İçişleri Bakanlığı tarafından 5 Ocak 2017’de görevden alınarak yerine kayyum atanan Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) Kulp Belediyesi Eşbaşkanı Sadiye Süer Baran hakkında “Örgüte üye olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davanın 9 Ekim’de görülen 7’nci duruşmasında mahkeme heyeti, Baran’a “Örgüt üyeliği” suçlamasıyla 7 yıl 6 ay, iki kez “Örgüt propagandası” suçlamasıyla da 20 ay olmak üzere toplam 9 yıl 2 ay hapis cezası verdi.

Gerekçeli kararını açıklayan mahkeme heyeti, Baran’ın, tanık ifadeleri ile PKK/KCK ile organik bağ kurup örgütün amaçları doğrultusunda süreklilik ve çeşitlilik arz eden faaliyetlerde bulunarak “Örgüt üyesi” suçunu işlediğini iddia etti. Kararda, Baran’ın Şenyayla Şenlikleri’nde katılımcı olarak yaptığı konuşma nedeniyle “örgüt propagandası” yaptığı gerekçesiyle cezalandırıldığı belirtildi. 

TANIK: BÖYLE BİR İFADE VERMEDİM  

Baran aleyhine tanık sıfatıyla ifade veren Mehmet Kaplan, SEGBİS üzerinden yapılan teşhiste Baran'ı tanımadığını söyledi. Mahkeme başkanının, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nda 25 sayfa ifade verdiğini hatırlatması üzerine Kaplan, "Ben böyle bir ifade vermedim. Ben böyle birini tanımıyorum. Savcı, ifade kağıdını bir kısmını okuduktan sonra bana imzalattı" diye konuşmuştu. Ancak mahkemenin gerekçeli kararında, tanığın mahkeme huzurunda verdiği ifadeyi kabul etmemesi dikkat çekti. 

TANIK, UYUŞTURUCU KULLANICISI

Daha önce uyuşturucu kullanmaktan yargılanan ve daha sonra Kulp’ta yaşanan bir cinsel istismar davasında ise tutuklu yargılanan tanık Raydin Eren ise, mahkemede alınan ifadesinde, "Ben emniyet ekipleriyle birlikte çalışıyorum. Ben şu anda cinsel istismar suçundan tutukluyum. Daha önce de uyuşturucudan yargılandığım oldu. Uyuşturucu kullanmaktan ceza verdiler, ertelediler. Tutuklu yargılandığım davanın tarihi 2015'tir. Ben 2015 yılında kaçırılmıştım. Şenyayla bölgesinde beni ilk kaçırdıklarında (PKK'liler) gözüm kapalıydı... Gözüm çok hafiften kapalıydı. Ben başımı arkaya attım ve bu şekilde gördüm. Orada Sadiye Süer de vardı. Ben örgüt mensuplarının elindeyken, onlara erzak getirdiğini gözlerimle gördüm. Kavun, karpuz, un ve tatlı getirmişti” dedi.

MECLİS ÜYESİ KAYYUM 

Kulp Belediyesi Meclis Üyesi yerine Kasım 2016’da kayyum olarak atanan tanık Muhsin Çiçek de verdiği ifadede Baran’la arasında geçen diyaloğu anlattı. Çiçek, “Sadiye Süer Baran bana ‘Sizi kınıyorum. Siz hakkımızı gasp ettiniz. Önceliğimiz sizlersiniz. Sizi kanla ve kanınızla boğarız. Cumhurbaşkanınızı da aynı kanda boğacağız, onunda ölümü yakındır. Sizi kınıyoruz ve kabul etmiyoruz. Cumhurbaşkanı münafıktır ve düşmanımızdır. Siz de ondan yanasınız. Önceliğimiz sizlersiniz” diye ifade verdi.

‘HİÇBİR SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM’

Tüm bu suçlamalara yanıt veren Baran, “Ben örgüt üyeliğini kabul etmiyorum. Kulp Belediye Eşbaşkanlık görevinde bulunuyordum. Beni alan güvenlik mensupları bana ‘biz seni propagandadan alıyoruz’ dediler. 11 gün gözaltında kaldım, bana herhangi bir soru sorulmadı. Serbest bırakıldıktan sonra beni tekrar gözaltına aldılar, bu sefer de şartlı tahliye ile serbest bırakıldım. Erzak götürme ile ilgili Raydın Eren’in ifadelerini kabul etmiyorum, onu tanımıyorum. Muhsin Çiçek’i de belediyemize kayyım olarak atandığı sırada tanıdım. Belediyenin her tarafına kamera astık. Belediye içindeki salonunda içine asma istedik ancak Muhsin Çiçek buna karşı çıktı. Şenyayla’daki konuşmamla ilgili ‘örgüt propagandası’ndan yargılandım. Bir eşbaşkan olarak oradaydım. Mehmet Kaplan’ı tanımıyorum” dedi.

‘TANIK BEYANLARINDAN BAŞKA DELİL YOK’

Baran’ın avukatı Süleyman Kaya, dosyanın sadece beyan delilerden oluştuğuna dikkat çekerek, “Usul esasın sigortasıdır. Soruşturma ve kovuşturmada usul bir yana bırakılırsa, her şüpheyle birileri ilişkilendirilir. Dosya örgüt propagandasıyla başlamış, müvekkilimiz gözaltında kaldığı süre içerisinde savcılıkla her görüştüğümüzde bir belge beklediklerini ifade etmişlerdi. Mehmet Kaplan’ın ifadesinin tarihi ile müvekkilin adliyeye getirilme tarihi aynı güne denk geliyor, bu da delil yaratıldığını göstermektedir. Muhsin Çiçek’in dosyası derdesttir. Raydin Eren ne için tutuklu olduğunu söyledi. Bu kişinin anlatımlarında yaşamış olduğu veya tanık olduğu herhangi bir durum söz konusu değil. Jandarmada verdiği ifadede genel geçer şeyler. Belli bir husumetle hareket ettiği açıktır. Tanık örgütün içine sızdırılmış biri olduğunu ancak hayatın olağan akışına aykırı şeyler söylüyor. Müvekkil hakkında bu beyanlar dışında başka bir belge ve bilgi yoktur. Kulp küçük bir yerdir. Orada bütün hareketleriniz kontrol altındadır. Böyle bir durumda bir belediye başkanının böyle bir niyeti olsa dahi bizzat kendisinin giderek yardımda bulunması mümkün değildir. Mehmet Kaplan huzurda ifade etti, sonradan düzenlenmiş, okumadığı ve bilmediği bir teşhis tutanağını imzalamıştır” dedi.