AKP-MHP’nin kurmuş olduğu Cumhur İttifakı'nın oylarındaki düşüş anketlere yansırken AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 9 Temmuz'da Diyarbakır'ı ziyaretinde "çözüm sürecini" bitiren taraf olmadıklarını iddia etti. Bu açıklamalar bir taraftan da erken seçim tartışmalarını beraberinde getirdi.  İktidar bir yönüyle Kürt oylarına talip olduğu mesajını verirken diğer yanıyla da Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) yönelik kriminalize etme politikası yürütüyor. Yaşanan süreci değerlendiren HDP milletvekili Musa Piroğlu, partilerine yönelik saldırı dalgasının İzmir ve Marmaris saldırılarıyla başlamadığını, 7 Haziran 2015'ten bu yana var olduğunu dile getirdi. 

KAYBEDEN İKTİDAR

Saldırıların doğrudan iktidarın yapısıyla ilişkili olduğuna işaret eden Piroğlu, son süreçte yaşanan saldırıların da bu çerçevede okunması gerektiğini belirterek, “AKP-Ergenekon ittifakı bloğu iktidarda kalabilmek adına ülkeyi bir şiddet sarmalına sürükledi. Bu şiddet sarmalını da Kürt halkını ve yanında yürüyenlere karşı kanlı katliamlar yaparak kurdu. Şimdide bir benzerini yaşıyoruz. Kaybeden bir iktidar var, kaybetmemek ve ayakta kalmak için benzer bir senaryoyu hayata geçirmeye çalışıyor” dedi.

İktidarın herhangi bir seçimi kazanma şansının kalmadığını ve önünde iki seçeneğin olduğunu belirten Piroğlu, “Ya seçimin kendisini anlamsız hale getirerek açık bir şekilde diktatörlük ilan edecek ya da tarih sahnesinden silinecek. Başka bir seçeneği yok. Uygulamalar ve düzenlemeler diktatörlük tercih ettiğini gösteriyor” ifadesinde bulundu.  

İKTİDARIN STRATEJİSİ

Kürt oylarını alma koşullunun kalmadığını bilen iktidarın nötrleştirme yoluna gittiğini belirten Piroğlu,“İktidar, bütün stratejisinin bunun üzerine kurgulamıştır. HDP’yi kriminalize ederek siyaset yapma alanlarını daraltmak ve seçim aritmetiğinin dışına atmaktır. İktidar çok yönlü oynuyor ve düşünüyor. Bu nedenle de iktidarın bir seçim çalışması içerisinde olduğunu inanıyorum. Yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal kriz iktidarın var olan konseptiyle yürüme şansının kalmadığı net. Bu konsept Kürt halkına karşı savaş üzerinde kurdu. Bu savaş stratejisi bu iktidar bloğunun birleştirici harcıdır. Yani bu iktidar bloğu bozulmadan Kürt sorununa bir açılım yapma şansı yok. Tersine bir okumayla Kürt sorunun çözümüne dair atılacak her adım bu iktidarın kendi sonuna imza atması anlamına da gelir” diye konuştu.  

‘TESLİM OLMAYIZ’

Piroğlu, Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinin ardından Marmaris’te partilerine yönelik saldırısına dikkat çekerek, saldırının “Durmazsanız arkası gelecek” mesajı taşıdığını belirtti. Piroğlu, “Bu bizi korkutma çabasıdır. Korkmayacağımızı söyledik ve korkmamaya da devam ediyoruz. Çok kez yaşadık, biz bunlara teslim olmayız” dedi.

HALKLARIN İTTİFAKI

İktidarın ayakta kalmasının tek koşulunun HDP’yi kapana almak olduğunu dile getiren Piroğlu, 7 Haziran seçimleri sürecinden herkesin ders çıkarması gerektiğini söyleyerek değerlendirmelerini şöyle tamamladı: “HDP’nin yanında durmayan herkes Saray’ın yanında duruyor. Bu saldırılar da bir bütün ve iktidarın ülkede kalıcı olabilme saldırısıdır. Biz halkların ittifakını kurmaya çalışıyoruz, durduğumuz yer belli. Durduğumuz yer de her iki ittifak için sıkıntı yaratmaya devam ediyor. İktidar kaybedeceği seçimin kazanma yollarını arıyor. Ve bu saldırıların çabası budur. Bir seçim sürecinden geçmiyoruz, bir seçimin içinden geçiyoruz. Sandıkta yan yana gelmeyi düşünenler şu an yan yana gelmek zorundadır. Bu iktidardan kurtulmak istiyorlarsa; Kürt halkıyla omuz omuza gelmesi gerekir. Ya biz kazanacağız ya iktidar kazanacak. Bunun ortası kalmadı. Kazanmak zorundayız başka seçeneğimiz de kalmadı. Kazanmak için de yan yana birlikte mücadele etmeliyiz.”

MA / Naci Kaya - Mehmet Aslan