CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sekiz yıl önce CHP milletvekilleri Aykut Erdoğdu ve Sezgin Tanrıkulu tarafından yolsuzlukla suçlanan Can Akın Çağlar’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından genel sekreterliğe atanmasını şöyle değerlendirdi: “İBB’ye yeni Genel Sekreter atanmasıyla ilgili süreci kim yönetecek. Ekrem İmamoğlu. Yönetici kadrosuna müdahaleyi doğru bulmuyorum. Belediye başkanı arkadaşlarıma şunu söyledim; ‘Elimi kolumu bağladılar’ mazereti ile gelmeyecek. Formül bulacak. Bulamıyorsa bana soracak. Ekrem Bey’i eleştirenler şuna baksın. Onların 20 yıldır yapamadığını Ekrem Bey 1 yılda yaptı. Ana kararlar Ekrem bey ve kadrosunda. Genel Sekreter üzerinden yapılan tartışmaları doğru bulmuyorum; biz Ekrem Beyin geliştirdiği projelere bakmalıyız.”

‘Bir Ülke Bir Kent’ adlı YouTube kanalında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu şu mesajları verdi:

SADECE ERDOĞAN KONUŞUYOR

Ortada AK Parti kalmadı. Sadece Erdoğan konuşuyor. Bir kişi devletin bütün kurumlarına egemen. Hakim dinlemiyorsa görevinden alınıyor. Kendi beğendiği bir yargıcın atandığını görüyoruz. Bu tablo bizi rahatsız ediyor.”

SİVİL DARBE DÖNEMİ

(Kuğulu Parkın önü çevrilmiş durumda… Bu tablo için ne diyorsunuz? sorusu üzerine) 20 Temmuz sivil darbe döneminde yaşıyoruz. Bu tablo yargının vesayet altında olduğunu gösteriyor. Devlet etki ve tepkiyle yönetilmez. Devlet akılla bilgi birikimle yönetilir.

DEVLETİ TAHRİP YASASI

Avukatlar düşüncelerini bildirmiştir. Baro Başkanlarının içinde değişik siyasi görüşlerde başkanlar da var. Bu devleti tahrip yasasıdır. Ben Erdoğan’ın Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanı olmaya devam ettiğini düşünüyorum. Milleti kurumları bölüyorlar. Erdoğan’ın görevi bu zaten. Egemen güçlerin taleplerini yerine getiriyorlar.

EN BÜYÜK ZARARI VEREN KİŞİ

Erdoğan bugüne kadar bu ülkeye en büyük zararı veren kişidir. Rejim değişti zaten. Saray rejimi var. Bakanlar da memur gibi çalışıyorlar. Müsteşarlıkları kaldırıp yerine bakan koydular. Parlamentoya sorumlular mı? Değil. Bir kişi sorumlu, o da kim? Erdoğan.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DEĞİŞMEZ

İstanbul Sözleşmesi’nin değişeceğini sanmıyorum. Sadece gündemi değiştirmek için söylenen bir olay. İstanbul Sözleşmesi bu bağlamda gündeme getiriliyor. Ben kadın kuruluşlarıyla yaptığım görüşmede bunu ifade ettim. Bir uluslararası sözleşmenin altını imzalayan bir iktidar bir süre sonra ‘Beni kandırdınız, ben imzamı çekiyorum’ nasıl diyecek Allah aşkına. Bunu sormayacaklar mı; ‘Birdenbire nasıl oldu da bir sorun haline geldi bu?’ diye. Belli kişiler bundan rahatsızlık duyuyorlar. Dolayısıyla da bunu siyasetçi üslubuyla gündeme getiriyorlar. İmzanın çekilmesi: TC Devleti attığı imzanın bile farkında değil. Türkiye’yi yöneten kişilerin imzaladıkları belgeden haberleri bile yok. Türkiye’nin saygınlığını zayıflatan bir tablo ortaya çıkarır.

ÜÇÜNCÜ BİR İTTİFAK ŞEKİLLENEBİLİR Mİ?

(Acaba DEVA ve Gelecek Partisi, Millet İttifakı içerisinde yer alacak mı?) Bu konuları konuşmak için henüz çok erken. Neler yapacakları konusunda kamuoyunu bilgilendirdiler, büyük bir dikkatle izliyorum. Örtüştüğümüz yerler de var, örtüşmediğimiz yerler de var. Devletin saydamlığı konusunda, aşağı yukarı pek çok konuda ortak cümleler kurabildiğimizi görüyorum. Önümüzdeki süreçte seçim kararı alınmadığı sürece bir ittifak arayışı içine girmek doğru değil. Dereyi görmeden paçayı sıvamak gibi bir tablonun doğru olmadığını düşünüyorum.

SAKARYA’DAKİ PATLAMA

Siz bunları taşıyorsunuz. Önlem aldınız mı? Hiçbir önlem almadınız. Talimatı kim verdi, vali vermiştir. Bunu birilerinin talimatı üzerine vermiştir. O birileri kimdir, bu devleti yönetenlerdir. Bu ölenlerin haklarını kim savunacak, biz. Bu davayı takip edeceğiz. Ölen öldü, Allah’tan rahmet dilemek dışında bir şey yapmıyoruz ama bundan sonra aynılarının olmaması için çaba harcamamız lazım. Pek çok insan hastanelerde yatıyor ve siz bir moral yemeği düzenliyorsunuz. Bu kadar büyük bir duyarsızlık! Üstelik bunu düzenleyen sivil tolum kuruluşu da MÜSİAD! İnsanlar hayatını kaybetmiş, neymiş sorunları tartışıyoruz.’ Bu askerleri oraya kim gönderdi? Bunlar sanki sokakta çöpler toplanıyor, bir yere dökülüyor. Olaya böyle bakıyor, olayı böyle değerlendiriyorlar. Patlayıcının nasıl bir tehlike yarattığını bilmiyorlar. Çünkü yönetmelikleri bilmiyorlar. Kendi kafalarına göre yapıyorlar. Kendi kafalarına göre yapmalarının bir maliyeti var mı? İktidara yakından yok.

AÇACAKSAN AÇ KARDEŞİM

Egemenlik üzerinden gitmek yanlış. Bizim topraklarımızda egemenlik konusu mu tartışılıyor. Açıyorsanız açarsınız. Bunu siyasi rant alanına dönüştürmek kadar büyük bir yanlış yok. Biz ibadete dönüştüreceğiz, CHP buna karşı çıkacak sonra bak bunlar dinsiz imansız diyorduk ya yine karşı çıkıyorlar’ diyeceklerdi. Açacaksan aç kardeşim. Yılar yılı toplumu aldılar başka bir yere götürdüler. Sanki bu ülkede Ayasofya’nın açılışına herkes karşıymış gibi! Yargı, zaten Erdoğan’ın emrinde. Erdoğan, yargı iptal ederse ‘ben yapacaktım da mahkemeler izin vermedi’ diyecek. Ayasofya, Osmanlı, Bizans tarihinde çok önemlidir. Ama bu orada ibadet yapılmayacak anlamına gelmez.