Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisini iki yıl daha uzatmayı amaçlayan tezkereye ilişkin Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu.

10 büyükelçinin istenmeyen adam ilan etme talimatını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Vatandaşlarımız böyle garip bir yönetime hiç tanık oldu mu? Bu şunu gösteriyor bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez. Ederseniz bu tür garip olaylarla yüzde yüz sık aralıklarla karşılaşırsınız” dedi.

‘HER DEDİĞİNE EVET DEMEYİZ’

Kılıçdaroğlu, tezkereyle ilgili şu ifadeleri kullandı: "Torba tezkere dönemi başladı. Her şeyi koymuşlar bir tezkerenin içine gelin buna evet deyin diyorlar. Niye kardeşim? Biz senin her dediğinin altına mühür mü basacağız. Ne ne değildir nedir bir anlat. Bunları anlatmıyorsun.  Tezkereler gelirdi terörle mücadele konusunda 6 ay bir yıl gelinir bilgi verilir. Arkasından yeni bir tezkere gelir veya olay biterdi. Şimdi iki yıl. Niçin? Bilen var mı? Bu işle ilgilenenler de bilmiyor. Ben iki yıl getiriyorum sen de oy vermek zorundasın niye kardeşim? Herkesi papağan gibi görme alışkanlığı var. Onu herkes yapabilir ama biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Senin her dediğine evet deseydik o zaman niye ayrı parti kuruyoruz. MHP her dediğine evet diyebilir. Ama biz milli kurtuluş savaşı geleneğinden gelen bir partiyiz.”

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI DEVRE DIŞI BIRAKILDI

Dışişleri Bakanlığı’nın devre dışı bırakıldığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Dış politikasının milli olması gerektiğini defalarca açıkladım. Dış politikanın iktidarı muhalefeti değil ortak ses çıkarması lazım.  Bunun için de dış politikayla ilgili alınacak kararlar konusunda en azından grubu olan partilere bilgi verilmesi lazım. AKP iktidarında maalesef bunlar hiç olmadı. Dışişleri Bakanlığı tümüyle devre dışı bırakıldı. Büyükelçiler olayında dışişleri bakanlığının bütün bürokratları günün 16 saatini çalışarak bu kazayı atlatmayı başardılar. Nasıl oluyor da dış politikada milli politika belirleyemiyoruz?” ifadelerini kullandı.

‘DAHA FAZLA MÜLTECİ İSTEMİYORUZ’

Daha fazla mülteciyi öngören düzenlemelere karşı olduklarını belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Biz bütün Suriyeli kardeşlerimizi kendi ülkelerine göndereceğiz diyoruz, kavga olmayacak Suriye'de diyoruz. Beyefendinin bakış açısı ise 3.5 milyon Suriyeli az geldi şimdi bir de İdlib'den bir ordu gelsin. Niye kardeşim? Suriye ile savaş değil, Suriye ile barışacağız. Büyükelçilikleri açacağız karşılıklı. Daha fazla sığınmacı mülteci istemiyoruz. Bunu öngören bütün düzenlemelere karşıyız. Biz hiçbir askerimizin ve polisimizin Suriye'de şehit olmasını istemiyoruz. Suriye'de askerimiz şehidimiz gitti, mücadele. Ne mücadelesi? Barış varken neden kavga? 33 askerimizi Ruslar şehit ettiler. Soruyorum 33 askerimiz şehir edilirken sen ne yaptın? Koşa koşa Putin'in ayağına gittin. O gideceğine sen gittin. Bu benim onuruma dokunuyor. Bir de kapıda beklettiler, bir de onu televizyonlarda yayımladılar. Böyle bir devlet yönetimi olur mu!”

TÜGVA’CILARI SURİYE’YE GÖNDER

Suriye'ye barış getireceğiz, bütün komşularımız barışacağız. Büyük Ortadoğu projesini hayata geçireceğiz. Bizim askerlerimiz şehit olsun istiyor beyefendi. Neden bizim askerimiz orada şehit olsun? Komando marşı söyleyen TÜGVA'cılar var. Değil mi? Komando marşı söylüyorlar. En büyük komutanımız da Erdoğan diyorlar. E gönder kardeşim onları Suriye'ye. Oradaki komutanı da Bilal Erdoğan olsun! Ne olacak yani! Hiçbir askerimizin evladımızın burnu kanamasın. Hangi gerekçeyle yapıyorsunuz bunu.