CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Neymiş gelince uçakları satacakmış. Dünyayı dolaşacaksın, neyle, tarifeli uçaklarla mı” sözlerine “Vallahi de satacağım billahi de satacağım. Söke söke alacağım ve satacağım. Erdoğan duysun, sadece uçakları değil, o garaja koyduğun her biri milyon dolar olan o pahalı arabaların tamamını satacağım” dedi. Erdoğan’ın “Bir defa devlet yönetmenin ne anlama geldiğinden haberin yok” sözlerine de Kılıçdaroğlu, “Vallahi senin gibi devlet yönetmekten benim haberim yok, ben öyle devlet yönetmeyi bilmem. Kene gibi milletin sırtına çöreklenecekler, milletin kanını emecekler, bunun adına da devlet yönetimi diyecekler, böyle devlet yönetimi mi olur” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

KADIKÖY’DE EYLEM YAPANLARIN PROVOKATÖR OLDUĞUNU UNUTMAYACAĞIZ

Kadıköy'de bir kilisenin duvarına çıkıp eylem yapanların provokatör olduğunu, birilerinin maşaları olduğunu unutmayacağız. Bunu kabul etmeyeceğiz. Bu konuda belediye başkanlarına verdiğim ilk talimat bulunduğunuz bölgede ne varsa, insanlar ibadet ediyorlarsa orayı pırıl pırıl yapacaksınız. Önümüzdeki süreçte de bu tarz olaylar olabilir hepimizin dikkatli olması lazım.

MADENCİ ARKADAŞLARIMIZA SENDİKA SAHİP ÇIKMADI

Soma’da ellerinden alınan hakları almak için mücadele eden işçiler vardı. Hak arıyorlardı. Haklarını arıyorlardı. Ankara’ya geldiler ama sokulmadılar. Bu Saray’ın adaletle ilgisi var mı? Adaletin ne olduğunu biliyor mu? Soma’da 301 kişi hayatını kaybederken hani onların hakları teslim edilecekti, Ankara’ya sokulmadılar. Ali Faik ve Tahir Çetin trafik kazasında hayatlarını kaybettiler. Hak ararken hayatlarını kaybettiler. Gönül isterdi ki bu madenci arkadaşlarımıza önce sendikalar sahip çıksın. Bir işçi hak istiyorsa üç konfederasyonun da orada olması lazım. Bunu maalesef göremedik.

'DURUM İYİYE GİDİYOR' DİYEN YÜZDE 16,9

Bu toplantı son grubumuz oluyor, olağanüstü durum çıkmazsa. Türkiye nereye gidiyor? Bu konuda profesyonelce düşünen kurumlar var. Soruyorlar. ‘İyiye gidiyor’ diyenin oranı yüzde 16,9. Durum iyiye gidiyor diyenler kimler? Devletten dolarla ihale alanlar, dolarla devlete borç verenler, büyük bankalarda dolarla işi olanların, sarayın beslemeleri, uyuşturucu baronları, onların derdi yok. Böyle bir tabloyu Türkiye hiç yaşamadı. İlk kez yaşıyor.

SÖZÜM SÖZ 3600 EK GÖSTERGEYİ VERECEĞİM

En çok karşılaştığımız kamu görevlisi kim desek. Aklımıza ilk polisler gelir. 24 saat çalışırlar. Peki bu kadar yoğun çalışan polislerin hakkı teslim ediliyor mu? Onlar bizim evlatlarımız, nöbet tutuyorlar. Peki onların hakkı hukuku niye teslim edilmiyor? Uyuşturucu baronlarına gelince kucaklıyorsunuz, rüşvetçileri büyükelçi tayin ediyorsunuz. Mayıs 2018’de Erdoğan söz verdi; ‘güvenlik görevlileri, imam, sağlıkçılara ek göstergeyi vereceğim’ dedi. 3 yıl 2 ay geçti. Bir insan verdiği sözü tutmazsa ona ne nedir? Yalancı denir, başka ne denir? Erdoğan niye bu pozisyona kendini sokuyor. Çünkü polise, öğretmene verecek parası yok. Bu arkadaşlara sözüm sözdür. 3600 ek göstergeyi alacağım ve bu arkadaşlara vereceğim.

CHP TARİHİNDE BELKİ İLK KEZ BÖYLE ÇALIŞIYOR

Çalışmamız lazım. Ben 1 Temmuz’da Samsun’a gitmiştim. Sinop Milletvekilimiz Barış Karadeniz ve arkadaşlarımız bütün limanları geziyor. Sorunları saptayacaklar. Ben buradan hem sevgi saygılarımı gönderiyorum hem başarı dileklerimi iletiyorum. Karada da görev yapıyoruz. ‘CHP çalışıyor mu?’ CHP tarihinde belki ilk kez böyle çalışıyor. Bunların yapamadığını yapıyoruz. Çünkü biz iktidar olacağız ve bütün sorunları çözeceğiz. Neden sorunları saptıyoruz? İktidara geldiğimizde zaman kaybetmemek için. Raporlaştırıyoruz. Hiçbir üniversitede hiçbir akademisyenin sahip olmadığı bilgiler var bizde. Hepsinin sorunlarını biliyoruz ve hepsinin çözümlerini de iletiyoruz. Sorunların nasıl çözüleceğini de anlatıyoruz. Asla karamsarlığa kapılmayın, her sorunu çözeceğiz. Bize güvenin kendinize güvenin.

İÇERİDE EFELENİP DIŞARIDA KEDİ KESİLENLER KİMLER GÖRECEKSİN

İki milletvekili arkadaşımız Artvin Hopa’da TIR’ların metrelerce beklediği yere gitti. Tırcılar, şoförlerin sorunlarını da en iyi saptayan partiyiz. Hiçbir yorum yapmayacağım. Bir TIR şoförünün yaptığı açıklamayı okuyacağım: ‘Yabancı plakalı TIR transit geçiş yaparken, yerli araçlar haftalardır bekliyor.’ Bu Saray ne yapıyor? Haberleri var mı? Emin olun yok. ‘Biz haftalardır buradayız, benim 17. günüm. Bir bize bir yabancılara bakın. Yabancı TIR’lar takır takır geçiyor. Biz büyük devletmişiz. Hani nerede büyük devlet? Kimse bizim sesimiz olmuyor. Sorunlarımızı çözmüyor...’ Söylediğini burada söyledim. Senin sesin olmak benim görevimdir. İki CHP milletvekili gelip seni dinliyorsa, sen sorunlarını anlatıyorsan, senin sözcün CHP’dir. Ha sorun çözülmüyor. Sandık geliyor. Gideceksin sandığa ders vereceksin. O zaman göreceksin sen Türk tırları bekliyor mu beklemiyor mu? İçeride efelenip dışarıda kedi kesilenler kimler göreceksin.

BEŞ YIL SONRA TÜRKİYE’NİN NEREYE GELDİĞİNİ GÖRECEKSİN

Bir çiftçi arkadaşımızın söylediklerini okuyorum. ‘Biz destek filan istemiyoruz. 60 liraya gübreyi alıyorduk, yüzde elli indirdik dediler gübreyi 160 liraya çıkarmışlar da onun 10 lirasını indireceklermiş, elim kırılsaydı oy vermeseydim, o TRT’ye haram zıkkım olsun bizden aldığı vergilerle yalan söylüyor.’ Sandığa gidip oyunu vereceksin. Öyle 19 yıl değil beş yıl sonra Türkiye’nin nereye geldiğini göreceksin. Milletin hakkının nasıl teslim edildiğini göreceksin. Alın terinin ne kadar değerli olduğunu göreceksin. Güven ve oyunu ver. O zaman Türkiye nasıl şaha kalkıyor göreceksin.

HAKKINI ARIYORSAN DERSİNİ VERECEKSİN

Emeğin başkenti olarak tanımlanır Zonguldak. Kömür karasının ne kadar önemli olduğunu öğrenmek istiyorsa bir vatandaş Zonguldak’a gitmeli. Türkiye Taş Kömürü’nün 5 bin kişilik işçiye ihtiyaç var. Dışarıda 10 milyon işsiz var ama kadro vermiyorlar. ‘Niçin kömür çıkaralım ki yurt dışından getirelim.’ ‘Sandık geldiğinde yine AK Parti’ye oy verir’ diyor. Yer altında çalışan kardeşim, sen hala AK Parti’ye oy veriyorsan şikâyet etmeyeceksin, hakkını da aramayacaksın. Hakkını arıyorsan, sandıkta dersini vereceksin. Bir pazarcı kadın, ‘eskiden alıyorlardı kilo ile şimdi 250 gram yeter diyor.’ Geldiğimiz nokta bu.

BATSIN SİZİN YERLİLİĞİNİZ, MİLLİLİĞİNİZ

Tütün üreticileri hak istiyor. Siz misiniz, hak isteyen. Evleri basıldı, gözaltında tuttular, 6’sını adli kontrol şartı ile serbest, 10’unu da cezaevine gönderdiler. Adıyamanlı kardeşim; hak istiyorsun, gözaltına alınıyorsun, talimatla tutuklanıyorsun ve hapse atılıyorsun. Kime güveneceksin? Açık ve net söylüyorum. Bu kardeşine güveneceksin. 400 kilometre adalet için yürüdüysek tütün üreticisinin yanında duracağız. Arkadaşlarım Meclis gündemine getirdi, AK Parti ve MHP tarafından reddedildi. ‘Onların sorunları yok, bağıran çağıran vardı birkaç kişi, hapse attık, mesele bitti.’ Böyle görüyorlar. Tütünü tekellere teslim ettiler. 400 bin aile geçiniyordu. Tütün üretimi büyük ölçüde engellendi. Mayıs dönemi itibariyle 1 milyon 275 bin ton tütün ithal edildi. Türkiye’de tütün üreten yok. Bunun karşılığında 6 milyar 435 milyon dolar para ödendi. Adıyamanlı, Malatyalı kardeşlerime sesleniyorum: Size verilseydi dağa taşa tütün ekerdiniz değil mi? Kime verdiler? Yabancılara verdiler. ‘Biz yerliyiz milliyiz.’ Batsın sizin yerliliğiniz milliğiniz.

BİR KIZIMIZ AYAK AYAK ÜSTÜNE ATMIŞ, VAY EFENDİM ESAS DURUŞA GEÇ

Oğlu kızı işsiz. Üniversiteyi bitirdi. Hangi görev olursa olsun çalışacağım diyor. İş yok. Erdoğan gençlerle konuşuyor. Aklına nereden geldiyse? Benim hatırlattığımı da kimse unutmasın. Gençleri hafife alan, yaftalayan, istismar eden de sensin. Gençlerle kahvede oturacaksın, bir kızımız ayak ayak üstüne atmış, vay efendim esas duruşa geç, niçin, Erdoğan burada. Akıl alacak iş değil. Bunlar gençlerle nasıl şakalaşacaklarını da bilmiyorlar. İşsizlik kol geziyor. 5, 6, 7 aylık geçici iş için bile yüz binler sıraya giriyor. İşsizliğin en acı tarafı nedir biliyor musunuz? Aile kurumunu temelden sarsıyor. Aileyi mahvettiniz siz, ailenin temeline dinamit koydunuz. Anne işsiz, oğlu işsiz, baba işsiz. Birbirlerinin yüzüne bakamıyorlar. Uyuşturucu senin genel merkezine kadar girdi. İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Şimdi kalkmış ahkam kesiyor.

GENÇLERE “ERDOĞAN’IN SÖYLEMLERİNE KULAKLARINIZI TIKAYIN” ÖNERİSİ

Bir genç twit atmış. ‘Ortalama bir araç nasıl 200-250 bin, ortalama bir ev nasıl 1 milyon oluyor, ülkenin ana gündemi bu olmalı.’ Evet bu olmalı. ‘Çalışarak bir ev bir araba alamıyorsun.’ Evet alamıyorsun. Sevgili gençler, bir şeyi bilmenizi isterim; sizin hayalleriniz bizim hedeflerimizdir. Kurduğunuz bütün hayaller CHP’nin hedefi olarak. Bu saray ve beslemelerinin masallarını bırakın. Erdoğan’ın söylemlerinin tamamına kulaklarınızı tıkayın. ‘Böyle bir adam yoktur’ deyin.

TWEET ATINCA GÖZALTINA ALINIR MIYIM DİYE ASLA DÜŞÜNMEYİN

Türkiye’nin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. Demokrasi mi istiyorsunuz, özgürlük mü istiyorsunuz sandığa gidin. İktidarı Millet İttifakı’na teslim ettikten sonra tweet atınca gözaltına alınır mıyım diye asla düşünmeyin. Sizin güvenceniz bu kardeşiniz olacak. O kadar acımasızlar ki Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi’ni hapishaneye çevirdi. İki öğrenciyi gözaltına aldılar, yurt dışına çıkış yasağı koydular, bu öğrenciler yurt dışından burs kazanan öğrenciler. Şu mantığa bakar mısınız? Bunlara son vereceğiz.

SENİN GİBİ DEVLET YÖNETMEKTEN BENİM HABERİM YOK

Biliyorsunuz iki 15 Temmuz var. Bir, halkın 15 Temmuz’u; bir de Saray’ın 15 Temmuz’u var. 251 şehidimiz var, para topladılar, paralarına çöktüler. Bir şeyi kimsenin unutmasını istemem. 15 Temmuz darbe girişiminin sonuçlarının araştırılması istendi, komisyon kuruldu, rapor yayınlanmıyor. Niye? Bu rapor yayınlanmıyor. Erdoğan konuşmuş. ‘Biz istikametini kaybetmiş avara kasnak gibi dolaşanlara bu memleketi teslim edemeyiz. Neymiş uçakları satacakmış.’ Vallahi de satacağım billahi de satacağım, söke söke alacağım ve satacağım. Erdoğan duysun, sadece uçakları değil, o garaja koyduğun her biri milyon dolar olan o pahalı arabaların tamamını satacağım. Senden öncekiler de bunları söyledi ben bilmem. Demek ki not tutmuşsun. Benim söylediğimi önemseyeceksin. Ben söylediysem gelirim ve yaparım. ‘Devlet yönetmenin ne anlama geldiğinden senin haberin yok...’ Vallahi senin gibi devlet yönetmekten benim haberim yok, orada doğru, ben öyle devlet yönetmeyi bilmem ama devlet yönetmenin şu olduğunu çok iyi bilirim, vatandaştan alınan her kuruşun hesabının vatandaşa vermenin devlet yönetme olduğunu bilirim. Saray ve beslemelerinin tamamının işine son vereceğim. 3 maaş 5 maaş, Erdoğan duy, bunları da bitireceğim. Kene gibi milletin sırtına çöreklenecekler, milletin kanını emecekler, bunun adına da devlet yönetimi diyecekler, böyle devlet yönetimi mi olur.

MERKEL DE GEZİYOR TARİFELİ UÇAKLARLA. BİZİ KISKANIYOR MU?

‘Uçakları sattığın zaman devleti yönetmiş mi oluyorsun?’ Hayır uçakları sattığım zaman değil, harama, israfa meydan okuyorum. ‘Dünyayı tarifeli uçaklarla mı dolaşacaksın?’ Merkel de geziyor tarifeli uçaklarla. Bizi kıskanıyor mu? Kesin kıskanıyor, ‘benim neden 13-15 uçağım yok’ diye. Parayla itibar olacağını sanıyorlar. Parayla itibar olmaz hele israfla hiç olmaz. Sen adaletli olduğun zaman herkes sana itibar gösterir. Sen bu güzel memleketi kimlere teslim ettin?

NE YERLİ NE MİLLİ, SİZ AHLAKSIZSINIZ. CAN VERİLİR, BAŞ VERİLİR O TOPRAK TERK EDİLMEZ

‘Biz istikametini kaybetmiş avara kasnak gibi dolaşanlara bu memleketi teslim edemeyiz.’ Bir, bu memleketin şanlı bayrağını, rüşvet alan kişilerin eline teslim ettin. İki, bu memleketin tank palet fabrikasını Katarlılara teslim ettin sen. Katar ordusuna devletin bütün sırlarını teslim ettin. Üç, sen bu memleketin ekonomisini, Londra’daki bir avuç tefeciye teslim ettin. Dört, sen Süleyman Şah Türbesi’nin bayrağını indirerek, toprağını düşmanına teslim ettin. ‘İstikametini kaybetmişlere teslim etmeyiz.’ Bunu söyleyecek insanın önce dönüp kendine bakması lazım. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez kendi toprağını terk eden bunlar. ‘Yerli milliyim’ diyorlar. Ne yerli ne milli, siz ahlaksızsınız. Can verilir, baş verilir o toprak terk edilmez. Sen devletin en büyük ihalelerini ‘Beşli Çete’ye verdin. Devletin bütçesini bu ‘Beşli Çete’ye teslim ettin. Sen rüşvet alanları, yolsuzluk yapanları, uyuşturucu baronlarını kolladın, korudun. Tonlarca kokain geliyor. Yakalanıyor, soruşturma açan yok. Sen devlette liyakati bitirdin. Devletin bürokrasisini Saray beslemelerine teslim ettin.

SAHİP OLDUĞUN HARAM MAL DOLAYISIYLA TEHDİT EDİLDİN VE KENDİNİ TRUMP’A TESLİM ETTİN

Sen sahip olduğun haram mal dolayısıyla tehdit edildin ve kendini Trump’a teslim ettin, bir telefonla papazı bıraktı. ‘Aptal olma’ dedi, sen sesini bile çıkaramadın. Benim ağrıma gidiyor. Sırf Trump kendini desteklesin diye 30 milyon 500 bin dolar lobilere para ödediler. Erdoğan dönemi bitmiştir, ciddi hasarlar vermiştir, vermeye de devam etmektedir. Ama biz bu ülkeyi seven insanlar olarak birlikte hareket etmek zorundayız. Memleketi sen teslim etmeyeceksin, millet teslim edecek. Bütün bu rezaletler sona erecek.

NASIL BİR CUMHURBAŞKANI

Sordular bana, nasıl bir cumhurbaşkanı? 83 milyonu kucaklayan bir cumhurbaşkanı, örnek olan bir cumhurbaşkanı, her kuruşun hesabını veren bir cumhurbaşkanı. Eğer bir yerde bir sorun varsa soruna eğilen, kaynakların sağlıklı kullanılıp kullanılmadığına bakan saygın bir cumhurbaşkanı. Mal varlığı ile tehdit edilmeyen, onurlu ve dik duran bir cumhurbaşkanı. Güç eline geçtiği zaman yozlaşmayan bir cumhurbaşkanı. Kendi egosunu yenin bir cumhurbaşkanı. İstediğimiz cumhurbaşkanı budur. Bütün vatandaşlardan istediğim, sandığa gittiğiniz zaman, elinizi vicdanınıza koyun, eğer bu ülkede nüfusun yüzde 17’si işler iyiye gidiyor diyorsa umutsuzluğa kapılmayın, çok değerli insanlarımız var. Gençlerin olağanüstü bellekleri var, bunların önünü açmalıyız, yapmak zorundayız ‘yetkiyi vermem’ değil, Millet İttifakı’na iktidarı, millet verecektir, verdiği zaman onun önünde kimse duramayacaktır. Bu millet adaletten yanadır, alın teri dökmekten yanadır ve her yelden önemlisi başı dik gezmekten yanadır.”