Halkların Demokratik Partisi (HDP) HDP Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüsü Hişyar Özsoy, Türkiye'nin Libya ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu'da sürdürdüğü politikalarını değerlendirdi. Türkiye'nin Libya ve Suriye başta olmak üzere bölgede yürüttüğü politikaları "fetih" olduğunu ve bu politikaların iflas ettiğini belirten Özsoy, bu nedenle savaşın faturalarının hem AKP'ye hem de Türkiye'ye kesileceğini söyledi.

ABD’DEKİ SEÇİMİN ÖNEMİ

AKP iktidarının Ortadoğu'da yürüttüğü politikalarda Suriye ve Libya adımlarının artık iç içe geçtiğini belirten Özsoy, Amerika'da yapılacak olan genel seçimlerle başta Suriye ve Libya olmak üzere Ortadoğu'da birçok şeyin değişeceğini söyledi. Özsoy, "Belki çok köklü alt üst değişikler olmayacak. Ama kesinlikle Erdoğan'ın lehine değişikler olmayacak" dedi.  

ABD'deki seçimlerle beraber birçok seçeneğin gelişeceğine işaret eden Özsoy, seçimi ABD eski Başkan Yardımcısı Joe Biden'in kazanması durumunda Kürtler lehine birçok olumlu sonuçların doğacağını kaydetti. Özsoy, “ABD Başkanı Donald John Trump'ın gidişi durumda hem Türkiye'ye hem de Erdoğan'a yaptırımlar gündeme gelebilir. Belki de Suriye'de asker varlıklarını güçlendirebilirler. Bir sürü seçenek gündeme gelecek. Tabi Erdoğan ‘dostum Trump’ dediği bir arkadaşını kaybedebilir. Kürtlerin de üzerinde yapmış olduğu siyaset zemini önemli oranda değişecektir. Çünkü Biden'in Güney Kürdistan ile şahsi ilişkileri vardı. Trump'tan sonra bölgedeki asıl var olan kurumlar, daha inisiyatifli davranacaklardır. Çünkü Trump bölgeden anlamayan tüccar düşünceli bir kişi. Yani bölgede çok şey değişebilir" ifadelerini kullandı. 

'AĞIR FATURALARI OLACAK’

Ortadoğu'da politikalarını "fetih" olarak nitelendirdiği Türkiye’nin bunu Suriye’de hayata geçirdiğini ifade eden Özsoy, "Türkiye her ne kadar Suriye'de bazı noktaları işgal etmişse de aslında tam bir iflası yaşıyor. Suriye'de rejim değişikliğinin olmayacağını herkes biliyor. Ona rağmen Türkiye Suriye'deki savaş için birçok yatırım yaptı ama karşılığında hiçbir şey alamadı. Aslında Türkiye Serêkaniyê ve Efrîn'de sadece Kürtlerin kazanımlarını geriletmek istiyor. Türkiye Suriye'de birtakım tavizler verip Libya'da bir takım pozisyon tutmaya gidebilir. NATO dahil birçok güç Suriye ve Libya'ya girip büyük silahlarla yatırımlar yaptılar ama iflas edip çıkmak zorunda kalmışlardır. Türkiye buralara girip 'Ben bir koyup üç alabilirim' diyorsa yanılıyor ve bugüne kadar kimse bir koyup üç almamıştır. Amerika'nın 1991 yılındaki Körfez Savaşı'nı biliyoruz. Amerika Irak'ta 20-30 yıl kaldı, hatta 2003 yılında da tekrar girip yüz binlerce asker yığdı ve 4 trilyon dolar harcadı ama iflas etti. Türkiye'nin Suriye'de ve Irak'ta üsler kurması tamamen ittihatçı maceradır. Bu politikaların hem AKP'ye hem de Türkiye'ye ağır faturaları olacaktır" diye konuştu.  

JANDARMA OYALAMASI

Amerika'nın bölgedeki politikalarının çok değişken olduğunu ve ona rağmen denge politikası yürüttüğünü dile getiren Özsoy, Batılı güçlerin ve Amerika'nın özellikle Türkiye'yi “bölgenin jandarması” göreviyle oyaladığını söyledi. Özsoy, NATO ülkesi olmasından kaynaklı Amerika'nın Türkiye'yi bölgede bırakarak Rusya'nın güçlenmesinin önüne geçmeyi planladığına dikkat çekerek, "Aksi halde bölgede sadece Türkiye, İran ve Rusya olsaydı, kimse Türkiye'yi oyunun köşesine oturtmazdı. NATO ve batılı güçler bölgeden çekilirken, Türkiye'ye jandarma görevi veriyor" diye belirtti. 

İTTİFAKIN AMACI 

Türkiye'nin darbe girişimi sonrası ilan ettiği OHAL ile güç toparladığını ve Kürtlere savaş açarak kazanımlarını hedeflediğini dile getiren Özsoy, “Son 5 yıldır tüm politikası Rojava'yı boğmak ve Kürtleri boğmak oldu. MHP, Mehmet Ağar ve Perinçek ile kurulan bu faşist ittifakın amacı da buydu zaten. Ama başaramadılar. Çünkü Kürtlerin direniş geleneği buna izin vermedi. Kürtleri boğacağız diye kendileri paramparça oldu. Görüyorsunuz; MHP ikiye, AKP iktidardayken üçe bölündü derken, şimdi CHP ikiye bölünecek. Neden bölündüler, çünkü sorunları çözmediklerinden dolayı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ideolojisi, Kürtlerin bütün kazanımlarına dönük düşmanlık olmuştur. Bunu sosyolojik bir tespit olarak ortaya koyuyorum. Bugün bu faşist zihniyette aynen böyle düşünüyor" değerlendirmesinde bulundu.

TÜRKİYE VE İRAN SALDIRABİLİR

Federe Kürdistan Bölgesi'ne dönük sınır ötesi operasyonlarına ilişkin de Özsoy, Türkiye'nin tüm işgal bölgelerini birleştirerek Kürtleri baypas edip, Sünni Araplara ulaşmak istediğini belirtti. Özsoy, "Türkiye, 40 yıldır bu saldırılarını 'PKK ile mücadele ediyorum' diyerek yapıyordu ama gelinen noktada artık bunun böyle olmadığını herkes biliyor. Kuzey ve Güney'deki Kürtlerde biliyor artık. Irak dağılırsa orada bağımsız bir Kürdistan'ın zemini oluşacaktır. Irak'ın dağılma senaryoları artık çok güçlü. Çünkü Amerika yaklaşık 20 yıldır orada siyasi bir denge oluşturamıyor. Ondan dolayı oradaki bağımsız Kürdistan ihtimaline karşı hem Türkiye hem de İran muhtemelen Federe Kürdistan Bölgesi'ne saldırarak, oraları işgal ve ilhak etme yollarına gidebilir. Bu kurdukları askeri üsler, sadece PKK ile mücadele ettikleri ve kullandıkları araçlar değil. Yarın koşullar değişirse bu üslerin buralara dönmesi ihtimaldir. Eski Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebarî, bir Twitter paylaşımı ile Türkiye'nin bütün Federe Kürdistan Bölgesi'ne yaptığı yaklaşık 50 üssün kalıcı olmasını hayra alamet olmadığını ve tüm Kürtleri bunu bir tehdit olarak görmesi gerektiğini söylemişti. Türkiye fırsatını bulursa, sadece Rojava Kürdistan'ı değil, Güney Kürdistan'ı da hedef alabilir" şeklinde konuştu.

‘KÜRTLER KRİZİ FIRSATA ÇEVİRMELİDİR’

"Kürtler statüye yakın oldukça, Kürtlere düşman olanlar saldırılarını her taraftan başlattı" diyen Özsoy, Ortadoğu'daki karmaşada Kürtlerin ulusal birliğini güçlendirmesi gerektiğinin altını çizdi. Kürt halkının Ortadoğu'daki krizi fırsata çevirmesi gerektiğini vurgulayan Özsoy, devamla şunları söyledi: "Ne yazık ki gelinen aşamada Kürtlerin siyasi yapıları şu ana kadar bu olgunluğu gösteremediler. Maalesef bundan çokça uzağız. En azından Kürtler arasında açık bir çatışma hali yok. Türkiye'nin şu andaki amacı Suriye Kürtleri ile PKK'yi karşı karşıya getirmeyi amaçlıyor. Bunun zeminini oluşturmaya çalışıyor. Yine Güney Kürdistan ile arasındaki gerilimi derinleştirip, açık bir çatışma durumuna dönüştürebilir miyiz diye hesaplar da var. Yine Amerika, Rojava ve Federe Bölgesini ideolojik ve politik bir şekilde birbirine yakınlaştırmayı, bunu da Türkiye'nin kabul edeceği bir noktaya çekmeyi planlıyor. Bunun içinde bazı tavizler almayı amaçlıyorlar. Ama Rojava'daki devrimin içini de boşaltmak istiyorlar. Tutar mı? Kanaatimce tutmayacak.”

‘BÜYÜK BİR BARIŞ GEREKLİ’

Hem Ortadoğu'nun hem de Türkiye'nin yaşanan kaostan çıkması için "Ortadoğu'da büyük bir Kürt, Türk barışına ihtiyaç var" diyen Özsoy, şunları söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler, Kürt düşmanlığından vazgeçerek hem Kuzey hem Güney ve Rojava'daki Kürtlerle ilişkilerini yeniden düzenlerse 21’inci yüzyıl Ortadoğu coğrafyasında herkes birlikte bir güç olur. Türkiye’deki iktidar bugün sadece Kürt düşmanlığı ile ayakta kalamıyor ve iktidarını da sürdüremiyor. 4 yıldır Kürtlere saldırıyorlar da ne oldu? Geldiğimiz noktada ekonomi çöktü, bütün kurumlar çöktü, diplomasi çöktü, elleri ayakları kırılmış dibine kadar çökmüş bir devlet kaldı. Sırf Kürtlerle savaşacaklar diye gelinen nokta bu oldu." 

Mezopotamya Ajansı / Arjin Dilek Öncel - Ergin Çağlar