Diyarbakır’da “Newroz ateşiyle direnelim, özgürleşelim” şiarıyla gerçekleştirilen Newroz kutlaması, yüzbinlerin doldurduğu meydanda büyük bir coşkuyla devam ediyor. Newroz ateşinin yakılmasının ardından Koma Azad’ın sahne almasıyla ulusal kıyafetleriyle halaya durduğu meydan, renkli görüntülere sahne oldu. 

Daha sonra Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, yüzbinleri selamladı. Sancar’ı alkışlarla karşılayan yüzbinler, “Bijî Serok Apo” ve “HDP halktır, halk burada” sloganları attı. 

‘BURASI AMED MEYDANI’

Yüzbinlere hitap eden Sancar’ın konuşmasından satır başları şöyle: “Burası Amed meydanı, Mardin’in, Hakkari’nin, Batman’ın ruhu burada, Hewlêr’in, Mahabad’ın ruhu bu meydanda. Hepiniz hoş geldiniz. Bugün Amed Newroz meydanını doldurdunuz, inancınız, coşkunuzdan dolayı başımız dik. Newroz özgürlük, barış ve eşitlik günüdür. Newroz Dehakların zulmüne karşı Kawaların zafer günüdür. Amed özgürlük istiyor, yıllardır özgürlük için mücadele ediyor. Newroz sadece bir gün değil, mevsimdir, bahardır. Hoş geldin Newroz. Coşkunuz, inancınız, direnişiniz daim olsun. Merhaba özgürlüğe ve barışa sevdalı Amed, zulme boyun eğmeyen onurlu halkımız, merhaba Amed’in direngen kadınları, umudun ve cesaretin gençleri, merhaba Newroz’un çocukları. Sizleri ve tüm halkımızı baharın coşkusuyla selamlıyorum. Türkiye ve Ortadoğu halklarının kadim bayramı olan Newroz’u yürekten kutluyorum. Newroz kutlu olsun. 

TUTUKLU SİYASETÇİLERİ SELAMLADI

Önce bu coşku ve inançla cezaevlerinde siyasi rehine olarak tutulan kardeşim sevgili Selahattin Demirtaş’a selam olsun. Yoldaşım Figen Yüksekdağ’a selam olsun. Amed halkının iradesi sevgili Selçuk Mızraklı’ya selam olsun. Gültan Kışanak kardeşime buradan selam yolluyoruz. Sevgili Leyla Güven’e, sevgili Musa Farisoğulları’na selam yolluyoruz. Bu coşkuyla adını sayamadığım bütün yoldaşlarıma, sizi Newroz ateşi kadar sıcak selamlar gönderiyorum. Sevgili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na da buradan bin selam gönderiyoruz. Desteğimiz onunladır. Bütün siyasi rehine arkadaşlarımız hepsi onurumuzdur. Hepsi gururumuzdur. Onların mücadelesi ve mirası, mesajı, sesi, nefesi bizim sorumluluğumuzdur. Onları yerine getirmek bizim görevimizdir. Selam olsun hepsine. 

NEWROZ DİRENMENİN ADIDIR

Newroz zulme ve ayrımcılığa karşı direnmenin adıdır. Newroz, özgürlüğe olan tutkudur. Newroz bir yaşam biçimdir, onurlu ve adil bir barışa açılan kapıdır. Nerwoz bir buluşmadır, kucaklaşmadır, yan yana ve omuz omuza omladır, birliktir. Newroz bütün birliklerin, kimliklerin eşit, hakça bir arada yaşamdır. Newroz haykırıştır, hakikat yolculuğudur. Her Newroz’da bu umudu güçlendiriyoruz. Bu umudu her Newroz’da ateş kadar sıcak tutuyoruz. Ortadoğu halkların direnme inancı olarak buradan selam yolluyoruz. Bu halk burada olduğu sürece, hiç kimse bizlere boyun eğdiremez, diz çöktüremez. 

BU İKTİDAR KÖTÜLÜĞÜN SEMBOLÜDÜR

Partimize yönelen baskılar, zulümler durmuyor. Zalimler kendi işlerini yapıyorlar. En iyi bildiklerini yapıyorlar. Zulümdür, baskıdır, kötülüktür… Ama biz de direnmeyi biliyoruz. Mücadeleyi biliyoruz ve bizler de başaracağımıza olan inancımızı her daim sağlam tutuyoruz. Yürüyüşümüz inançlar, sizlerin kararlılığıyla devam ediyor, devam edecek. Bu iktidar baskı uyguluyor, yasak koyuyor, buna doymuyor. Kötülük yapmadan duramıyor. Baskı yasak, zulüm, onların işidir ama bunlar bir de kötülük yapıyorlar durmadan. Bu halk kötülük yapıyorlar. Bu ülkeye kötülük yapıyorlar. Bu ülkenin ezilen insanlarına, emekçilerine, kadınlarına durmadan kötülük yapıyorlar. Bir gece ‘İstanbul Sözleşmesi’nden bir kararla çıktık’ diyorlar. Nedir İstanbul Sözleşmesi, kadına karşı şiddeti önlemek için kabul edilmiş bir sözleşmedir. Kadına düşman bunlar. Bir gecede anayasaya darbe yapıyorlar. Her gün yeni bir darbe. Bu iktidar darbecidir. Bu iktidar kötülüğün sembolüdür. 

MİLYONLAR BOYUN EĞMEYECEK

Sevgili kardeşlerim, sizin iradenizle parlamentoya gönderdiğiniz vekillerimizin vekilliklerini haksız ve hukuksuzca düşürüyorlar. Bundan önce bu dönem Leyla Güven’in, Musa Farisoğılları’nın vekilliğini düşürdüler. Amed halkının iradesine saldırdılar. Şimdi de Ömer Faruk Gergerlioğlu kardeşimizin vekilliğini düşürdüler. Haksız ve hukuksuzca vekilliğini gasp ettiler. Sizin iradenizi gasp ettiler. Ama bununla da yetinmiyorlar. Bu sabaha karşı Gergerlioğlu vekilimizi sabah namazına kalktığında, abdest için lavabodayken, baskın yapıp gözaltına aldılar. İşte bu kadar kötüler. İşte bu kadar saygısızlar. İnanca saygısızlar, ibadete saygısızlar, halkın iradesine saygısızlar. Ama burada milyonlar var. Bütün Newroz meydanlarını dolduran milyonlar diyor ki; biz size boyun eğmeyeceğiz. Kötülüğüne geçit vermeyeceğiz. Bu ülkeye özgürlüğü, demokrasiyi, barışı hep birlikte getireceğiz. Söz olsun, mutlaka başaracağız. Mutlaka kazanacağız. 

BU HALKI NEREYE KAPATACAKSINIZ?

Siyasetle yenemedikleri HDP’yi, şimdi de savcılarını harekete geçirerek kapatmak istiyorlar. Sarayın talimatıyla bir dava açıyor Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı. Öyle bir iddianame ki hukuk tarihine büyük bir ayıp olarak geçecek. Buldukları tek şey bizim barış sesimizdir, özgürlük isteğimizdir, demokrasi çalışmalarımızdır. Başka bir şey yok. Peki, hadi diyelim HDP’yi kapattılar, ya bu halkı ne yapacaksınız. Bu halkı nereye kapatacaksınız, hangi güç yete bu halkı kapatmaya, bu inancı durdurmaya. Başaramayacaklar. Biz halkımızdan aldığımız güçle, demokratik siyasette ısrarımızı devam ettireceğiz. Biz halkımızın demokrasi, özgürlük ve barış umudunu, siyaset, barış yoluyla gerçekleştirmek için mutlaka hep birlikte yeni yollar yaratacağız. Yeni yollar açacağız. 

İŞTE BURADAYIZ, BU DA SİZE DERT OLSUN

HDP bir dükkan mı? Siz nereyi kapatıyorsunuz? HDP budur, HDP halktır, halk… HDP, umudun adresidir. HDP, bu ülkede özgürlük içinde, barış içinde yaşamın güvencesidir. HDP, bu ülkeye özgürlüğü de barışı da demokrasiyi de getirecek en büyük güçtür. Buna engel olmayacaksınız. Yaptıklarınızın hepsi yazıktır, ayıptır, günahtır. İşte buradayız, buda size dert olsun. Bu size dert olacak. Kaybedeceksiniz, kaybedeceksiniz, kaybedeceksiniz. Siz en iyi bildiğiniz yolları deneye deneye tükettiniz, kalmadı elinizde bir şey. Ne yapabilirsiniz daha. Zindanlarınız, savcılarınız, hileleriniz durduramıyor bizi. Çünkü biz direnen halkın umudu, gücüyüz. Ve biz biliyoruz ki direnmek, yaşamaktır. Berxwedan jiyane. 

GELİN ÖZGÜRLÜĞE YÜRÜYELİM

Saldırıların tek hedefi HDP değildir. Halklar arası barışın köprüsü olan bu meydandan Türkiye halklarına sesleniyorum. Hedef aldıkları HDP ama asıl amaçları bu ülkede demokrasi umudunu tamamen yok etmektir. Özgürlük inancını bitirmektir. Barış içinde eşit bir yaşam talebini, özlemini bitirmektir. O nedenle biz direneceğiz, mücadeleye devam edeceğiz. Demokratik siyaset yollarıyla, halkımızın iradesini, ülkedeki bütün halkların özgürlük, demokrasi ve barış özlemini gerçekleştirmek için yürüyüşümüze devam edeceğiz. Bunu sadece bize bırakmayın. Türkiye’nin bütün demokrasi güçleri, gelin hep birlikte zulme ve kötülüğe karşı mücadele edelim. Gelin, omuz omuza yürüyelim. Gelin sesimizi birleştirelim. Gelin, ortak demokrasi mücadelesini, barış umudunu halklara birlikte vaat edelim. Barışa, özgürlüğe doğru yürüyelim. 

DEMOKRASİ İTTİFAKI ÇAĞRISI 

Biz gücümüzün farkındayız, biz gücümüzü haklılığımızdan, halkımızdan alıyoruz. İktidar bizden korkuyor. Çok haklı, ne yaptılarsa diz çöktüremediler. Üstelik onlara en acı seçim yenilgilerini de bizler tattırdık. 7 Haziran’da sandıklardan aldıkları cevabı unutmadılar. 31 Mart’ta, 23 Haziran’da sandıklarda aldıkları o cevabı, yedikleri o şamarı unutmasınlar. HDP yine kaybettirecek onlara. Biz istiyoruz ki hep birlikte kazanalım. Türkiye halklarıyla, özgürlüğü, barışı, eşitliği hep birlikte ülkenin evlatlarına verelim. Çağrımız demokrasi ittifakı çağrımızdır. Bu iktidar bu ülkeye hiçbir şey vaat edemiyor. Sadece zulüm, baskı, kötülük kaldı ellerinde. Buna karşı hep birlikte mücadele etmek, tarihe ülkenin halklarına karşı hepimizin ortak sorumluluğudur. Gelin bu yürüyüşü büyütelim. 

2013 NEWROZ MEKTUBUNUN ARKASINDAYIZ

Newroz’un en önemli anlamı, barışın sembolü olmasıdır. Barış mücadelesinin iradesi ve sesi olmasıdır. Bakın bundan 8 yıl önce 2013 Newrozu’nda bu meydanda tarihi bir gün yaşandı. Bunu biliyorsunuz, hatırlıyorsunuz. 2013 Newrozunda milyonların şahitliğinde bir mektup okundu. Sayın Öcalan’ın mektubu okundu bu meydanda. O mektubu hatırlıyor halkımız, barış özlemini canlı tutan herkes hatırlıyor. Bir tek cümlesini okuyacağım. ‘Yeni bir dönem başlayacak, silahlar değil, siyaset öne çıkacak’ diyordu ve ekliyordu, ‘Ortak geleceği birlikte kuracağız’ diyordu. Biz 2013 Newroz’undaki bu çağrının arkasındayız, biz 2013 Newroz’unda Sayın Öcalan’ın mektubunda yer alan bütün barış çağrısını destekliyoruz. Bugün de aynı talebi dile getiriyoruz. 2013 Newroz’unda ortaya konan şey, demokratik çözüm iradesiydi.

ÇÖZÜM KİLİDİ

Kürt sorununa demokratik çözüm, bu ülkenin temel sorunlarının hepsinin çözüm kilididir. Kürt sorununa demokratik çözüm için biz hala aynı talepleri dile getiriyoruz. Çözüm diyoruz, demokrasi diyoruz, ısrarcıyız. Demokratik çözümü siyasetle getireceğiz. O nedenle siyaseti bitirmek istiyorlar. Savaş politikalarını bu ülkeye hakim kılmak için demokratik siyaseti kırmak istiyorlar. O yüzden İmralı’ya tecrit uyguluyorlar. Tek nedeni savaş ve çözümsüzlükte ısrardır. Barış ve çözüm için tecrit kalksın, kalkmalıdır. Bu taleplerle cezaevlerindeki siyasi rehineler de açlık grevi yapıyorlar. Açlık grevinin 115’nci günü bugün. İstedikleri şey çözüm, barış ve tüm bunlar için tecridin kalkması. Bu taleplere ses verelim, duyarlı olalım, hep birlikte yükseltelim. 

İKTİDARDAN BEKLEMİYORUZ

Bu ülkeye barışı, bu ülkenin halklarıyla birlikte getireceğiz. Biz iktidardan beklemiyoruz. Demokrasi güçlerinden bekliyoruz. Barışı iktidarların lütuf edeceği bir şey olarak değil, onurlu ve adil bir süreç olarak görüyoruz. Bunun ancak halklarla birlikte toplumdan yukarıya doğru inşa edileceğini biliyoruz. Gelin hep birlikte onurlu ve adil barışı inşa edecek yolu bulalım. Güçlü yürüyüşü gerçekleştirelim. Bu ülkeye barış ve özgürlüğü getirelim. 

NEWROZ BİRLİK SEMBOLÜ OLSUN 

Ortadoğu barışının yolu da Kürtlerin özgürlüğünden geçiyor. Ama Kürtlerin özgürlüğünün yolu da Kürtlerin ulusal birliğinden geçiyor. Bu kadar zulme maruz kalan halkın temsilcilerinin ulusal birlik için tarihi rolü vardır. Newroz Amed’ten Qamişlo’ya, Mahabad’dan Hewlêr’e, Kürt halkının kimliğini, onurunu korumak için, demokrasi ve barış umudunu savunmak için bir araya gelme, ulusal birliği kurma günüdür. Newroz ulusal birliğin sembolü olsun. Bütün Kürtler her şartta ve her yerde ulusal birliği sahiplenmeliler. 

HDP ÇOĞALARAK GELİYOR

Bizim pusulamız barış, rotamız özgürlük, irademiz eşitliktir. Tekçiliğe karşı çoğulculuğu savunmaya devam edeceğiz. Demokratik siyasete yönelen darbelere daha da güçlenerek cevap vereceğiz. Bize baskıları uygulayanlar, HDP çoğalarak geliyor. HDP yürüyüşüne büyüyerek devam ediyor. Bizi bitirmeye çalışıyorsunuz ama bu ülkeyi yönetmeye geliyoruz. Yolumuzu kapatmaya çalışanlara inat, mutlaka yeni yollar açacağız. Kimse umutsuzluğa kapılmasın, buradaki coşkuyu görsünler, yolları nasıl açacağımızı bilsinler. Demokratik siyaset bitmez, halkın iradesini hiçbir güç bitiremez. Hukuksuzluğa karşı adaleti savunmaya devam edeceğiz. Bunların yalanlarına karşı hakikati inatla savunmaya devam edeceğiz. Halklara karşı yıkımı dayatmaya çalışanlara, kara kışı yaşatmaya çalışanlara, bizler halkların baharını mutlaka getireceğiz. Direneceğiz, daha çok güçleneceğiz, daha çok büyüyeceğiz, dik duracağız, bir olacağız, yan yana ve omuz omuza olacağız. Bu yüzyılı mutlaka kazanacağız. Söz veriyoruz; mutlaka kazanacağız. Bu umut ve inançla, Newrozunuzu bir kez daha kutluyorum. Newroz pîroz be.”