Meclis Genel Kurulu’nda TBMM, Anayasa Mahkemesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Sayıştay, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçeleri ve 2020 kesin hesapları görüşülüyor.

HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerine gençlerin yaşadığı sorunlara dair konuştu. Dağ, “Bu ülke bizlere bir gençlik borçludur” diyerek, sözlerine başladı.

Dağ, “Çünkü kendimizi yitire yitire ancak kazanabildiğimiz bir ülke burası. Hakkında en çok söz kurulan ancak hiçbir mekanizmada yer verilmeyen biz gençler, okuyunca ve sorgulayınca gözaltıyla karşılaşıyoruz. Hayallerimizin genişliği cezaevlerinin koridorlarının genişliğiyle aynı. Farklılıklarımız suç olarak önümüze geliyor. Düşünce özgürlüğümü hak getire” dedi.

‘TELEFON KADAR BAŞINIZA TAŞ DÜŞSÜN’

İktidarın çizdiği tablonun ise farklı olduğunu ifade eden Dağ, şöyle konuştu: “Diplomalı işsizlik yok. Çünkü okul okurken isteyen dönerci, isteyen pazarcı veya inşaat işçisi olabiliyor. Eğitim sorunu yok, yurt sorunu yok. Çünkü bir torpil yeterli. Barınma sorunu yok. Çünkü parklarda uyku bedava. AKP’li mi değilsiniz, TÜGVA’da mı yer almıyorsunuz? Umutsuzluğa kapılmayın, yurtdışında iş fırsatları vardır. Tüm bunlara tek bir eleştiri mi getirdiniz? İşte o zaman devreye iktidarın tekerleğin icadından daha büyük bir politikası girer: ‘Çıkar Telefonunu!’ Evet, işleyen tek gençlik politikaları çıkar telefonu göster demektir! Telefon kadar başınıza taş düşsün!

YURT SORUNU

Pandemiden dolayı online olan eğitimi elinize yüzünüze bulaştırdınız. Yüz yüze eğitim başlayınca da durum çok farklı olmadı. Üniversiteye yerleşen öğrencilerin en büyük derdi barınma ve geçinememe. Yaklaşık 8 milyon öğrenci varken KYK yurt kapasitesi sadece 724 bin. Yurt kapasitesinin az olması, kira artışlarından kaynaklı onlarca öğrenci sokakta kaldı. Öğrencilerin yüzde 89’u barınamıyor ve yurda yerleşemeyen onlarca öğrencinin eve çıkma imkânı yok. Barınamayan öğrenciler parklarda sabahlamaya başladı. Barınamayan öğrenciler 12 Aralık’ta Ankara’ya yürüyecek. Yurda girebilen çok az öğrenci de pahalı fiyatlarla kötü yemeklere maruz kalıyor. Bu arada siz ne yaptınız? Saraylarınızdan öğrencileri terör ilan ettiniz!   

Öğrenciler okumaya değil adeta Survivor ortamına geliyor. İnternet yok, yurt yok. Artık yarım simit satışının yapıldığı bu zamanda öğrenciye de aylık 650 TL veriliyor. Nimete bakar mısınız? Harca harca bitmez… Zaten iktidara göre bu da fazla! Buradan sormak istiyorum: Refik Can Uysal adını duydunuz mu? Çanakkale 18 Mart Üniversitesi 3. sınıf öğrencisi Refik Can Uysal, öğrenci iken çalışmak zorunda bırakılan milyonlardan sadece bir tanesi. Uysal işten yurda döndüğü sırada geçirdiği kazada yaşamını yitirdi. Bu kader değil, yarattığınız ucube sistemin bir sonucudur.

SORUMLUSU SİZSİNİZ

Sadece öğrenciyken çalışmakla kalmıyor hikâye; Mezun olduktan sonra gerçek işsizlik başlıyor.Genç işsizlik oranı yüzde 40’lara ulaşmış durumda ve bu genç işsizlerin çoğunu üniversite mezunu gençler oluşturuyor. Üniversite mezunu nüfusunda işsizlerin oranı 2004 yılında yüzde 12,9 iken, bu oran 2021 yılında yüzde 27,2’ye yükseldi. Sadece 1,5 milyona yakın üniversite mezunu asgari ücretin altında çalışmakla karşı karşıya! Size sadece bir isimden bahsedeceğim! Fedai Altun adını duydunuz mu? Van’dan Malatya’ya inşaatta çalışmaya giden, ataması yapılmayan 23 yaşındaki beden eğitimi öğretmeni Fedai Altun’dan bahsediyorum. Trafoda elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdi.Kim bunun sorumlusu? Ben söyleyeyim: Sizsiniz… Sizler, gençlerin açlığı ile doyuyor; çıplaklıkları ile giyiniyorsunuz. Bundan utanmalısınız.

HARAÇ KESMEYİN                                                                                                             

4 yıllık üniversite okuyan ve kredi alan bir öğrenci, 4 yıl sonunda ortalama 28 bin 894 TL borçlandırılıyor. 2020-2021 yılında 8 milyonda fazla öğrenci arasından, 5 buçuk milyon öğrenci üniversiteden borçlu ayrıldı. 400 bin öğrencinin hesaplarına e-haciz uygulandı. Bugün gençler kültür sanat, politika felsefe ile uğraşacağına; borçlarla uğraşıyor. Çünkü her gün bir önceki günden daha çok borçlanıyorlar. Yarattığınız bu ekonomik krizin faturasını öğrencilere kesmekten vazgeçin. Mezun olduktan sonra aldığı krediyi ödeyemeyen öğrencilerin tamamının borcu silinsin. Sosyal ve hukuk devletinde haracın yeri olmaz. Öğrencilerden haraç kesmeyin. Parasız nitelikli eğitim en temel haktır.

ATANMAYAN ÖĞRETMENLER

Aldıkları geri ödemeli kredilerle geçinemeyen üniversiteli genç kadınlar, atamaları yapılmayan üniversite mezunu kadınlar, mevsimlik işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor. Genç kadınlar bir yandan tarlada çalışırken bir yandan yaşlı ve çocuk bakımlarını üstleniyorlar. Bu genç kadınlardan biri durumunu şu sözlerle anlatıyor: ‘Annem hasta şeker hastası, babam ise kalp hastası. Buraya gelip çalıştığım için okula gidemiyorum. Okumak istiyordum, doktor olmak istiyordum. Gücümün üzerinde yük taşıyorum.’

KÜBRA EKİN 24 GÜNDÜR KAYIP

AKP’nin 19 yıllık iktidarında kadınlara yönelik şiddet, taciz ve tecavüz de sistematik olarak arttı. Resmi rakamlara göre 2021 yılının ilk 11 ayında 251 kadın katledildi. Elbette intihara sürüklenen, kaybedilen, kaybettirilen kadınlar yok bu resmi verilerde. Dersim’de kaybettirilen Gülistan Doku 703 gündür bulunamıyor, bulunmak istenmiyor. Yine Diyarbakır da yaşayan 23 yaşındaki Kübra Ekin’den 24 gündür haber alınamıyor.

MUSA ORHAN’A ÖDÜL GİBİ CEZA VERİLDİ

İpek Er’e tecavüz edip intihara sürüklenmesine sebep olan uzman çavuş Musa Orhan ise yargılandığı dosyadan iyi hal indirimi alarak 10 yıl cezaya çarptırıldı ve tabi ki tutuksuz yargılanmasına karar verildi. Genç bir kadına tecavüz edip ölümüne sebep olan kişi eğer üniformalı ise verilen ceza ödül gibi oluyor. Tecavüzcüye tecavüzcü diyen kadın sanatçıya ise tazminat cezası veriliyor. İstanbul sözleşmesinden çekilen, kadınları korumasız bırakan iktidar failleri ve üniformalıları cezasızlık politikasıyla koruyor. Ve bu cezasızlık politikası her gün onlarca kadının katledilmesine, tecavüze uğramasına yol açıyor.

BAĞIMLILIK

Bir diğer değinmek istediğim konu ise bağımlılıktır. Bağımlılık yaşı 11-12 yaşlarına kadar düştü ve nerdeyse her 5 gençten 4ü madde bağımlısı. Kolluk devleti haline gelmiş olmamız ve her köşe başında mobese bulunuyor olması madde satışının önünde bir engel oluşturmuyor. Hatta Uzman çavuşlar ve kolluk görevlileri madde satıcısı olarak karşımıza çıkıyor. HDP Gençlik meclisine dair birkaç şeyi kayıtlara geçirmek istiyorum: ‘Yaygınlaşan madde bağımlılığına ve istismara karşı gençlik meclisimiz ‘Bağımlılığı Kıralım, Yeni Yaşamı Kuralım’ şiarıyla bir kampanya başlattı. Kapı kapı dolaşarak gençlere ve ailelere ulaşıp bağımlılığa karşı bilinçlendirme çalışması yürütüyorlar.

GENÇLİĞİ KARANLIĞA ÇEKEMEYECEKSİNİZ

Elbette bu çalışmalarda da iktidarın ve onun emrindeki kolluk görevlilerinin engellerine takılıyorlar. Bir yandan Gençlik meclisimizin çalışmaları engellenirken bir yandan da gençler kaçırılıp ajanlık dayatmalarına maruz kalıyor, tutuklanıyor veya gözaltına alınıyor. Madde bağımlılığına ve istismara karşı yürütülen çalışmalar hükümeti rahatsız mı ediyor? Neden gençlik meclisimizin bu yönlü çalışmaları engelleniyor ve kolluk tarafından ‘Size bu çalışmayı’ yaptırmayacağız deniliyor? HDP gençlik meclisi var olduğu sürece hiçbir güç öyle kolay kolay gençleri karanlığa çekemeyecek.

Buradan gençleri ve iradelerini yok sayanlara diyoruz ki: Ülkenin gençliğini çalan Sarayın ömrü yakında son bulacak. Gençleri en üretken zamanlarında işsiz bırakanları, gençler makamsız bırakacak. Umutsuzluk üreten sistemlerine format atacak. Enflasyon, faiz, döviz... Erdoğan sensin en büyük kriz.”