Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, "Bundan sonraki türkü bu değerli kardeşlerim, 'Darbeci muhalefetten yana mısın, benden yana mısın?' Şimdiden alışın bu türkünün sözlerine. Şunu da ekleyin o sözlere: 'Kanal İstanbul'a karşı isen darbecilerden yanasın!" dedi.

Özcan, haftalık basın açıklamasında partisinin gündeme ilişkin görüşlerini açıkladı. 104 emekli amiralin bildirisini eleştiren Özcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın amirallerin bazı akrabalarının CHP'ye üye olmalarına ilişkin yaptığı açıklamaya da sert bir dille tepki gösterdi. Özcan, "E peki ya yarın onlardan birilerinin akrabaları iktidar partisi üyesi çıkarsa ne yapacaksınız? E peki ya sizin partinizde milletvekili ya da bakan olup, akrabaları ve aile üyeleri FETÖ’cü çıkanlara bakarak kendinizi FETÖ ile irtibatlı ilan ettiniz mi? Bunlara dert mi? O an işe ne yarıyorsa o" diye konuştu.

Özcan'ın konuşmasından satır başları şöyle: 

GÜNAYDIN BEYLER

Ortada ciddi bir olay var, iktidar bildiriye imza atanların karısıyla kızıyla akrabasıyla uğraşıyor. Ülke bunca derdin içinde kıvranırken bu kafanın, bugünkü sözde sivil iktidardan farkı sadece çıkarlarıdır. Her alanda bataklığa saplanmış, halkı kandırmada tüm lojistiğini tüketmiş bu iktidarın, yegâne can suyu darbe tehdididir! Daha ilk günden başladılar üzerinde tepinmeye. ‘Çok güzel bir pas aldık bunu mutlaka gole çevrilmeliyiz’ diyorlar. Hani Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sayesinde kapanmıştı darbeler dönemi! Bize aylarca bunun propagandasını yapmadılar mı? Şimdi de çıkıp şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar. Neymiş? Darbe virüsünün antikoru demokrasiymiş! Günaydın beyler!

DARBE YANLILARI DARBE KARŞITLARI

Sayın Cumhurbaşkanı muhtıracılar için ‘haber olacaklar’ diyor; iki saat sonra adamların soyu, sopu, şeceresi, eşi, kızı, akrabalarının soy kütüğü manşete çekiliyor. Ne hukuk ne ahlak ne de gelenek kalmış!  E peki ya yarın onlardan birilerinin akrabaları iktidar partisi üyesi çıkarsa ne yapacaksınız? E peki ya sizin partinizde milletvekili ya da bakan olup, akrabaları ve aile üyeleri FETÖ’cü çıkanlara bakarak kendinizi FETÖ ile irtibatlı ilan ettiniz mi? Bunlara dert mi? O an işe ne yarıyorsa o.  Hiç merak etmeyin. Yakında unutulur bu amiraller.  Ve bizler seçimlere kadar ‘darbe yanlıları-darbe karşıtları’ masalını dinlemeye devam ederiz.

HAYAL SATMAKLA MEŞGULLER

Sayın Cumhurbaşkanı yine KÖİ’lerle ilgili güzellemeler yaptı. Ama halka, müteahhitlerin işlettiği Şehir Hastanelerinin kira ve hizmet bedeli adı altında dolar üzerinden yapılan milyarlık ödemelerine sansür geldiğinden bahsetmedi. 25.000 dolar hedef koyduğunuz kişi başı milli geliri, 8.500 dolara nasıl düşürdüğünüzden bahsetsenize sayın cumhurbaşkanı! Açlık sınırının 2.736 lira olduğunu, böyle giderse Nisan ya da Mayıs’ta asgari ücretin açlık sınırının altına düşeceğinden de bahsetsenize! Milyonlarca işsizden, işsizlik fonuna neler ettiğinizden, ihtiyat akçesini nasıl buhar ettiğinizden söz etsenize. Artık sadece hayaller satmakla meşguller. Biz daha 2-3 gün evvel nasıl bir darbe tehlikesi atlattıysak artık, konuşmasının çoğu ekonomi masalları, yalan hedefler, bugün artık yanında olmayan mucize ekiplerin başarı hikayelerini anlatmak ve ana muhalefete sarmakla geçti. Hani dedik ya az evvel, yakında bu amirallerin falan esamisi okunmaz, dert muhalefeti terörle darbecilikle ilişkilendirmek diye. Bundan sonraki türkü bu değerli kardeşlerim: 'Darbeci muhalefetten yana mısın, benden yana mısın?' Şimdiden alışın bu türkünün sözlerine. Şunu da ekleyin o sözlere: 'Kanal İstanbul'a karşı isen darbecilerden yanasın!

GÖSTERE GÖSTERE

Ciddi bir sağlık ve güvenlik sorunu haline gelmiş olan salgın meselesi de maalesef bir sürü bağışıklığı politikasına kurban edildi. Hem de göstere göstere. Son 5-6 aydır istikrarsız, tutarsız ve kendi kendisini yalanlayan aşı politikası, alınan aşı sayılarının her hafta başka bir açıklama ile değişmesi, aşılamada asgari ahlaki tutarlılığın sağlanmaması, adaletin gözetilmemesi, ‘Günlük 1,5-2 milyon aşı vuracağız’ palavrasıyla başlayıp her hafta yeni bir aşı tarihinin açıklanması ve benzeri tüm problemlerin ana sebebi, aklın ve bilimin kaybolup, tek kişinin iki dudağı arasına sıkışmış siyasettir.