Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin haftalık basın toplantısında Sakarya'daki havai fişek fabrikasında yaşananların kaza mı yoksa ihmal mi olduğunu sorguladı.

Konuşmasına TBMM Başkanlığı'na yeniden seçilen Mustafa Şentop'u tebrik ederek başlayan Karamollaoğlu, Çanakkale'de yaşanan orman yangınından dolayı Çanakkale halkına geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Karamollaoğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde:"Sakarya’nın Hendek ilçesinde meydana gelen fabrika patlaması ile basın toplantımıza başlamak durumunda mecburiyetinde kaldığımız için ise üzgünüm. Öncelikle şu soruyu sormak durumundayız; bu patlama kaza mı ihmal mi? 11 yılda 5 kere patlayan bir fabrika için neden güvenlik tedbirleri arttırılmaz. Bu konuda birçok soru işareti kamuoyunun vicdanını rahatsız etmektedir. Bu sebeple hiç olmazsa şimdi soruşturmanın titizlikle gerçekleştirilmesini temenni ediyorum. Patlamada hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. İnşallah bu vefatlar, ihmal sebebiyle kaybettiğimiz son canlar olur."

'HER ŞEYİ BETONA MAHKÛM EDEN İKTİDARIN CİDDİ BAŞARISIDIR'

“Bildiğiniz üzere Anadolu Ajansı geçtiğimiz gün Hasankeyf’in yeni yüzü ile misafirlerini beklediğini duyurdu. Lakin bu yeni yüz bizi hayretler içerisinde bıraktı. Öyle ki tarihi dokuyu ve doğayı koruma konusunda gösterilen başarı hayret verici. Binlerce yıldır Anadolu’dan geçen onlarca medeniyet hatta işgal girişimlerinde bile böyle bir tahribat yaşanmamıştı. Barajın inşası temelde ihtiyaç olabilir birtakım tarihi eserlerin koruma maksatlı olarak taşınmasını takdirle karşılıyorum. Ancak geriye kalan manzara hiç iç açıcı değil. Bu durumda her şeyi betona mahkûm eden AK Parti iktidarının ciddi bir başarısıdır diyebiliriz. Bu duyarsızlığı herkes gösteremez, biz bu arkadaşları tebrik ediyoruz.” şeklinde konuştu.

'ÇOKLU BARO ADALETİN İÇERSİNE PARTİZANLIĞIN SOKULMASI DEMEKTİR'

“Ülkemizin gündemini işgal eden konulardan birisi de birkaç haftadır üzerinde durduğumuz baro meselesidir. Bakınız çoklu baro bu iktidarın gerçekleştirmeye çalıştığı en tehlikeli; kutuplaşmayı adalet mekanizmasına taşıyan bir adımdır.

Çoklu baro demek adaletin içerisine tamamen partizanlığın sokulması demektir. Bundan sonra mahkemelerde, tabiri caizse al gülüm ver gülüm iddiaları gündeme gelebilecektir. Millet nereye gidecek, derdini nasıl çözüm arayacak? Artık iktidar yanlısı barolara gün doğacak. Kanun metni komisyondan geçerek Meclis gündemine girdi. Temennimiz Cumhurbaşkanı’nın bu kanunu imzalamaması ve kutuplaşmayı önleyecek bir yapıya kavuşturulmasıdır. Ayrıca Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nın delegasyon tarafından değil doğrudan avukatlar tarafından seçilmesi de düşünülmelidir.”

MAHREMİYETİMİZE KADAR DİL UZATANLARIN DERDİ AHLÂK DEĞİL

“İktidarın hoşuna gitmeyen yayın yapan Halk TV ve Tele1 gibi televizyon kanallarının 5 gün süreyle ekran karartmasının nasıl alındığı ve RTÜK Başkanı’nın ifadeleri işin çığırından çıktığının an açık göstergesidir. Hakemlik görevi olan bir kurulun Başkanı’nın söylemlerinin “Cumhurbaşkanı’nından emir telakki telakki eden” bir minvalde olması bu kuruldan adalet beklenmeyeceğini gösterir. Bu kararı basın özgürlüğüne bir darbe olarak görüyorum. Tabi ki bu konuda gündemimizin bir başka konusu da sosyal medyada yapılması planlanan düzenleme. Öncelikle ifade etmeliyim ki; sosyal medya trol ordusu kuranlardan sosyal medyada etik kaygısı güttüğünü söyleyemez. Göreve geldiğimiz ilk günden beri gerek şahsım, gerekse muhalefetin diğer isimleri sürekli hakaret ve iftira yağmuruna tutuldu.  Demediklerini bırakmadılar, mahremiyetimize kadar dil uzattılar. Bunları bir kere bile görmemiş olan bu arkadaşların derdi etik, ahlak değil. Asıl mesele her şeye hükmetme duygusu ile hareket eden Tayyip Bey’in sosyal medyayı da hükmü altına almak istemesidir.”

“İktidardaki arkadaşlara şu hususu hatırlatmak istiyorum. Tarihi bir söz vardır ''Süngüyle iktidara gelebilirsiniz ama süngünün üzerine oturamazsınız.'' Bu söz ile anlatılmak istenen şey, baskıcı siyasetin ya da askeri gücün hayatın akışı karşısında duramayacağıdır. Toplumlar ve özelinde insan sürekli değişime ve dönüşüme açıktır. Her şeyin hızla değiştiği bir dünyada, hiçbir iktidar kendi gücünü topluma zorla dikte ettiremez. Bu sebeple sosyal medya üzerinde kurulmaya çalışılan tahakküm nafiledir. Cumhurbaşkanı’nın her şeyi kontrol etme isteği sonunda boşa çıkacaktır. Göreceksiniz bu çabalar bir gün gelecek en çok bu zorlamaları yapanlara zarar verecek. Çünkü AK Parti artık tarihin akışına ters bir şekilde kürek çekmektedir. Tarih bu yolda çökmüş ve yok olmuş iktidarların hikâyeleri ile doludur.”

'TIKANMIŞLIĞIN SEBEBİ TEK ADAM SİSTEMİDİR'

“Türkiye, adalette, ekonomide, dış politikada, eğitimde bilumum hayatın ve siyasetin her sahasında tıkanmış durumdadır. Bunun en büyük sebebi şüphesiz ki bugünkü tek adam sistemdir. Bu sistemin bir an önce revize edilmesi, TBMM’nin güçlendirilmesi güçler ayrılığının sağlanması ve sistemin denetime açık hale getirilmelidir. Bakınız merhum Ahmet Hamdi Tanpınar "Zulmü her kabul ediş, daha büyüğünü doğurur." diyordu. Bugün Türkiye’nin kabul ettiği her bir sorunlu icraat daha büyüğünü doğurarak karşımıza çıkıyor. Ya bu duruma dur diyeceğiz ya da uçurumdan aşağı yuvarlanışı seyredeceğiz.”

'ESNAFTAN HABERİNİZ OLMADIĞI İÇİN EKONOMİNİN UÇTUĞUNU ZANNEDİYORSUNUZ'

“Bugün geldiğimiz noktada ülkemizin ana problemlerinden birisi çok açık bir şekilde ekonomideki istikrarsız gidişattır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023'te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına gireceğimizi iddia etse de durumun hiç de böyle olmadığı aşikâr. Türkiye bu zihniyetle giderse ekonomide sondan ilk ona girerek Afrika ülkeleri ile aynı potada yer alacak. Bakınız TÜİK, haziran ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyon haziranda yüzde 1,13 artarken, yıllık bazda yüzde 12,62 oldu. Bu resmi rakam bir de bunun gerçeği var ki ona baktığımız zaman tablo çok daha can yakıcı. Pahalılıktan dolayı çarşıda, markette, pazarda bir poşeti zor doldurur hale geldi insanımız ama siz asgari ücretle canı pahasına havai fişek fabrikasında çalışmak zorunda olanlardan, maden ocaklarında çalışmak zorunda olanlardan, esnaftan, memurdan haberiniz olmadığı için ekonominin sürekli uçtuğunu zannediyorsunuz.”

'MERKEZ BANKASI REZERVLERİNE NE OLDU?'

“2020 Ocak TCMB net uluslararası rezervleri 37,2 milyar dolar, swap pozisyonu 19 milyar dolar, merkez bankasının kendisine ait 18 milyar dolar döviz varlığı var. 2020 Mayıs: TCMB net uluslararası rezervleri 32,3 milyar, swap pozisyonu 51,9 milyar dolar net pozisyon -19,6 milyar dolar. Şimdi sormak istiyorum merkez bankasının bu durumu ne demek oluyor. Bu rakamlardan anlaşıldığına göre kasamız tam takır.”

"Partimizin Tarım, Hayvancılık ve Orman Politikaları Kurulu’nun mevsimlik tarım işçileri ile ilgili hazırladığı rapora atfen karşılaşılan sorunlara değinmek istiyorum. Bugün Türkiye’de yaklaşık yarım milyon ile 1 milyon arasında gezici tarım işçisinin olduğu tahmin edilmektedir. Şanlıurfa, Adıyaman, Diyarbakır, Batman, Mardin, Şırnak gibi iller başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nden gezici mevsimlik işçiler ilkbahardan başlayıp sonbahara kadar Türkiye'nin farklı bölgelerine çalışmaya gitmektedirler. Çalışma dönemleri boyunca meslek hastalıkları dahil çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadırlar."