HDP Ankara İl Örgütü’nün dördüncü Olağan Kongresi’nde konuşan HDP eş genel başkanı Mithat Sancar, “Bu ülkede 40 yıla yakın zamandır devam eden çatışmalarda hayatını kaybeden her kesimden insanlarımıza borcumuz var. Demokratik çözümü büyük barış, bu bizim borcumuz sözümüzdür” dedi.

Şimdi 3’üncü yol zamanı diyen Sancar, “Bu yol demokratik ve sosyal cumhuriyete giden yoldur. Bu yol halkların özgürlüğüne, inançların eşitliğine giden yoldur” diye konuştu.

Türkiye’de büyük barışı ve kalıcı demokrasiyi sağlamak için mücadelelerini büyüttüklerini söyleyen Sancar, “Türkiye’de halkların alternatif bekleyişi vardır, inandırıcı bir seçenek istiyor halklarımız. Sadece kuru kağıtlarla boş mesajlarla ne iktidar kolay kolay gider ne de düzen değişir. İktidarı göndermeye ahdettik, ant içtik. Bunun yolu halklara gerçek bir alternatif sunmaktan geçer. Bizler HDP olarak demokrasi ittifakını halklar için gerçek alternatif haline getirmeye çalışıyoruz. Biliyoruz ki 20 yıl iktidarda kalan hiçbir güç bu nimetleri bırakmak istemez. Arkasında koca bir suç sicili vardır, ondan korkar. Hem nimetleri bırakmak istemez hem de kaybetme korkusu yerini sarar. Böyle bir iktidara karşı mücadeleyi halka gerçek alternatifler sunarak ancak kazanabiliriz” ifadelerini kullandı.

‘DEMOKRASİ İTTİFAKI ZAMANI’

Seçim gününü bekleyerek sonuca ulaşmanın mümkün olmadığını belirten Sancar, şöyle devam etti:

Seçim bir gündür, mücadele her gündür. Onun için biz diyoruz ki, demokrasi ittifakını ortak mücadele üzerine kuruyoruz. Seçim birlikteliğini de bu zeminde inşa edeceğiz. Çünkü seçim de ancak her gün yürütülen bir mücadelenin parçası haline getirilirse başarılı sonuçlara yol açabilir. Yoksa sadece sandıkların kurulduğu günü mücadelenin tek alanı olarak görürsek kazanmamız mümkün olmaz. Biz o nedenle birlikte hep birlikte demokrasi güçleriyle, halklarla, emekçiler, yoksullarla bütün inanç gruplarıyla en geniş demokrasi ittifakını ortak mücadele temelinde inşa ediyoruz ve büyütüyoruz. Şiarımız ortak mücadele, her gün yeniden başlayan büyük mücadele kararlı inanlı yürüyüş. Elbette böyle yürürsek göreceksiniz seçimde bu iktidarı da göndereceğiz bu düzeni de değiştireceğiz. Tek şansımız, tek seçeneğimiz budur. O nedenle diyoruz ki şimdi Türkiye’de HDP zamanıdır. Türkiye’de HDP’nin öncülüğünde, emekçiliğinde oluşmakta olan Demokrasi İttifakı’nın zamanıdır. Şimdi 3’üncü yol zamanıdır.”

‘EKMEK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ BULUŞTURACAĞIZ’

Bu yol nereye çıkıyor? Bu iktidarın ve düzenin uygulamalarının tam tersi olan bir düzene çıkıyor. Bu yol demokratik ve sosyal cumhuriyete çıkıyor. Yoksulluk ve açlık, bütün ülkede kol gezerken nüfusun yüzde 90’ından fazlası açlık ve sefalet içinde yaşarken sosyal adalet, emek için mücadele eşit yaşam için mücadele bizim tek seçeneğimizdir. Yani ekmek ile özgürlük mücadelesini birleştirmek zorundayız. Özgürlük olmadan ekmek, ekmek olmadan özgürlük olmaz. İşte o nedenle inançlara, halklara, özgürlük, emekçiye onurlu yaşam mücadelesi mutlaka buluşmak zorundadır. Ekmek ve özgürlük mücadelesini buluşturacağız, bütünleştireceğiz.

Demokrasi olmadan sosyal adalet de olmaz. O nedenle diyoruz ki sosyal adalet mücadelesini demokrasi mücadelesi ile bütünleştireceğiz. Ekmek özgürlük sosyal adalet ve demokrasi işte bunların üzerine kuracağımız şeyin adı da büyük barıştır. Büyük barıştır. Bu barışı bu ülkede borçlu olduğumuz milyonlar var. En başta Ankara’da 10 Ekim’de katledilen o güzel insanlara borcumuz var. Onlara bu borcumuzu ödemek, Kürt sorununda demokratik çözüm ve bunun üzerine inşa edilecek büyük barışı gerçekleştirme borcumuz var.

‘BORCUMUZ VAR’

Bu ülkede 40 yıla yakın zamandır devam eden çatışmalarda hayatını kaybeden her kesimden insanlarımıza borcumuz var. Demokratik çözümü büyük barış, bu bizim borcumuz sözümüzdür. Yeniden inşanın da en büyük hedefidir. O nedenle şimdi HDP zamanı, büyük barışı ve güçlü demokrasiyi inşa etme zamanı. Şimdi ekmek, özgürlük adalet ve demokrasi zamanı. Yani şimdi HDP zamanıdır. İşte bu nedenle iktidar korkuyor. En çok da iktidarın Ankara’daki mikro temsilcileri korkuyor. Her etkinliğe en sert şekilde müdahale ediyorlar. Kongre salonuna gelirken de aynı şeyi yapmışlar. Sebebi nedir biliyor musunuz? Sebebi korkudur. Sizden korkuyorlar, HDP’den korkuyorlar. Gelmekte olandan korkuyorlar. Korkuyorlar çünkü bu düzeni değiştirecek gücün nerede olduğunu biliyorlar, halklarımız da biliyoruz. Bu yüzden yükümüz ağır sorumluğumuz büyüktür.”