Federe Kürdistan Bölgesi’nde Türkiye’nin baskısıyla KDP tarafından yaratılmak istenen gerginliğe karşı tepkiler sürüyor. Murat Karayılan, güçlerinin bulunduğu yerlere KDP’nin özel birliklerinin yerleştirmesine dair endişelerini dile getirerek, konuya ilişkin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Lideri Mesut Barzani’ye “duruma el koyması” çağrısında bulunmuştu. Barzani ise “Kürtler arası savaşı haram kıldıklarını” belirtirken, diğer yandan adeta “savaş” sinyali vermişti. Nitekim operasyon kararı, Barzani’nin Durê’de bulunan konutunda Türkiye’nin istihbarat heyetiyle yapılan toplantıda alındığı ortaya çıkmıştı. 

Kürt kamuoyunda “savaş ilanı” olarak yorumlanan Barzani’nin açıklaması, yeni bir birakujî (kardeş savaşı) endişesi yarattı. Bu tehlike karşısında Kürt siyasi partileri, sivil toplum örgütleri, kurum ve şahsiyetlerden gerginliği azaltmaya yönelik gelen çağrılara rağmen, KDP izlediği politikalardan henüz vazgeçmiş değil. 

DİYALOG ÇAĞRISI 

Kürtler arasında yaşanan bu gerginliği değerlendiren deneyimli Kürt siyasetçi-yazar Tarık Ziya Ekinci, barış ve demokrasinin herkesin şiarı olması gerektiğini vurguladı. Ortadoğu'daki koşulların çok ağır olduğunu belirten Ekinci, “Pusuda yatan güçlü devletler egemenlik alanlarını genişletmek için tüm olanaklarıyla halklar arası küçük ihtilafları kışkırtarak çatışmalar yarattıklarını unutmamak gerekir. İşte Ermenistan-Azerbaycan örneği pek çok insanın canına mal oldu. Sonunda bölgenin egemen devletleri kazandı. Irak'ta, Suriye'de yaşayan Kürt kardeşlerimizi temsil eden örgütlerin iç ihtilaflarını mutlaka ama mutlaka görüşerek çözmelerini temenni ediyorum. Kışkırtmalara kapılarak silahlı müsademeye girmeleri, yalnız kendilerine değil, tüm bölgeye zarar verir. Bölgede egemen olmak ve anılan örgütlerden birini ya da birkaçını silah ve para ile iğfal etmeleri olasılığını daima hatırda tutmak, sahte dostluklara itibar etmemek gerekir” dedi. 

BARIŞ ŞİARI 

Her kuruluşun çalışmalarını iç düzene tahsis etmesi ve birlik-beraberlik koşullarının hazırlaması gerektiğinin altını çizen Ekinci, “Gelecekteki Ortadoğu barış konferanslarında söz ve karar sahibi olmaları, varlık ya da yokluk meselesidir. Hiç kimse halkının geleceğini, dost görünen yayılmacı güçlü komşularının vaatlerine bırakmamalıdır. Kimse buna aldanmamalıdır. Barış ve demokrasi herkesin şiarı olmalıdır. Elbette herkes kendi kararını kendisi verecek. Ama kimsenin Ortadoğu’yu ateşe vermeye hakkı yoktur” şeklinde konuştu. 

Mezopotamya Ajansı / Ferhat Çelik