İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından hedef gösterilen Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, hakkındaki iddialara ilişkin Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ve milletvekilleriyle birlikte partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.  

'SİYASİ ŞOV'

Partilerinin son 6 yıldır AKP iktidarının ağır saldırıları ve şiddetiyle karşı karşıya kaldığını dile getiren Taşdemir, binlerce üye, yöneticileri ve seçilmişlerinin tutuklandığına değindi. Gözaltı ve tutuklamaların yanı sıra partilerinin ağır bir kara propagandayla karşı karşıya kaldığını belirten Taşdemir, şöyle devam etti: “İktidarın alameti farikası yalan ve iftiralardır. 16 Şubat’ta Meclis’te Garê operasyonu için hesap vermesi gereken İçişleri Bakanı, hesap vereceği yerde, hamaset yapıp, partimizi hedef yaptı. ‘Meclis’ten 1 vekil gitti’ dedi, isim vermedi. 4 gün boyunca kamuoyunda bu konuda bir algı yarattı. 4 gün sonra yandaş bir televizyon kanalına çıkıp 1 saat partimize hakaret etti. ‘Az sonra, biraz sonra, son dakika’ şeklinde ifadelerle olayı şova dönüştürdü. Sonunda benim ismimi verdi. Ama ortaya bir kanıt sunmadı, bir dedikoduya dayanarak itibar suikasti yaptı.”

‘KOLTUĞUNU KURTARMA OPERASYONU’

Soylu’nun iddialarının “yalan ve iftira” olduğunu ifade eden Taşdemir, “Soruyorum: Madem elinde böyle bir bilgi ve belge vardı da neden savcıya vermedin de televizyonda açıkladın? Bunu açıklamak için neden Garê operasyonunu bekledin? Biz bunun neden olduğunu biliyoruz. Bu bir koltuğunu kurtarma operasyonudur. Bunun için hemen her gün aslı astarı olmayan kuyruklu yalan haberlere ve iftiralara maruz bırakılıyoruz. Bu ülkede koltuk bekası için neler yapılıyor, ne akla hayale gelmedik yalanlar atılıyor biliyoruz. Andıçlamaları biliyoruz” ifadelerinde bulundu.

‘TEK BİR GAZETECİ DOĞRU SORU SORMADI’

“Dedikodu ve iftiralarla dolu o programı izlerken gerçekten utandım, gazetecilik adına, ülkem adına utandım” diyen Taşdemir, şunları söyledi: “Tek bir gazeteci doğru soruları sormadı, yapılan açıklamayı irdelemedi. ‘Niye bugün burada açıklıyorsun’ demedi. O yalanları ortaya atan Soylu’nun bunları kanıtlamakla yükümlülüğü var. Aksi halde yalancıdır, müfteridir. Dedikodular üzerinden, gizli tanık ve itirafçıların yalan dolan, aslı astarı olmayan beyanları üzerinden bir insana itibar suikastı yapmak, nefret söylemine başvurmak, hedef göstermek acizlikten başka bir şey değildir.

BELGELERİ AÇIKLAYIN

Bu siyasetin adı ‘Çamur at, izi kalsın siyasetidir’. Cemaat yöntemini iyi benimsemiş olan Soylu, bu yöntemleri kullanarak partimi ve şahsımı hedefe koyarak, itibar suikastına başvurmaktadır. Bunu asla kabul etmiyoruz. Tekrar soruyorum: Ne zaman, hangi gün gitmişim Garê’ye? Belgeleriyle açıklayın. Bizlere topluma masal anlatmayın.

KAMERA GÖRÜNTÜLERİ NEREDE?

Hulusi Akar Meclis’te açıkladı, ordunun bile girmekte zorlandığı bir bölgeye hangi ara gitmişim, hangi ara eğitim almışım, hangi ara oralarda boy göstermiş ve dönmüşüm? İstanbul-Garê uçak seferi var da haberimiz mi yok? Benim bilmediğim ama Soylu’nun bildiği özel yeteneklerim olması gerekiyor ki bu sürede bütün bunları başarmış olayım. Kamera görüntülerinden bahsetti önce Soylu, nerede bu kamera görüntüleri? Nerede bu fotoğraflar?

İSTİFA ETMESİ GEREKENLER SALDIRIYOR 

Yalan ve iftira atmak bir Bakan’ın işi olmamalı, siyaset bu kadar kirli hale getirilmemeli. Kamera yok, dedikodu verelim. Biri birine demiş de o da ona demiş, o da onun kulağına üflemiş. Geçin bunları. Toplum gerçekten bu tür yalan ve iftiralardan bıkmış, usanmış durumdadır. Halkın derdi açlıktır; yoksulluktur, intiharlardır. Düşünün bir kentte aynı gün 7 kişi yoksulluktan intihar ediyor, bir çift çocuklarını komşuya bırakıp intihar ediyor açlıktan. İstifa etmesi gerekenler de bize saldırmayı iş bilmiş durumdalar.

DEMOKRATİK SİYASET HEDEFLENİYOR

Ortada bu kadar sorun varken, bu iftiralar üzerinden hedeflenen aslında ben değil, demokratik siyasettir. AKP iktidarı ne zaman sıkışsa demokratik siyasete, Kürtlere ve kadınlara saldırıyor. Gerginlik ve kutuplaşma ile ömrünü uzatmaya çalışıyor. Ben üç dönemdir Ağrı milletvekilliği yapıyorum. Ne yaptığım ortadadır. Kadın Meclisi Sözcülüğü yaptım, KEFEK komisyon üyeliği yaptım. Yıllardır Türkiye ve Kürt kadın hareketiyle kadın sorunu üzerine mücadele yürütüyorum.

TÜM KADINLARA İFTİRA ATILDI

Soylu’nun bu iftiralarını ben tüm kadınlara yapılmış sayıyorum. Kadın mücadelemize yapılmış sayıyorum. Kadın mücadelemiz bu siyaset anlayışına son verecektir, göreceksiniz. Kadın dayanışması sizin lümpen ve mafyatik siyaset anlayışınızı bitirmeye kararlıdır. Bunu da ifade edeyim. Ben Garê’ye gitmedim. Bu çok açık ve net. İddialar yalan ve iftiradan ibarettir. Soylu’nun bu söylediklerini ihbar kabul edip Pazar günü sabahın köründe soruşturma açan savcılar benim buradaki açıklamalarımı da ihbar kabul edip Soylu hakkında soruşturma açacak mı? Bunu da sormak istiyorum.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM

Ben her türlü hukuki hakkımı kullanacağım, suç duyurusunda bulunacağım ve tazminat davası açacağım. Kazandığım tazminatı da Ağrı’daki yoksul çocuklar için kullanacağım. 7 Haziran’dan bu yana milletvekiliyim. Diplomatik pasaportumla yurtdışı seyahatlerine gittim, gittiğim, katıldığım yerler bellidir ve kayıtlıdır. Katıldığım faaliyetler bellidir. Her şeyi açık olarak yaptım, katıldığım etkinlikleri sosyal medya hesaplarımda yayınladım. Mesele de kimsenin hakikati öğrenmek için bir çabası yok. Manipüle edip, üstünü kapatmaya çalışacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Garê’ye kesinlikle gitmedim. Soylu yalan söylüyor. Hedef gösteriyor, iftira atıyor.”