Tatlıoğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.  2021 bütçesini değerlendiren Tatlıoğlu, "İktidar, kaynak değil, sorun biriktiriyor. Bu birikmiş sorunlar altında ezilen, 2021’yi umutla gözleyen bu vatandaşlarımızdan hangi derdine deva olacak bu bütçe?" diye konuştu.Basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tatlıoğlu, Erdoğan ile servisçi esnafı arasında geçen diyalogu şöyle yorumladı:

"BU MARIE ANTOINETTE’İN SÖZÜNÜN TÜRKİYE VERSİYONUDUR

Erdoğan otobüs üzerinden milletle buluşuyor. Biz uzun zamandır Genel Başkanla Anadolu’nun ilçelerindeyiz. Bütün çekimler ortadadır, milletin gerçekten medyada tartışılan hiçbir gündemle ilgili sorusu olmamıştır. Milletin derdi borçları, ciro yetersizliği, çalışanların istihdamı sürdüremeyeceği, elektrik faturaları, gençlerin işsizliği ve yarına yönelik umutların sönüklüğüdür. Milletin derdi farklıdır, milletimiz saygıyı göstermektedir. Saray ve etrafı mutludur ama millet mutsuzdur. Bu Marie Antoinette’in ‘ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin’ sözünün Türkiye versiyonudur.”

Tatlıoğlunun, açıklamasından satır başları şöyle: 

"İKTİDAR KAYNAK DEĞİL, SORUN BİRİKTİRİYOR

Son 10 yıldır artan bir yapısal tıkanma içerisinde Türk Ekonomisi, bir süreç içerisindedir, biz buna yapısal tıkanma süreci diyoruz. İktidar, kaynak değil, sorun biriktiriyor. Bu birikmiş sorunlar altında ezilen, 2021’yi umutla gözleyen bu vatandaşlarımızdan hangi derdine deva olacak bu bütçe? Orta ve dar gelirli vatandaşlarımız için enflasyonun yüzde 35- yüzde 40’lara kadar çıktığı bir dönemde memura, yüzde 3 zamla devam edilecek olması, emekliye yüzde 4 öngörülmesi bir başka garabettir. Atanamayan öğretmene kadro yok diyor. EYT’liler bütçe sonrasını bekleyecek. 12,5 milyon işsize, ‘1 yıl daha bekle’ diyor.  2020’de her gün 370 milyon faiz ödeyen Hazine 2021’de eğer bütün hesaplar tutarsa 487 milyon lira faiz ödeyecek yüzde 30 daha faiz ödeyecek. Faiz artışı enflasyon ve gelir artışlarından birkaç kat daha fazla.

BİR ERDOĞAN'IN GÜNDEMİ, BİR DE TÜRKİYE GÜNDEMİ VAR

2021 bütçesine bakan herkes, Türkiye’nin tüm kronik sorunlarının önümüzdeki yıl dondurucuda bekleyeceğini görüyor. Dün Malatya’da Cumhurbaşkanı ile bir vatandaş arasında yaşananlar, saray ile milletin arasındaki mesafenin ne denli açıldığının ibretlik bir örneğidir. ‘İşsiziz, eve ekmek götüremiyoruz’ diyen vatandaşa, ‘keyif çayı iç’ demek en başta siyasetin taşıması gereken ferasetin ortadan kalktığını, milletle çok ayrı yerlerde yaşanıldığını gösteriyor. Milletin işinden ve ekmeğinden, çocuklarının işsizliğinden başka bir şey konuşulmuyor. Türkiye’nin iki gündemi olmuş bir Sayın Erdoğan ve sarayın medya üzerinden tartıştığı gündem bir de milletimizin kendi içerisinde yaşadığı gündem. 

BÜTÇE DE TIPKI EKONOMİ YÖNETİMİ GİBİ, HEDEFSİZ

Bu bütçenin Türkiye’ye bir vaadi yok. Bu bütçe Türkiye’yi nereye taşıyacağını tarif edemiyor ve etmiyor. Bu bütçenin adı olsa olsa dağınık bütçe modeli olur.  Baktığınızda alel acele bazı rakamların güncelleştirildiği bir metinin ötesine gitmiyor, bir hedefi yok.

AÇIKLAMALAR BİRBİRİNİ TUTMUYOR

Türk ekonomisinin çerçevesini belirlemesi gereken tüm plan/programlar birbiri ile çelişiyor. Ortada bir 2023 hedefi var bunu tamamen reddeden bir kalkınma planı ile geliniyor ve bir miktar sonra Albayrak’ın bunu tamamen reddeden programı geliyor. Hiçbirisinde bir yaklaşım yok, birini yanıltan metinler. Böyle bir ekonomiye tabii ki olumlu bakmazsınız.

SİYASAL ATMOSFER DEĞİŞMELİDİR

Özellikle Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile beraber, devletin kurumsal birikimi heba edilmektedir. Türkiye’de ekonomi idaresi, gayesi piyasadaki tüm beklentileri tersyüz etmek haline gelen Merkez Bankası kararları ile yazılır yazılmaz geçerliliğini yitiren ekonomi programları arasına sıkışmıştır. Tüm bu hususların da üzerinde, Türkiye’de siyasal atmosferin değişmesi artık bir gereklilik haline gelmiştir.” 

PARTİDE ÜMİT BEYLE İLGİLİ BİR GÜNDEM YOK

Tatlıoğlu, “parti içinde Özdağ’ın ihracı ile ilgili girişimler var deniliyor bu konuda ne düşünülüyor sorusuna” ise şu yanıtı verdi:

“Böyle bir girişim yok, böyle bir gündemimiz de yok. 1980’le dövülmüş, 12 Eylül’de hastanelik edilmiş, AK Parti süreçleriyle yoğun bakıma kaldırılmış bir demokratik siyaset var. Biz bunu sağlıklı duruma getirmek için gayret ediyoruz. İki yöntem var ya atamalar yapacaksınız blok sistem Ak Parti gibi ama Genel Başkan Meral Akşener kendisine blok liste yetkisi verilmesine rağmen herkesin aday olabileceği bir süreci tercih etmiştir. Biz bundan vazgeçmeyeceğiz bu problemler var diye demokratik siyasetin önünü kapatmayacağız. Biz istiyoruz ki, siyasi partiler ve parlamento millete dayansın. Tek adamlar sistemi olur, tek adamlar konseyi olur, başınıza tek adam geçer. Partide Ümit beyle ilgili bir gündem yok. Biz tamamen milletin meseleleri ile ilgileniyoruz, partimizin disiplin kurulunda bugün itibariyle ve yarın itibariyle böyle bir gündem yok, olursa paylaşırız.”(ANKA)