakıfız sizle olan ilişkilerimizden dolayı”  ifadelerini kullandı.

‘BU RANTÇI ANLAYIŞ 25 YILDIR BU KENTİ YÖNETİYOR’

Temelli, kenti 25 yıldır yönetmelerine rağmen AKP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Binali Yıldırım’ın sanki bu denli yıkım olmamış, karşılarına böylesi bir tablo çıkmamış gibi çıkıp kente dair çözümler üretmesini de eleştirdi.

Temelli, “Bu çözümleri dile getirirken aslında kenti nasıl yıktıklarını da, bu yıkımı nasıl gerçekleştirdiklerini de ifşa ediyorlar. Kendilerini teşhir ediyorlar. Bu zihniyet kenti beton yığınına, beton çöplüğüne sürükledi. Bakın yeşil alan konusunda söylediklerine. Şunu şunu yapacağız diyorlar. Kuzey Ormanları’nı bitirdiler. Bunu en iyi Sarıyer bilir. 3’üncü köprü ve havalimanından dolayı en iyi Sarıyer ve Alibeyköy bilir. Nasıl bir yıkım talan olduğunu hep birlikte yaşadık. Gaziosmanpaşa bilir, çarpık kentleşmenin ne olduğunu, rantın nasıl oraya çöreklendiğini görmesi açısından. Bu ülkede 3 tane politika çok yanlış yürütüldü. Bir; inşaat sektöründe konut politikası. İki; enerji politikası ve tabii 3’üncüsü de ulaşım politikası. Bütün bunların müsebbibi olanlar bugün sanki bu yıkımın müsebbibi değillermiş gibi kenti kurtaracaklarını söylüyorlar. Kenti beton yığınına ve çöplüğüne bu zihniyet sürükledi. Yandaş müteahitlerini zengin edip, haksız zenginleşmeye yol açıp siyaseti buradan finanse edip, kendi servetlerine servet katmak için bu kente bu kötülüğü yaptılar bütün Türkiye’nin yükünü bu kent taşıyor” dedi.

‘TÜRKLER, KÜRTLER, FARKLI İNANÇLAR BU KENTTE KENDİSİNİ BULAMIYOR’

Kentin sorunlarının ancak mahallelerden başlanarak çözmenin mümkün olduğunu vurgulayan Temelli, bu konuda şunları söyledi: 

“Görüyoruz işte çarpık kentleşme, dikey kentleşme, kentin tarihsel dokusuna yönelik saldırı muhafazakar olduğunu sürekli dile getirip de tarihi bu kadar düşmanlık olsa olsa Türkiye’de, AKP iktidarıyla olurdu, öyle de oldu. Kentin surlarına yaptıklarından tutun da bütün tarihi, kültürel dokusuna, halklarına, inançlarına yönelik saldırıları hep birlikte gördük. Bu kentteki insanlara ve bu kentteki farklı inançlara sahip olanlara sorduğumuzda herkes aynı derdi dile getiriyor. Bu kentte Kürtler de, Türkler de, bütün 72 millet de kentte kendisini bulamıyor. Ya da bu kentte yaşayan emekçiler, kentte kendini bulamıyor, kadınlar bulamıyor, çünkü bütün kenti bir beton çöplüğüne çevirip, bütün farklılıkları yok eden bu zihniyet, kentin de bütün güzelliklerini yok ederek grileştirdi. Şimdi İstanbul’un topyekün bir itirazı var bu itirazı sandığa taşımalıyız. Türkiye’nin sorunlarını aşmak istiyorsak mahallelerden başlamak zorundayız. Evet hepimizin itirazı var. Mahalleli ki demokrasi dediğimiz şey mahalle de başlar, barış dediğimiz şey mahallede başlar. Mahallede herkes yan yanadır, birbirini görür birbiriyle diyalog içindedir. O mahallede yaşayan Türkü, Kürdü, Alevisi ve Sunisiyle muhabbet eder. Bu muhabbet ki sağlıklı bir diyalogdur. Eğer biz bugün Türkiye’nin sorunlarını aşmak istiyorsak mahalleden başlamak zorundayız. Mahalle meclislerimizden başlamak zorundayız. O yüzden yapmış olduğumuz çalışmalar gerçekten çok kıymetli çalışmalardır. Mahalleye sahip çıkmak yaşama ve demokrasiye, barışa sahip çıkmaktır.” 

‘25 YILDIR RANT PEŞİNDE KOŞAN BU ZİHNİYETİN SANDIKTAN ÇIKMASINI ENGELLEYELİM’

HDP olarak ise, her zaman radikal demokrasiyi savunduğunu ifade eden Temelli, her zaman meclis hukukunu, mahalleyi, iş yerini ve sokağı savunduklarını kaydetti. Temelli, “Yanınızdayız, beraberiz, itirazımızı 23 Haziran’da sandığa götürelim, sandıktan bu zihniyetin çıkmasına engel olalım bir kere da.  25 yıl sonra hala bu kente göz dikmiş, hala bu kentte rant peşinde koşan bu zihniyetin sandıktan çıkmasını engel olalım. Ama 24’ünden itibaren de kentimizi demokratikleştirmek için mahallelerimize çok daha fazla sahip çıkalım” diye de ekledi.

‘MÜLTECİLİK SORUNU VE SAVAŞIN MÜSEBİBİ BU İKTİDARDIR’

Burada Kadın Kadına Mülteci Mutfağı’na yaptığı ziyarete de değinen Temelli, “Biraz önce mülteci arkadaşlarla beraber var edilmiş bir mutfağı gezdik. Şimdi evet mülteciler de var aramızda. Onların dışlayarak değil, onlarla beraber yaşamayı öğreneceğiz. Bu Suriye’deki sorunun da müsebbibi yine bu iktidardır. Bu rantçı anlayıştır. Çok iyi hatırlıyorum stratejik derinlik olarak ortaya koydukları projenin arkasında yatan Suriye’nin yeniden inşası projesiydi. Yani yine bu beton akıldı. Yaktılar yıktılar insanları göç etmeye zorladılar bugün İstanbul’da 600 bine yakın mülteci yaşıyor. Birçoğu Akdeniz de öldürdüler. 600 bin mülteciyi şimdi düşmanlaştırarak sanki bu kentin bütün sorunlarını onlar yaratıyormuş gibi. Ama sadece Suriyeliler yok burada. Burada yeri yurdu yıkılan, iktisadi olarak zora koşulan, hayvancılığın yasaklanması ve sulama sorunlarından enerji sorunlarına kadar tarım alanlarının ekilebilir olma özelliğini yitirmesiyle yerini yurdunu terk etmek zorunda kalıp İstanbul’a gelmiş pek çok Kürt var” diye konuştu.

‘PONTUS’U KONUŞACAĞINIZA İŞSİZLİĞİ YOKSULLUĞU KONUŞUN’

“İstanbul’a Anadolu’nun pek çok yerinden gelmiş insanlar var” diyen Temelli, son olarak şunları söyledi: “Şimdi Karadenizlileri konuşuyorlar, Karadenizliler deyince hep Pontus muhabbeti çıkıyor ortaya. Pontus’u konuşana kadar Trabzon’dan, Giresun’dan, Ordu’dan Gümüşhane’den buraya işsizlik ve yoksulluk nedeniyle göç edenleri konuşsanıza. Bu kentte Türkiye’nin her yerinde yoksulluk işsizlik nedeniyle gelmiş şimdi artık İstanbullu hemşerilerimiz var. İstanbul’u yönetmek o yüzden önemlidir. Ama İstanbul’u yönetmek bir kişiye değil mahallelilere halka bağlıdır. O yüzden de bütün bu sorunların çözümü bir demokrasi ile yerine yurduna sahip çıkmakla mümkün olacaktır. 23 Haziran seçimleri bu anlamıyla kritiktir. İstanbul’da olması tesadüf değildir. Bakın bu iktidar kaybettiği hiçbir yerde seçimi yenilenmedi zorlamadı. Adana’yı da, Mersin’i de` Hatay’ı da, Muğla’yı da biz kaybettirdik. HDP stratejisi kaybettirdi. Ama gelip İstanbul’u yenilemeleri tesadüf değildir. İstanbul onların siyasi ömrü için kaçınılmaz olarak bir rant cennetidir. Bunu ellerinden bırakmak istemiyorlar, biz de vermeyeceğiz diyoruz. Bu kenti ranta artık teslim etmeyelim. Bu kenti rantla yıkarken aslında altında emekçiyi bıraktılar kadınları çocukları bıraktılar. Evet bir enkaz var üzerimizde ama ben inanıyorum ki 23 Haziran’dan sonra bu enkazı kaldırabiliriz. Bu gücümüz var. Hepinize  çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.”(Mezopotamya Ajansı)