CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca yapılan sosyal medya paylaşımına tepki gösterdi. Öztrak, “Bu savaşın çıkacağını bile bile neyinize güvenip de bu kur korumalı mevduatı getirdiniz? Yoksa bu ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı ile Dışişleri Bakanı küs mü? Ülkemizde, benzin ve mazotta fiyat artışını engellemek için neler yapılıyor? Putin tedbir alırken, Biden tedbir alırken, bizdeki saray hükümeti yan gelip yatmış” dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Rusya'nın Ukrayna'ya askeri harekatı sonrası dün olağanüstü toplanan CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı hakkında bilgi vermek üzere bugün CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

“GENEL BAŞKANIMIZIN ‘DÜNYA DEMOKRATLARI BİRLEŞİNİZ’ SÖZLERİNİN NE KADAR HAKLI OLDUĞUNU GÖSTERDİ

Hiç şüphesiz, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, küresel savaş riskinin zirve yaptığı, en sıkıntılı dönemlerden birini yaşıyoruz. Tüm bu gelişmeler üzerine, Genel Başkanımız dün, günün erken saatlerinde, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA ve Gelecek partilerinin Genel Başkanlarıyla, telefonda bir durum değerlendirmesi yaptı. Grup başkanvekillerimize, konuya Meclis’in el koyması için girişimde bulunmaları talimatını verdi. Meclis, grubumuzun çabalarıyla açık tutuldu. Ama Saray hükümeti, TBMM’yi bilgilendirmek için hiç kimseyi yollamadı. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın yönetildiği Gazi Meclisimiz, devre dışı bırakıldı. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Genel Başkanımız ise Denizli’deki programını yarıda kesti. Hızla Ankara’ya döndü. MYK’yı olağanüstü topladı. Toplantıya, CHP Dış Politika Danışma Kurulu üyeleri ile birlikte, TBMM Dışişleri Komisyonu üyeleri de katıldılar. Merkez Yönetim Kurulu’muz, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesinin hukuki ve insani bakımdan kabul edilemez olduğunun altını bir kez daha çizdi. Bölgede barış ve istikrarın yeniden tesisi için Ukrayna’nın siyasi birliğinin, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasının, askeri harekatın derhal durdurulmasının, diplomatik müzakerelere hemen başlanmasının gerekliliğine işaret etti. Rus ordusunun Kiev’e girip demokratik usullerle seçilmiş bir hükümeti değiştirmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Bu gelişmeler, aynı zamanda Genel Başkanımızın Brüksel de söylediği ‘dünya demokratları birleşiniz’ sözlerinin ne kadar haklı olduğunu gösterdi.

ŞAHSIM HÜKÜMETİNİN MONTRÖ’NÜN DELİNMESİNE YOL AÇACAK TALAN İSTANBUL PROJESİ’NDEN VAZGEÇTİĞİNİ AÇIKLAMASINI BEKLİYORUZ

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne ve uluslararası hukuka sıkı sıkıya bağlı kalınması gereğinin altını bir kere daha özenle çiziyoruz. Bugün, ne yazık ki, 80 yaşındaki emekli amiraller, ‘Montrö Sözleşmesinin tüm maddelerine sahip çıkılsın’ dediler diye, halen mahkeme kapılarında süründürülüyorlar. Hükümete bu ayıba derhal son verin diyoruz. Biz, Türkiye’nin boğazlar hukukunu bugüne kadar uyguladığı gibi, itidal içinde uygulaması gerektiğini bir defa daha hatırlatıyoruz. Montrö’nün anahtarının ve sözleşmeyi yorumlama yetkisinin, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da Türkiye’de olduğunun tartışılamayacağını ifade ediyoruz. Yine şahsım hükümetinin Montrö’nün delinmesine yol açacak, Talan İstanbul Projesi’nden vazgeçtiğini, derhal kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz.

MECLİS’İN BİLGİLENDİRİLMESİNİ BEKLİYORUZ

Rusya-Ukrayna çatışmasının siyaset üstü bir mesele olarak ele alınmasını, hükümetin bu hadisedeki tutumunun esaslarının, millet iradesinin tecelligâhı, TBMM’de istişareyle belirlenmesini istiyoruz. Ayrıca, gelişmelerin her aşamasında Meclis’in, icranın başı tarafından bilgilendirilmesini bekliyoruz. Ayrıca Ukrayna’da bulunan, 20 bine yakın vatandaşımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması ve tahliyesi için gereken adımların daha fazla geç kalmadan atıldığını görmek istiyoruz. Yine bölgece yaşananlar nedeniyle iş insanlarımızın, turizmcilerimizin, nakliyecilerimizin uğradığı ve uğrayacağı zararlara karşı tedbir geliştirilmesini bekliyoruz. 

ÜLKEMİZ BU KRİZDEN EN FAZLA ETKİLENECEK EKONOMİLERİN BAŞINDA GELİYOR

Ülkemiz bu krizden en fazla etkilenecek ekonomilerin başında geliyor. Soğuk savaş sonrasında Rusya ile Türkiye, belli coğrafyalarda kontrollü rekabeti sürdürürken, ekonomik ilişkiler bu rekabetin dışında tutuldu… Rusya, doğal gazı bir silah olarak kullanabileceğini daha önce yaşanan Gürcistan ve Kırım krizlerinde gösterdi. Rusya bu son krizde de Avrupa’ya, ‘Avrupa’nın doğal gaza 2 bin Avro ödeyeceği yeni dünyaya hoş geldiniz’ diyerek, sopa gösterdi. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Türk Akım gibi projeler enerjide Rusya’ya bağımlılığı daha da artırdı. Akkuyu’da hem santral yapımı hem de işletmesi Ruslara verildi. Ruslardan nükleer enerji teknolojisini alamadık ama Ruslara Akdeniz’de bir de liman hibe ettik ve 15 yıl boyunca üretilen elektriğin yüzde 50’sine kilovatsaat başına KDV hariç 12,35 centten fahiş alım garantisi verdik. Diğer taraftan tarımsal ithalatımızda da Rusya ve Ukrayna önemli bir yer tutuyor. 2021 yılında Türkiye 2,4 milyar dolarlık buğday ithal etti. Bunun 1,7 milyar dolarlık kısmı Rusya’dan, 423 milyon dolarlık kısmı da Ukrayna’dan geldi. Geçtiğimiz yıl, buğday ithalatımızın yüzde 87’si bu iki ülkeden sağlandı. Gelişmeler dikkate alınarak, tedarikçi ülke çeşitlenmesi ile arz güvenliğinin artırılmasına ilişkin stratejiler hayata geçirilmeli. Diğer taraftan bu ülkeler, narenciye ve domates ihracatında da önemli pazarlarımız. Narenciye ve domates üreticilerinin zararını önleyecek tedbirler hemen alınmalı. Bu iki ülke turizmde de önemli partnerlerimiz. 2021 yılında Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülke Rusya oldu. Bu ülkeden Türkiye’ye 4,5 milyondan fazla ziyaretçi geldi. Ülkemize en çok ziyaretçi gönderen üçüncü ülke ise Ukrayna… Aynı dönemde Ukrayna’dan gelen turist sayısı 2 milyonun üstünde. Yani geçen yıl Türkiye’ye gelen her 100 turistten 27’si bu iki ülkeden gelmiş. Hatırlanacağı gibi Rusya’yla yaşanan uçak krizinin ardından, bu ülkeden gelen turist sayısı bir yılda dörtte birine düşmüştü. Benzer bir turist kaybı, bugünün şartlarında turizm gelirlerinde 5 milyar dolarlık bir gerileme anlamına geliyor.

TEK PARTİ DİPLOMASİSİNİN MÜSEBBİBİ İSTİHBARATI DEĞERLENDİREMEMİŞ

Dün NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, ‘bu işgal sürpriz değil, aylardır bekliyor ve uyarıyoruz’ diye açıklama yaptı. Bir NATO üyesi olarak bu bilgiler bizdeki hükümetin de elinde var demektir. Ama anlaşılan ‘monşer’ deyip değiştirdiği, Dışişleri Bakanlığı’nın kıymetli diplomatlarının yerlerine atadığı, tek parti diplomasinin mümessili, eski partililer, milletvekilleri, yolsuzluktan aklanmamış bakanlar, ellerindeki istihbaratı değerlendirememiş. Sarayın kibirlisini haberdar etmemiş. Krizde arabuluculuğa soyunma hamlesi yapan sarayın, krizin ne zaman sıcak çatışmaya dönüşeceğini dahi okuyamadığı ortaya çıktı. Erdoğan, bölgemizde ve dünyada tarihin akışını değiştirebilecek bu olaya Afrika gezisinde yakalandı. Sarayın kibirlisi Afrika gezisini yarıda kesmek zorunda kaldı. Döndü. Güvenlik zirvesi topladı. Ama bu kez de toplantıda Dışişleri Bakanı yoktu. Çünkü o da toplantı yapıldığı sırada Kazakistan’daydı. Haber kanalları bile, Ukrayna kriziyle ilgili bir haftadır, geceleri nöbetçi bırakıyor ama ülkenin Dışişleri Bakanı da Cumhurbaşkanı da ülkede yok. Yani özetle, neresinden tutsanız elinizde kalan savrulan bir yönetim…

VİZYONSUZLUK NEDENİYLE DOĞAL GAZ DEPOLARIMIZ BOŞ

Gaz fiyatlarını dibe vurduğu dönemde gaz anlaşmalarını zamanında yenilememişler. ‘Fiyatlar daha da düşer’ diyerek, spot piyasadan gaz almışlar. Depoları boşaltmışlar. Sonra da gaz anlaşmalarını yüksek fiyattan yapmak zorunda kalmışlar. Vizyonsuzlukları nedeniyle, şimdi doğal gaz depolarımız boş. Doğal gaz arzında bir kesinti olursa, gazı fiyatların tavan yaptığı spot piyasadan almak durumundayız. Bu maliyet de milletimizin sırtına yüklenecek.  

ÇOK KIRILGAN BİR EKONOMİYLE YAKALANDIK

Geçtiğimiz yıl Rusya, 120 milyar dolar ödemeler dengesi fazlası verdi. Bugün Rus Merkez Bankası’nın kasasındaki döviz rezervleri, 640 milyar dolarla rekor kırıyor. Rusya yeni bir yaptırım sürecine hazırlığını yapmış görünüyor. Biz ise Karadeniz’deki bu trajediye, hükümetin yanlış politikalarının sebep olduğu kriz nedeniyle çok kırılgan bir ekonomiyle yakalandık. Ödemeler dengesindeki açık artıyor. Merkez Bankası’nın rezerv kasası da 43 milyar dolardan fazla açık veriyor. Biz, ‘sahte istikrar havası basmak için Merkez Bankası’nın arka kapısından gizli saklı sattıkları, 128 milyar doların bedelinin çok ağır olacağını’ söylemiştik. Bu rezervleri yerine koymak için hiçbir şey yapmadılar. Tam tersine saray, ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ deyip, ülkeyi döviz krizine sokma becerisini gösterdi... Ukrayna gerilimi sonrası, dolar kuru 14 lira 63 kuruşa kadar yükseldi…

HAZİNE BAKANI İLE DIŞİŞLERİ BAKANI KÜS MÜ?

Krizin tarafı olan Rusya’nın ardından dolar karşısında, parası en çok değer kaybeden ikinci ülke biziz. Kurun böyle yukarı gitmesi durumunda, Kur Korumalı Mevduat, tam bir DÇM (Dövize Çevrilebilir Mevduat) faciası olacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı da bunu gördü, panikledi. Sosyal medyadan şu, paylaşım yaptı. ‘Ukrayna’daki gelişmeleri izliyoruz, gerekli tüm tedbirleri alacağız; dolar almayın, pişman olursunuz.’ Şimdi soruyoruz, bu savaşın çıkacağını bile bile neyinize güvenip de bu kur korumalı mevduatı getirdiniz? Bu ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı ile Dışişleri Bakanı küs mü? İhracatçıdan zorla aldıkları dövizler de dahil, rezervleri cayır cayır yakacaksın, kuru tutamayınca da panikleyeceksin, millete ‘döviz almayın’ diye tweeti atacaksın. Bu aczin ve akılsızlığın trajikomedisidir. Merkezi yönetimin toplam borçların içinde döviz cinsinden borçlarının payı 2018’de yüzde 45’miş. 2021’in aralık ayında yüzde 66’ya çıkmış. Dolarizasyon bütün hızıyla yaşanmış. Dolar kurundaki her 10 kuruşluk artış merkezi yönetimin borcuna 14 milyar lira ilave ediyor. Bu kadar basiretsiz davranılmaz. Bir ekonomi bu kadar berbat yönetilmez. Ekonomiyi yönetmek, ‘dolar almayın’ diye sosyal medya paylaşımı yaparak, millete aba altında sopa göstermek değildir. Bunu yaptığınız zaman zaafınızı gösteriyorsunuz, elinizi açık ediyorsunuz. Tam tersine milletin dövize koşmasına neden oluyorsun. Bunun yerine, hangi hazırlıkları yaptığınızı, hangi tedbirleri aldığınızı ve alacağınızı açıklayacaksınız.

NEBATİ BAKAN HAYAL ALEMİNDE

İşte, ABD Başkanı Biden dün, Rusya’ya uygulayacakları yaptırımları açıkladı. Bunu yaparken, vatandaşlarını akaryakıt fiyatındaki artışa karşı korumak için ellerindeki tüm araçları kullanacağını söyledi. Bizde böyle bir plan var mı? Brent petrol 100 dolar seviyesinde. Dolar kuru yukarı gidiyor. Ülkemizde, benzin ve mazotta fiyat artışını engellemek için neler yapılıyor? Hiçbir açıklama yok. Putin tedbir alırken, Biden tedbir alırken, bizdeki saray hükümeti yan gelip yatmış. Nebati Bakan gözleri ışıl ışıl, yaza doğru turizm gelirlerinin artacağından, ihracatın patlayacağından, dolarların geleceğinden, kurun düşeceğinden bahsediyordu. Böylece enflasyon da düşecekti. Hayal aleminde yaşayan Nebati Bakan, ‘ölme eşeğim ölme, yonca bitecek’ diyordu.

YAPACAĞINIZ BELLİ, FİYATLARI 31 ARALIK ÖNCESİNE ÇEKECEKSİNİZ

Hükümet elektriğe cumhuriyet tarihinde görülmemiş zammı bir kerede bindirdi. İki aydır, ‘indirdik, indireceğiz, nasıl indirsek’ diye formül arıyor. Bu işler formülle falan olmaz. Yapacağınız belli, Fiyatları 31 Aralık öncesine çekeceksiniz. Bu kadar…

Faik Öztrak, basın mensuplarından gelen soruları da yanıtladı. 

"BİR 'AYTENDİR' TUTTURMUŞ GİDİYOR"

AKP Grup Başkanvekili Emin Akbaşoğlu'nun altı muhalefet partisinin 28 Şubat buluşmasına “28 Şubat post modern darbenin geri çağrılmasıdır” ifadelerini kullanmasının sorulması üzerine Öztrak, “Genel Başkanımız defalarca söyledi. ‘28 Şubat’ta yapılacak açıklama, rafa kalkan demokrasinin raftan indirilmesidir’ dedi. AK Parti’nin Grup Başkanvekili bunu nasıl başka türlü yorumlayabiliyor şaşıyorum. Bir de cumhurbaşkanı seçilmesiyle ilgili altını çizerek söyleyeyim. Biz milletin iradesine saygılıyız ama AK Parti Grup Başkanvekili, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın şiirindeki gibi ‘bir Aytendir tutturmuş gidiyor. Bin kere Ayten, milyon kere Ayten” dedi.

"BU HESABI SORABİLİYORSA SARAYA SORSUN AMA ÖNCE BAHÇELİ'DEN BİRAZ MATEMATİK DERSİ ALSIN"

Akbaşoğlu’nun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in S-400 ile ilgili açıklamalarını eleştirmesinin sorulması üzerine Öztrak, “Genel Başkanımız defalarca S-400’leri aldıysanız aktive edin’ dedi. Edebildiler mi? Edemediler. Sonuç? Dünyanın en pahalı hurdalığı bizde oldu. AK Parti Grup Başkanvekili bu hesabı sorabiliyorsa saraya sorsun ama kendisine sormadan önce tavsiyem, sarayın küçük ortağı Bahçeli’den biraz matematik dersi almasıdır” dedi.

"BİZ SORDUKTAN SONRA 20 BİN VATANDAŞIMIZ AKILLARINA GELDİ"

Akbaşoğlu’nun Ukrayna’daki vatandaşlardan 5 binin tahliye edildiğini açıklamasına ilişkin değerlendirmesi istenen Öztrak, şunları söyledi:

“20 bine yakın vatandaşın can ve mal güvenliğinin sağlanması ve tahliyesi için gereken adımların geç kalmadan atıldığını görmek istiyoruz. Biz dün toplantı istemesek Meclis’i kapatacaklardı. Biz dün ‘ne olacak’ bu insanlar diye sormasak aklına bile gelmeyecek. Bir ‘5 bin’ sayısı söyleniyor. Ama bunu Dışişleri’nden soruyoruz. Açıkçası net bir cevap alamadık. 15 bin vatandaşımız hala orada. Çatışma bölgesinde duruyor. Bu vatandaşlarımızın zarar görmeden gelmesi için ‘gerekli adımlar atılmalı’ dedik. Ancak biz milletin derdini hatırlattıktan sonra akıllara oradaki 20 bin yurttaşımızın hali geldi. Bunlar milletin halini görmüyor. Milletin feryadını duymuyor. Milleti unuttular, millet de bunları sandıkta unutacak.”