Yeni infaz düzenlemesini değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, salgına rağmen siyasi tutukluların kapsam dışına bırakılmasının “cinayet” anlamına geldiğini söyledi. Bülbül, infaz yasasının 2014 yılında Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından tartışılan ve daha sonra uygulamaya konan “Çöktürme Planı”nın bir parçası olduğunu belirtti.

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 2013-2015 yılları arasında kendisiyle yapılan görüşmelerde, barış projesinin ortaya konduğuna dikkat çeken Bülbül, AKP-MHP ittifakının buna karşı nefret ve şiddet politikasını devreye koyduğunu söyledi. İnfaz yasasının bu haliyle yasalara aykırı olduğunu söyleyen Bülbül, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bu konuda gerekli düzeltme ve düzenlemeyi yapması gerektiğini vurguladı. 

‘REHİN’ TUTMA HALİ 

Bülbül, "Hapishanelerde rehin tutulan politikacı, gazeteci, aydın ve yazarların mevcut yasalara göre de derhal ve hemen serbest bırakılması gerekmektedir. Arkadaşlarımızın tutukluluk ve hükümlülük hallerinin mevcut yasalarda da hukuksuz olduğu ortadadır. Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu için Cumhurbaşkanı başta olmak üzere tüm hükümet çevrelerinin, yargıya talimat anlamına gelen ve nefret suçu içeren söylemlerine tüm dünya tanık oldu. Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve tüm arkadaşlarımızın bu koşullarda hapiste tutulması bir 'tutukluluk' hali değil, nefret suçu içeren bir 'rehin' tutma halidir. Bu infaz yasası bir yaşatma yasası değil siyasi tutuklu ve hükümlüleri hapishanede koronavirüs koşullarında ölüme terk eden taammüden cinayet yasası olup içinde nefret ve cinayet suçu barındırmaktadır! Bu saydığım ve sayamadığım birçok gerekçe nedeniyle 'İnfaz Yasası' dediği nefret suçu içeren, taammüden cinayet yasasını kabul etmemiz mümkün değil" ifadesinde bulundu. 

OSMANLI OYUNLARINI BOZMAK 

Bülbül, salgına karşı da parti olarak “Kardeş Aile Kampanyası” başlattıklarını ve bununla dayanışmayı örgütlediklerini ifade etti. CHP'li belediyelere dönük baskılara da değinen Bülbül, şunları söyledi: "HDP’li belediyeye kayyım atayan ırkçı, darbeci zihniyet, CHP’li belediyenin yapmak istediği yasal ve meşru yardımları 'paralel devlet uygulaması' diye engelliyor, o da yetmiyor Salda Gölü’ne sahip çıkan belediye başkanının sabah saat 04.00’da kapısını çalarak, kurşun yağmuruna tutuyor. Biz bu ırkçı, faşist Osmanlı oyunlarını bozmak için demokratik olarak fiili, meşru ve haklı mücadelemizi sürdüreceğiz. Alevi tabiriyle büyük halk ve hak aşığı Dadaloğlu’nu da anarak, 'Ferman Yezit'in ise meydan Hüseyni'ndir’ diyorum.”

O KİŞİLERE GÖREVLER VERECEKLER

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa sürecine değinen Bülbül, bu uygulamanın derin devletin “devlet olma” çabasının bir adımı olduğunu ve infaz yasasıyla salıverilen çete liderlerine de bu kapsamda JİTEM benzeri görevler verileceğini kadetti. 

Van'da çatışmalarda yaşamını yitirenlere ait mezarlıkların tahrip edilmesi ve Agit İpek’in kemiklerinin PTT kargosuyla ailesine teslim edilmesine tepki gösteren Bülbül, “Şark Islahat Planı” ve “Tunceli Kanunu” gibi ırkçı ve faşist uygulamaların güncellenerek, yeniden düzenlenip uygulandığını söyledi.