Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, geçen hafta HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) dava başvurusu yaptı. AYM, raportör atadı, ilk incelemeyi 31 Mart’ta yapacağını açıkladı. Son 30 yılda HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP gibi Kürt siyasal hareketinin partileri kapatıldı. Parti kapatma davaları ile Kürtleri sindirmek ve alternatifsiz bırakmak isteyen siyasi iktidarlar, amaçlarına ulaşamadı; kapatılanın yerine açılan her parti daha fazla seçmenin oylarını alarak geri geldi. AKP-MHP-Ergenekon iktidarının, HDP'yi kapatma girişimine ilişkin ANF’ye konuşan Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, kapatma davalarını açanların da bu çabalarının bir faydasının olmayacağını bildiklerini belirtti. Taşçıer, Türkiye'de siyasetin tıkanmasından kaynaklı Kürtler üzerinde baskılar kurularak aşılmaya çalışıldığını söyledi.

'AKP BU DURUMDA KAYBEDER'

Kürtlere ve onların temsilcilerine saldıran iktidarın, Türkiye'deki işsizlik, yoksulluk gibi toplumsal sorunların üzerini kapatmaya çalıştığını kaydeden Taşçıer, “Bundan dolayı da her gün HDP'nin kapatılması ve vekillerinin tutuklanmasını tartışıyorlar. Son 5 yıldır ülke gündemini bunlarla meşgul ediyorlar. Bu da iktidarın nasıl bir çıkmazda olduğunun göstergesidir. Kaldı ki yargı artık iktidarın elinde olduğu için HDP'yi bir günde kapatabilirler de. Ancak AKP bu durumda tamamen kaybeder" dedi.

'KÜRTLER İKİNCİ BİR DERSİ VERECEKTİR'

AKP'nin HDP'yi kapatması durumunda AKP'li Kürt seçmenin bile bu haksızlığa karşı sessiz kalmayacağını ifade eden Taşçıer, şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye'deki demokratik kesimler ve bireyler, bu duruma tahammül etmeyecektir. AKP, 2019’da da Kürtlere saldırarak yerel seçime gitti ama Kürt halkı İstanbul ve diğer büyük kentlerde onların dersini verdi. Sadece İstanbul'da Ekrem İmamoğlu 800 bin oy farkıyla belediye başkanı olarak seçildi. Şimdi de aynı durum söz konusudur. Eğer yine HDP'ye saldırarak seçime gitmek istiyorlarsa Kürtler ikinci bir dersi verecektir."

'KÜRTLERE KARŞI BİR ARAYA GELEBİLİYORLAR'

Taşçıer, HDP'nin hem iktidar hem de muhalefet tarafından her gün tartışıldığına işaret ederek, “Örneğin daha dün CHP, andımızın tekrar okullarda okutulması tartışmasını yürüttü. 1930'larda yazılmış gerici ve faşist bir marş söz konusu olunca Kürtlere karşı çok rahat bir araya gelebiliyorlar. Yine Rojava'yı işgal ettiklerinde HDP'nin dışında hiçbir parti bunun karşısında durmadı. Libya tezkeresinde aynı safta yer almadılar, çünkü orada Kürtler yoktu. Her gün televizyonlarda HDP konuşuluyor ama bir tek HDP'li bile yok orada" şeklinde konuştu.

'DİYARBAKIR'DA 10 KİŞİDEN 8'İ HDP'YE OY VERİYOR'

"Biz Kürtlerin kendi coğrafyalarında, kendi kendilerini yönetmelerini istiyoruz. Kimliklerinin tanınmasını, anadillerinde eğitim görmelerini ve ulus olmanın getirdiği diğer tüm avantajları” diyen HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, şunları ekledi: “Mesela bugün Hindistan'da 17 tane resmi dil var. Yine Pakistan'da öyle. 'Geri kalmış ülkeler' olarak tabir edilen ülkelerde bile durum böyleyken neden aynı şey Kürtler için de geçerli olmasın? Biz bu talepler üzerinden siyaset geliştirirken, onlar 'HDP ülkeyi bölüyor' gibi argümanlara sarılıyor. HDP'nin bu taleplerine hiçbir ulusal basın yer vermiyor. Bu kadar baskı ve zulme rağmen yine Diyarbakır'da yürüyen 10 kişiden 8'i HDP'ye oy veriyor. Bütün istatistikler bunu gösteriyor."