Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Ankara’daki tarihi yapıların tahribi ve pandemi koşullarında yaşanan hak ihlallerine ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

2 HASTANEYE 3 MİLYAR DOLAR

Başından bu yana mevcut eşitsizlikler değiştirilmeden ve tam kapanma olmadan pandemiyle mücadele edilemeyeceğini belirttiklerini kaydeden Kerestecioğlu, toplu taşıma araçlarının kalabalık bir şekilde kullanılıp, emekçiler çalışmaya devam ettiği müddetçe bulaş riskinin azalmayacağını söyledi. Kerestecioğlu, “Her yurttaşa temel gelir güvencesi sağlanarak tam kapanmaya gidilmeli. ‘Para yok’ diyorlar ama para bal gibi var. Nereye harcayacaklarına başka türlü karar vermeleri lazım. Ankara’daki 2 şehir hastanesi için 3 milyar dolar harcandı. Sadece bugüne değil geleceğe de borçlandırılıyoruz. Biz bu borçları yapanlardan almasını da biliriz. Yargı önünde hesap soracağız” dedi. 

DAYANIŞMANIN ÖNEMİ 

Pandemi koşullarında diğer hastalıklarla da mücadele eden hastaların varlığına dikkat çeken Kerestecioğlu, hastanelerde yer bulamadığı için yurttaşların yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Kerestecioğlu, “Gerçeklerin şeffaf bir şekilde konuşulması gerekiyor. Yeterli aşılama yapılması için yurttaşlarımıza da çağrı yapmak istiyorum. Kendinize çok dikkat edin, açık havada yürüyüşler yapın ve sağlığınıza çok dikkat edin. Dayanışma hayat boyu bizim için çok önemli. Hem sağlık ve manevi açıdan hem de maddi açıdan birbirimize destek olmalıyız. Genco Erkal’ın da dediği gibi bu acımasız düzen değişmeyene dek birbirimize destek olmalıyız, dayanışma içinde olmalıyız” diye belirtti. 

Ankara’da 4 bin 500, 4 bin 750 arasında vaka görüldüğünü kaydeden Kerestecioğlu, bu sayıların günlük 20 bin filyasyonu gerekli kıldığını dile getirdi. Sağlık emekçilerinin emeğine dikkat çeken Kerestecioğlu, “Onlar hepimiz için canla başla çalışıyorlar. Sağlıkta şiddet asla olmaması gereken bir şey. Onlar da çok sayıda arkadaşlarını kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı. 

TEK ÇÖZÜM AŞI 

Bulaş hızını düşürecek en temel şeyin aşı olduğunun altını çizen Kerestecioğlu, ancak 3 Mayıs’tan önce aşı randevusunun verilmediğini belirtti. Kerestecioğlu, konuşmasının devamında şunları aktardı: “Aşılama artmadıkça, Türkiye’nin çoğu aşı olmadıkça bu illetten kurtulmamız mümkün görünmüyor.  Bunları çok defa söyledik, bu yüzden sadece halka seslenmek istiyorum. Bu önlemleri nasıl almadıklarını, bir yıl önce kapatmaya gitmediklerini, aşıları önceden temin etmediklerini, paraları nasıl harcadıklarını hepimiz biliyoruz.  Bunun çözümünü de bir an önce bulmalıyız. Kod-29 işten çıkarma yasası olmasına rağmen işçiler her yerde haklarını aramaya ve seslerini duyurmaya gayret ediyorlar. Dünyadaki durumumuz budur şu anda. Bu hafta gördüğümüz çok vahim bir tablo. Başka ülkelerde de yükselişler oldu ama indirmeyi başardılar ama şu an geldiğimiz nokta çok yüksek bir çıkış.”

TARİHİ TAHRİBAT

Ankara’daki tarihi yerlerin durumuna da değinen Kerestecioğlu, Altındağ ilçesinde yer alan ve İstiklal Mahallesi olarak da bilinen Yahudi Mahallesi’ne dair fotoğrafları göstererek, devamında şunları söyledi: “Ankara’da gerçek sorunlarla uğraşmak yerine neler yapıyorlar? Tarihi Yahudi Mahallesi, bakımsızlıktan bu hale geldi. Ulus kent meydanı Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın talimatıyla saldırı altında. Esnafın itirazlarına rağmen yıkımlar gerçekleştiriliyor. Ankara Kalesi etrafında Hergele Meydanı olarak da bilinen İtfaiye Meydanı’na da el attılar. Mezarlık üzerine TOKİ inşaatı başladı. Mezarlıktaki insan kemiklerinin tahribata uğradığı talebiyle tescil talebi kurul tarafından reddedildi. İnşaata onay verilmesi ve tescil talebinin reddedilmesine söyleyecek bir söz bulamıyorum. Restorasyon adı altında özgün kent tahrip edilirken, maddi kayıplar da oluşuyor. Saraçoğlu Mahallesi de zorla boşaltılmıştı. ‘İnsanlar güvenlik tehdidi oluşturuyor’adı altında yıkıma başladılar. Halkın yararı önemlidir.

SINIFSAL AYRIŞTIRMA PEKİŞTİRİLİYORL

Sincan Yenikent semtinde bulunan Yenikent Ermeni Mezarlığı sit alanı içinde bulunmasına rağmen korunmayan bu alan defineciler tarafından harap ediliyor. Kültürel dokuyu silmek amacı taşınıyor. Kent merkezi bu güne kadar her sınıftan insanın yaşadığı ortak alanlardı ama şimdi bu projelerle yurttaşlar sürülmek isteniyor. Sınıfsal ayrıştırmayı pekiştiriyorlar. Kamu yarına olmadığı belirtilerek, Danıştay’ın iptal kararı ve yürütmeyi durdurma kararı var. Bu karara rağmen devam ediyorlar. ‘İki kuruş parayı öder çıkarım’ diyorlar. Yargılanacaklar bunu bilmeliler. Bunun için de mücadele ediyoruz.

PARSEL PARSEL SATIŞ 

Kurtuluş Parkı pandemide nefes aldığımız parklardan biri. Bu alanlar gözümüz gibi korunması gerekirken, TED Üniversitesi’ne verileceği söyleniyor. Buna dair bir açıklama bekliyoruz. Anıtkabir yakınındaki bir araziye imar izni verilmesine çevre sakinlerinin itirazı oldu. ‘İstanbul’a ihanet ettik’ diyenler bütün şehirlere, ülkeye ihanet ve talan etmeye devam ediyor. Her türlü itiraza rağmen bunları yapmaya devam ediyorlar ama bunun bir sonu olacak. Kızılcıhamam’da 48 milyon metre kare açık artırıma çıkarıldı. Ankara’da 100 milyon metrekare sermayeye peşkeş çekiliyor. Türkiye’yi bir grup sermayedara parsel parsel satıyorlar. İnşat işçileri orada ölsün diye iş alanı açılıyor.

ANKARA KATLİAMI ANITI

Ankara Gar Katliamı’nda yitirdiğimiz 103 yurttaşımızın anısına yapılan projeyi artık orada görmek istiyoruz. Onların anılarını kalbimizde taşıdığımız gibi bir anıtla da simgeleştirmek istiyoruz. Ankara’da her eylem ya da etkinlik öncesi sistemli gözaltılarla karşılaşıyoruz. 1 Mayıs yaklaşıyor. Umarım insanlar gözaltına alınmazlar. Arkadaşlarımızın telefon ve bilgisayarlarına el konuluyor. Sadece bizim arkadaşlarımızın değil, Türkiye’de muhalif olan herkesin telefon ve bilgisayarlarına el konuyor. Bu nasıl bir uygulama? Ben 12 Eylül uygulamalarından geliyorum. O dönem bile yoktu böyle şeyler.  İçeriğini almak istiyorlarsa alabilecekleri teknoloji çoktan oluştu. Milleti izlemek için kullandıkları teknolojiyi mallarını onlara vermek için de kullanılmalı.

BOZUK DÜZENİ DEĞİŞTİRME ZAMANI

ODTÜ’de merdivenlerin gökkuşağı rengine bürünmesine müdahaleler, Ankara Üniversitesi’nde düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı gasp edilerek öğrencilerin burslarının kesilmesi, kentte yaşanan hak ihlalleri saymakla bitmiyor. Türkiye’nin başkentinden bir kesit sunmaya çalıştım. Bu görüntüler Türkiye’nin geneli. Maddi manevi hepimizin birbirine destek olma zamanı. Daha iyi bir düzeni hak ettiğimiz için bu acımasız ve bozuk düzeni değiştirme zamanı.”