CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayının nasıl olması gerektiğini Edirne’de anlattı. Kılıçdaroğlu, "Son günlerde bir Cumhurbaşkanlığı tartışması oluyor. Öyle bir cumhurbaşkanı olmalı ki 83 milyonu kucaklamalı. Herkes bilmeli ki seçtiğimiz cumhurbaşkanı mütevazi, dürüst bir adamdır. Seçtiğimiz cumhurbaşkanı, mal varlığı dolayısıyla birilerinin tehdidine maruz kalamaz" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı her şeye maydanoz olmaz” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, bugün Edirne’de. Kılıçdaroğlu ilk olarak muhtarlarla buluştu. "Bu topraklarda yapılan ilk seçim, bir muhtarlık seçimidir. Muhtarlığa gerekli önemi vermedik" diyen Kılıçdaroğlu, muhtarların kendilerine ait bir kanunlarının olması gerektiğini dile getirdi. Muhtarların, belediye meclisi toplantılarında mahalleleriyle ilgili söz alma ve karar verme yetkisinin olması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, muhtarların yardımcı personeli, muhtarlık binası ve bütçesinin olması gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Seçimle geliyorsunuz. Bize bir teklif yapıldı. ‘Belediye başkanı seçimi ile muhtarlık seçimini ayıralım’ dediler; biz bunu kabul etmedik. Sizin de fotoğraflı birleşik oy pusulanızın olması lazım. Birleşik oy pusulası, muhtarlık seçimine ciddiyet kazandırılması demektir. Muhtarlık seçiminin sıradan bir seçim olmadığını anlatmamız gerekiyor. Bulunduğunuz mahallede emlak vergisi toplanıyor mu, toplanıyor. Gelen paranın yüzde biri muhtarlara gitse ne olur? Muhtarlık bütçesi demek, o bütçenin harcanırken denetlenmesi anlamına da gelir. Kaynak var. Kaynakları adil bölüşeceğiz. Fakir bir aile çocuğu üniversite sınavını kazandı, gidecek yol parası yok. En rahat kime ulaşır, muhtara. Bütçeniz olsa hemen verirsiniz. Bir kişinin belediye başkanına, valiye ulaşması zordur ama muhtara ulaşabilir. Sosyal yardımlar yapılır. Bir mahallede kimin fakir kimin varlıklı olduğunu en iyi muhtar bilir. Muhtardan görüş alınmalı veya muhtar aracılığıyla yapılmalı. Niye sizin mütevazi güzel bir binanız yok? Herkes görmeli ki bu bina muhtarlık binasıdır. ‘Muhtarlara mutlaka bir kişi tahsis edilmeli’ dedim. Erdoğan ve Bahçeli kıyameti kopardılar; ‘sen muhtarlara özel kalem mi vereceksin’ diye. Vereceğim. Muhtarların da birer yardımcısı olsun. Bir de size ödenek veriyorlar. Neden aylık değil de ödenek veriyorlar? İzne ayrıldığınızda ödeneğiniz kesiliyor. Belediye başkanına ödenek mi veriyorlar, maaş veriyorlar. Muhtar ikinci sınıf vatandaş mı? Belediye başkanını, milletvekilini seçen vatandaş muhtarını da seçiyor."

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında dikkat çeken noktalar şöyle:

CUMHURBAŞKANI HER ŞEYE MAYDANOZ OLMAZ

Son günlerde bir Cumhurbaşkanlığı tartışması oluyor. Önce ülkesini seven her vatandaşın elini vicdanına koyup şunu düşünmesi lazım: Bu memleketin nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı? Öyle bir cumhurbaşkanı olmalı ki 83 milyonu kucaklamalı. Cumhurun başkanı olmalı, tarafsız olmalı; bir partinin genel başkanı değil, bütün vatandaşlarını kucaklamalı. Cumhurbaşkanı seçilecek kişi, günün 24 saati konuşma yapmamalı. Cumhurbaşkanı çok önemli günlerde, çok önemli zamanlarda açıklamalar yapar ve bütün vatandaşlar büyük bir dikkatle cumhurbaşkanını dinlerler. Klasik deyimle, cumhurbaşkanı her şeye maydanoz olmaz. Cumhurbaşkanı kendisi ve ailesiyle birlikte topluma örnek olmalı. Herkes bilmeli ki seçtiğimiz cumhurbaşkanı mütevazi, dürüst bir adamdır. Seçtiğimiz cumhurbaşkanı mal varlığı dolayısıyla birilerinin tehdidine maruz kalamaz. Cumhurbaşkanının böyle olması lazım. Cumhurbaşkanı sevecen, adaletli bir insan olmak zorundadır. Cumhurbaşkanının vatandaşın kimliği, vatandaşın inancı, vatandaşın yaşam tarzına müdahale etmemesi lazım.

KİMLİK ÜZERİNDEN SİYASET YAPILMAZ

Kimlik üzerinden siyaset yapılmaz. Kimse anne babasını seçme hakkınsa sahip değil. İnanç üzerinden siyaset yapılmaz çünkü Allah ile kulun arasına kimsenin girmeye hakkı da yetkisi de yoktur. Kimsenin yaşam tarzı üzerinden siyaset yapılmaz. Herkesin ‘Başımızın üstünde yeri var’ diyebileceği bir cumhurbaşkanına ihtiyaç var. Biz, sosyal kimlikler üzerinden bir siyaset yapıyoruz. Muhtarlık, bir sosyal kimliktir. İşsizlik, bir sosyal kimliktir. Apartman görevlileri, esnaf, sanayici bir sosyal kimliktir. Bu ülkede yaşarken bir sorun yaşıyorsa A partili, B partili demeyip onun sorununu çözeceksin. Sosyal kimlikler üzerinden bir siyaset yaparsanız vatandaşın sorununu çözmüş olursunuz.

HUKUK SİTEMİNDEKİ DARBE KALINTILARINI KALDIRMASI LAZIM

Cumhurbaşkanının yargı üzerinden sivil vesayeti kaldırması lazım. Var olan hukuk sistemimizdeki darbe kalıntılarını temizlemeye söz vermesi lazım bu millete.

SİYASİ AHLAK KANUNU'NUN ÇIKMASI LAZIM

Parlamentonun ahlaklı insanların mekanı olması lazım. Parlamentoda ihale takipçisi, adam kayırmacı, rüşvetçi milletvekilinin yeri yoktur ve olmamalı da zaten. Şöyle bir tabloyla hiç karşılaştınız mı cumhuriyet tarihinde? İçişleri Bakanı çıkıp diyecek ki ‘Bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar para veriliyordu’. Kim bu siyasetçi? Bunu söyleyen, bu devletin İçişleri Bakanı. Çıkıp diyor ki ‘Bir siyasetçi her ay 10 bin dolar para alıyor’. Yani Türkçesi, ‘rüşvet alıyor’ diyor. Saray’dan tık yok, Meclis’ten tık yok, İçişleri Bakanı’ndan tık yok. Kim bunu bilecek? Kim bu adam? Bunların Meclis’te yeri var mı? Siyasi Ahlak Kanunu’nun çıkması lazım. Ahlaklı insanların Meclise gelmesi lazım.

BU SANDIK GELECEK

Yarın seçimler olacak, bu sandık gelecek. Türkiye’nin yeni, ahlaklı, adaletli bir başlangıç yapması lazım. Bu ülkede ben, çöp konteynırlarından beslenen milyonları görmek istemiyorum. Bu ülkede yatağa aç giren yüzbinlerce çocuğu görmek istemiyorum. Zengin bir ülkeyiz, her türlü imkanımız var. Kaynaklar doğru ve yerinde kullanılmıyor. Hepsini çözeceğiz. 6 ayda bu memlekette herkes rahat bir nefes alacak. 5 yıl içinde Türkiye, bölgesinin yıldızı olacak. Doğu Akdeniz’de çıkan karbon yatakları, Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidecek. Üniversiteler, gerçek anlamda üniversite olacak.