Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin zor günlerden geçtiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bir salgın dönemindeyiz doğru, her bir vatandaşımız canı çok değerlidir doğru. Herkese düşen görevler var, bunların yapılması gerekiyor. Nelerin yapılması gerektiğini ifade ettik. Bilim Kurulu vardı, Bilim Kurulu bize güven veriyordu. Bilim Kurulu'nun yaptığı açıklamalara biz de uyarız dedik. Herkes üzerine düşeni yaptı ama üzülerek ifade edeyim Saray'da oturanlar üzerlerine düşenleri yapmadılar. Kibirle bir devlet yönetilmez. Devleti yönetenlerin toplumun sorunlarına kilitlenmesi gerekir” diye konuştu.

‘İNSANLAR ÖLÜRKEN İZLİYORLAR’

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a seslenen Kılıçdaroğlu, ''Genelge çıkarıyorsun, illerde barolar kongre yapmayacak. Sen kongre yapıyorsun. Üstelik övünüyorsun, 'salon lebaleb doldu' diye. İnsanlar maskesiz orada bir de bununla övünüyorsun. Dün 341 vatandaşımız hayatını kaybetti. Sorumlusu kim? Bu soruyu yine geçen seçimlerde AKP'ye oy veren kardeşlerime soruyorum. Bir günde, 341 bir kişi koronavirüsten hayatını kaybetti. O kongreleri yapanların vebali günahı yok mu? Yoğun bakımlarda yer yok. Torpiliniz varsa bulabiliyorsunuz. Bilim Kurulu'nun ne dediğini bilen var mı, ne söylediğini bilen var mı, neyi önerdiğini bilen var mı? Hiç kimse bilmiyor. Sağlık Bakanı açıklama yapıyor, '84 milyon sorumludur bundan' diyor. Bunlar devleti falan yönetmiyor. İnsanlar ölüyor bunlar sadece izliyor'' şeklinde konuştu.

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ

Kısa çalışma ödeneğinin tekrar gelmesi çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, “Turizm sektörü bu pozisyondayken ve siz kısa çalışma ödeneği kaldırılırken gözden kaçan bir şey yaptılar. Bankalardaki mevduat faizine uygulanan stopajını düşürdüler. Kısa çalışma ödeneğinden kaç kişi yararlanıyordu, 1 milyon 139 bin kişi. İşsizlik tehlikesiyle karşı karşıya getirildiler. Hükümet rantiye sınıfına çalışıyor” diye belirtti.

128 MİLYAR DOLAR

Kılıçdaroğlu, 128 milyar doların hesabını sormaya devam edeceğini belirtti. Konuşmasının devamında Kılıçdaroğlu şunları aktardı: “Anaokuluna yeni başlayan çocuğun anlayacağı dille beş soru sordum. 128 milyar doları hangi yöntemle sattın sen? Bunu benim bilmeye hakkım var. Bu satışı hangi tarihlerde yaptın? 128 milyar doları hangi kurdan sattın, bunu da ben öğrenmek istiyorum. Bu ticaretin alıcıları kim, bunu da bilmiyoruz. Bu satış işleminin altında kimlerin imzası var, bunu da bilmiyoruz. Soruları sorduk, cevap yok. Bir daha sorduk cevap yok. Bizi tatmin eden cevap yok. İl ve ilçe başkanlarımız afişleri assınlar dedik. Bilboardları kiraladık oralara yapıştıralım dedik, vatandaş da sorsun dedik.

İNDİRİLEN AFİŞLER

128 milyar doların nereye gittiğini şu ana kadar bilmiyoruz. Kanun ikinci maddesi 4059 madde, 2018 yılında iptal edildi ama satışlar devam ediyor. Öyle devam ediyor. Yani protokol şu anda kanunsuz bir protokol. Yasal tabanı, dayanağı yok. Bakıyoruz Merkez Bankası kanununa hala yürürlükte. 

Seferber oldular bizim afişleri indirdiler. Bir de diyorlar ülkede demokrasi var. Hakaret etsek alabilirsin, yanlış bir şey söylesek alabilirsin. Soru soruyoruz, 128 milyar dolar nerede, diye. Gayet basit bir soru. Neden indiriyorlar, korkuyorlar. Neden indiriyorlar, millet öğrenmesin diye. Neden indiriyorlar, çünkü hesabını veremiyorlar. Ben bu milletin, fakir fukaranın hakkını savunmayacaksam neden siyaset yapıyorum.”