Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan “Kobanê soruşturması” kapsamında Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 2014 yılında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu siyasetçiler gözaltına alındı. Muhalefet ve toplumun birçok kesiminden iktidara tepkiler büyürken, diğer yandan HDP ile dayanışma da sürüyor. HDP Örgütlemeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Alican Önlü, operasyonun “Çöktürme Planı”nın çökmesinin ardından devreye konulan yeni planın bir parçası olduğuna işaret ederek, buna karşı muhalefetin birlikteliği sürdürmesi gerektiğinin altını çizdi. 

MUHALEFET HEDEF ALINDI

Önlü, operasyonla sadece HDP’nin hedeflenmediğini, bir bütünen muhalefetin hedef alındığını söyledi. Önlü, “Gözaltına alınanların temsiliyetine bakalım. Ayhan Bilgen, sadece partimizde değil, bütün hakların vicdanında yer edinmiş sembol bir isimdir. Bir inancın siyasetteki temsilcisidir. Sırrı Süreyya’nın birçok kimliği vardır. Devrimci, sanatçı, muhalefet kimliği vardır. Bu operasyonda sadece Kobanê değil, Gezi’nin kini de var. Ekolojist mücadeleyi yıllardır sürdüren Beyza Üstün gibi, kadın mücadelesini sürdüren arkadaşlarımız var. Birçok kimlik var, 20 kişi ama HDP’nin bütün farklılıklarının temsiliyetleri var. Bu operasyon onun için muhalif olan herkese yapılmıştır” dedi.

‘FAŞİZMİ DURDURACAK GÜÇ HDP’

Operasyona yönelik tepkilerin önemine değinen Önlü, “CHP’sinden yeni kurulan partilere, demokrasi, emek güçleri, sol-sosyalist güçler, ittifak güçleri, kongreler… Bu tepkiler büyüyor. Tepki gösteren birçok kesim bizim de eleştirdiğimiz yerde duranlar ama tepki göstermelerinin bir nedeni var, kaderlerini burada buluyor. AKP-MHP-Ergenekon ittifakı bizi geriletirse, sıranın kendilerine geleceğini biliyorlar. Bu saldırıları, faşizmi durduracak gücün HDP olduğunun farkında herkes. Kendisi için HDP’ye sahip çıkıyor. CHP başta olmak üzere, kendi kaderleri için HDP’ye sahip çıkıyorlar. Biz de bunu olumluyoruz. Faşizmi geriletmek gerekiyor. Bu Türkiye halkları için sevindiricidir. Muhalefetin içinde ortak mücadele edecek güçler var demektir. Farklı kesimlerin refleks göstermesi HDP’nin misyonu, konumu, ihtiyacı ve bugüne kadar yürüttüğü politikaların sonucudur” diye konuştu.

SONUÇ ALAMADI

Önlü, şöyle devam etti: “Sosyal medya hesaplarından ‘operasyonun çemberinin genişleyecek, yeni bağlantılarının çıkacak’ diye tartışıyorlar. Hep böyle olmuştur, Kürt’ten başlamıştır ve sonra en uca kadar yayılmıştır. 30 kişilik MYK, 82 kişiye çıkarıldı, ne deniliyor? Gezi bunun bir parçasıydı, CHP’nin içinde Gezi ile bağlantılı olanlar, o dönemde IŞİD’e karşı açıklama yapan herkesi kapsayacaktır. Kapsamı bu kadar geniş, bizimle sınırlı kalmayacak. O yüzden muhalefetin bütün güçlerin birliğinin de genişlemesi gerekir. Günübirlik yönelmiyorlar, birlikteliğinde günü birlik olmaması gerekir. Bizi yalnızlaştırmak isterken, her yerde yenilgi yaşadı ve tek başına kaldı. Bu tek başlılıkla içeriye ciddi saldıracaktır. Tüm muhalefet güçleri bu birlikteliği devam ettirmelidir. Hepimize saldırıyorlar, birlikte mücadele edeceğiz ve birlikte başaracağız.”

KONGRE SONRASI OPERASYON HAZIRLIĞI 

Operasyon hazırlığının partisinin 4’üncü Olağan Kongresi sonrası başladığını, operasyonun sadece Ankara’da bulunan bir savcı tarafından düzenlendiği düşüncesinin eksik kalacağına işaret etti. Önlü, kongrede Kürt sorunu ve ülkedeki diğer temel sorunların ne yüzyıllık statükocu anlayışla ne de AKP-MHP ittifakının dayattığı yeni rejimle çözülemeyeceği tespitinin ortaya çıktığını, buna alternatif olarak “Üçüncü Yol” çözüm önerisinin açığa çıktığını vurguladı. 

Önlü, 31 Mart Yerel Seçimleri ve 23 Haziran İstanbul seçimlerinde ortak mücadele zeminin görüldüğünü sözlerine ekleyen Önlü, çözüm sürecinin ardından HDP’ye yönelik yalnızlaştırma ve muhalefetten ayırma politikalarının yerel seçimlerde başarısızlığa uğradığının altını çizdi. Önlü, “Bu da şunu gösteriyordu; Türkiye’de hiçbir değişimin HDP’siz olmayacağı gerçekliği açığa çıktı. Biz de buna bir şey daha ekledik; HDP’siz hiçbir şeyin olmayacağı ancak tek başına HDP’nin de olmayacağını. Faşizmin geldiği durum, artık klasik bir siyaset tarzıyla engellenmeyeceği kararını aldık” dedi.

Önlü, partisinin 1 Haziran’da “Hep Birlikte Demokratik Bir Geleceğe" başlığıyla hazırladığı 9 maddelik tutum belgesi ve 1 Eylül’de açıkladığı “Barışa Çağrı Deklarasyonu” için çalışmalar yürüttüğünü belirterek, operasyonun bu süreci hedeflediğini ifade etti. 

DEVLET AKLI DEVREYE GİRDİ

Çözüm sürecinin sonlandırılmasının ardından HDP’ye yönelik tüm operasyonların boşa çıktığını, iktidarın “yalnızlaştırma” politikalarının sonuçsuz kaldığını dile getiren Önlü, şunları söyledi: “Bugüne kadar ‘Çöktürme Planı’ devredeydi. Bu plan çökünce yeni bir aşama devreye konuldu. Baskı, sindirmeyle ne bizi geriletebildiler ne de muhalefeti bizden uzaklaştırabildiler. AKP bizi durduramadı. Yetmedi MHP ile de bizi durduramadılar, o da yetmedi Ergenekon ittifakı ile de bizi durduramadılar. Daha öteye gitti, Avrasya, Perinçek tarzı kontra güçlerle ittifaka girdiler. Yenildikçe ittifaklarını genişlettiler. Artık ellerinde bir ittifak kalmadı. Bu defa devlet aklının devreye girmesi gerekiyordu. Yapılan operasyon MGK kararıdır. MGK toplantısının sabahına operasyon yapıldı. Şu sevindiricidir, çünkü bütün bu ittifak güçleri yenilgiye uğratılmıştır. AKP-MHP-Saray rejimi hepsi artık bir yenilgiyi yaşadığı için devlet aklı devreye girmiştir. Şu yanlış anlaşılmasın, bugün mevcut iktidarın, Sarayın, Erdoğan’ın burada pasifliği yok. Birinci derece sorumlulardır. Hepsi bir yenilgiyi yaşadıkları için devlet aklını devreye sokmuşlardır.”