Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Örgütü, “Şimdi HDP zamanı” şiarıyla 4. Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Binlerce kişinin akın ettiği kongrede, salon dolup taştı. Salonu hınca hınç dolduran binlerce kişi, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a özgürlük talebini “Bê Serok jiyan nabe” sloganlarıyla haykırdı. 

MA Music’in konserinin ardından Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Devrimci Parti Parti Meclisi (PM) üyesi Durmuş Kılıç, Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) İstanbul İl Eşbaşkanı Gülşenay Gülveren, Yeşiller ve Sol Parti Genel Eş Sözcüsü Ayşe Erdem, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Eş Sözcüleri Sertap Eren, Serap Akdağ ve Taylan Kerimli, binleri selamladı. 

Kongrede kitleyi Türkçe ve Kürtçe selamlayan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, binlere hitap etti. Yazar Vedat Türkali’nin “Haramilerin saltanatını yıkmaya geliyoruz” sözlerini hatırlatan Sancar, "Bekle bizi İstanbul, bekle bizi, Amed, hakkari, İzmir, Van. Geldik, geliyoruz, haramilerin, zalimlerin, hırsızların, yalancıların saltanatını yıkıyoruz, mutlaka yıkacağız. İşte bu coşku onların en büyük korkusudur” dedi. 

‘HDP DEMOKRASİ İÇİN VARDIR’

Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nasıl yürüdüğümüz, nereye yürüdüğümüzü ne için yürüdüğümüzü biliyoruz. Bu ülkenin halklarının büyük barışa güçlü demokrasiye ihtiyacı var. Bu ülkenin emekçilerinin yoksullarının aşa işe refaha ihtiyacı var. Mağdurların, ezilenlerin, adalete ve onurlu bir yaşama ihtiyacı var. HDP bunun içindir. HDP özgürlük, barış, demokrasi, ekmek, iş aş, onur için vardır. Bunun sözünü veriyoruz. En yakın zamanda bu ülkeye getireceğiz. Bu ülkeye yeni başlangıcı, onurlu yaşamın, adil bir düzeninin inşasını mutlaka gerçekleştireceğiz. Bunu gençlerin bitmez tükenmez heyecanı, bizlere verdikleri cesaret ve umutla gerçekleştireceğiz.” 

‘KUMPASI ÇÖKERTTİK’

HDP olmadan barışın olmayacağına vurgu yapan Sancar, “Boşuna demiyoruz. Bizim bu ülkeye, bu ülkenin haklarına, gençlerine en çok, kadınlarına sözümüzdür. Bu ülkeye büyük barışı mutlaka getireceğiz. Bu ülkeye adil, özgür, demokratik yaşamı mutlaka kuracağız. İktidar istediğini yapsın. Her gün yeni saldırılar yapsın, operasyonlar düzenlesin ama bizde korkunun zerresinin olmadığını çok iyi biliyor. Bu iktidara, bir kez daha hatırlatalım; kumpas davalarınız sökmedi: Kobanê davası adı altında, çürük yüzkarası bir kumpas davası başlattınız ama yoldaşlarımız mahkeme salonunda tarihin karşısında halkın vicdanında sizleri yargılamaya devam ediyor. Bu kumpası çökerttik, daha da çökerteceğiz. Kumpasa doymuyorlar. Cizre’de 3 gündür büyük bir kumpasın peşindeler. Milletvekilimiz üzerinden olmadık iftiralar ortaya atıyorlar. Cizre’yi karıştırmak, ülkeyi kaosa sürüklemek bunların şu an en önemli hedefidir. Cizre’de Soylu’nun işaret edip başlattığı kumpası başlarına yıkacağız. Önce gidin yolsuzlukların hesabını verin, çetelerle, mafyalarla kol kola yürüttüğünüz kirli işlerin hesabını verin” ifadelerini kullandı. 

ÜÇÜNCÜ YOL DALGA DALGA GELİYOR

Yaşananların hesabını soracaklarını belirten Sancar, “Pudra şekeri çeken kadrolarınıza o pudra şekerini, on binlerce tonla buraya taşıyan çetelerinize mutlaka bunun hesabını soracağız. Siz önce bunun cevabını verin, Meclis’te buna cevap veremiyorlar. Sokakta bunun cevabını veremiyorlar. Yaptıkları tek şey var; kumpas, yalan, dolan. Ama değirmenin suyu bitti. Halkların ortak gücü burada. Kurduğunuz bu Üçüncü Yol, demokrasiye, barışa ve adalete giden 3’üncü yol büyüyor, genişliyor, dalga dalga geliyor. Bu ülkede yeni başlangıcı da bizler kuracağız. Bu ülkede, bu iktidardan kurtuluşun yolunu bizler açacağız. İktidarı besleyen bu düzeni bizler değiştireceğiz” diye belirtti. 

POYRAZ’IN YÜREĞİ HER YERDE ATIYOR

Sancar, şunları söyledi: “İstediğiniz kadar oyun oynayın, cinayetler de işleseniz, Deniz Poyraz yoldaşımızı katlettiğiniz gibi binlerce Deniz Poyraz gelecek. Deniz Poyraz’ın yüreği bulunduğumuz her yerde gümbür gümbür atıyor ve sizlere korku salmaya devam ediyor. Garibe Gezer’in öldürülmesi de Deniz Poyraz cinayetinden farklı değildir. Garibe Gezer’i öldüren zihniyet, Deniz Poyraz’ı katleden zihniyetle aynıdır. Ölüye bile saygıları yok. Cezaevine kumpaslarla alıyorsunuz yoldaşlarımızı. Biz onlara tutuklu demiyoruz. Hepsi siyasi rehinedir. Burada, burnumuzun ucunda yoldaşlarımız cezaevinde. Selahattin Demirtaş kardeşimiz, Kandıra’da Gülten Kışanak yoldaşımız, Sebahat Tuncel, İdris Baluken isimlerini sayamadığım bütün yoldaşlarımızı siyasi rehine olarak aldınız. Her gün on binlerce kişiyi gözaltına alıyorsunuz, binlerce kişiyi on binlere tamamlamak istiyorsunuz ama görüyorsunuz, coşkuyla, inançla, kararlılıkla geliyoruz.” 

‘BÜYÜK KAZANACAĞIZ’

İktidarın HDP’den korktuğunu dile getiren Sancar, “Sizin korkunuzun ne olduğunu en iyi biz biliyoruz. Size İstanbul’da nasıl kaybettirdiğimizi biliyorsunuz. O ağır darbeyi unutmadınız. Size tavsiyem unutmayın. Biz kaybettirmeyi bu zalim iktidara, bu soyguncu talancı sisteme kaybettirmeyi iyi biliriz. Tabi iki kazanmayı hem iktidara kaybettireceğiz hem bu ülkeye, bu ülkenin bütün halklarına kazandıracağız. İktidar kaybedecek ve ona kaybettirecek olan biziz. Bu düzen değişecek değiştirecek olan biziz. Bu ülkeye yeni başlangıcı büyük barışı güçlü demokrasiyi kalıcı adaleti de biz getireceğiz. Hep birlikte kazanacağız bütün Türkiye halkları kazanacak. Kaybettireceğiz size. Kaybettirirken büyük kaybettireceğiz ama aynı zamanda büyük kazanacağız büyük. Hep birlikte büyük kazanacağız” dedi. 

SON BÜYÜK AYDINLIK

Toplumun farklı kesimleri arasındaki diyaloğu ve müzakereyi kurmaya kararlı olduklarının altını çizen Sancar, “Her yerde söylüyoruz. Bize düşmanlaştırdığınız insanlarla da konuşacağız. Kimin kaygısı varsa o kaygıyı gidermek bizim borcumuz. Kimin korkusu varsa o korkuyu ortadan kaldırmak bizim yükümlüğümüzdür. Göreceksiniz, bu yürüyüşün sonu büyük aydınlığa çıkacaktır. Bu düzen değişecek, bu iktidar gidecektir. Halkçı yönetimin temeli atılacak. Bu temeli bu ülkenin bütün emekçileri, ezilenleri, sömürülenleri hep birlikte atacağız. İflas ediyorlar. İflas ederken ülkeyi de çökertmek istiyorlar. Emekçiyi, yoksulu bu enkazın altında bırakmak istiyorlar. Kaynak yok diyorlar. Kaynak Saray’a giden israftadır. O israfı kesin, biz keseceğiz zaten. Bunun emekçi halka dağıtacağız. Emekçi halka adil paylaşım için rantiyecilerinize verdiğiniz kaynakların hepsini keseceğiz. O günler yakındır” ifadelerini kullandı. 

BÜYÜK BARIŞ HAREKETİ 

İktidarı ayakta tutan en önemli politikanın savaş stratejisi olduğunu dile getiren Sancar, “Kürt sorununda güvenlikçi anlayış, militarist anlayış şiddet politikası bugüne kadar hiç kimseye hiçbir iktidara gün yüzü göstermedi. Bütün iktidarlar bu politika üzerinden yürüdükçe çöktüler. Şimdi de Kürt sorununda şiddeti, militarizmi ve inkarı, ırkçılığı, her gün, her alanda canlandıran bu iktidar çöküyor. Çünkü savaşla hiçbir iktidar ayakta kalmadı kalamayacak. Biz en büyük savaş karşıtı birlikteliği oluşturmalıyız. Kürt sorununda savaş, politikalarına karşı çıkmalı demokratik çözümü birlikte savunmalıyız. Bölgede her türlü savaş oyunun içine bu ülkeye sürükleyen bütün politikaları durdurmalı, büyük barış hareketini mutlaka kurmalıyız. Çünkü büyük barış hareketini kurduğumuz anda bütün temellerini yıkarız iktidarın. Zaten anlatacak hikayeleri yok. O nedenle saldırıyor, zulümden baskıdan başka hiçbir şey kalmadı ellerinde yalandan başka ama büyük ve ortak hikayeyi yazacağız” şeklinde konuştu.

KAPATMA DAVASI

HDP’ye açılan kapatma davasına değinen Sancar, şöyle devam etti: “Sıra esas hakkındaki savunmaya geldi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı esas hakkındaki mütalaasını verdi. Biz şimdi esas hakkındaki savunmayı yapacağız. Ama parti odalarında değil, hukuk büromuzda değil, savunmayı meydanlarda sizlerle birlikte yazacağız, sokakta tarlada fabrikada sizlerle birlikte yazacağız. Gençlerle, kadınlarla, emekçilerle yazacağız. O savunmanın kalemi tırnaklarımız, mürekkepleri alın terimiz, yürek suyumuz olacak. HDP’yi halkların sahiplenmesiyle yaşatacağız. Her yerdeki bu coşkulu mücadeleyle bu kumpasınızı boşa çıkaracağız. HDP bu ülkenin ortak eşit yaşamın güvencesidir. Bu ülkede büyük barışın adresidir, o nedenle HDP’yi yaşatmak hepimizin boynunun ağır borcudur. Önemli borcudur. Bu borcu yerine getireceğiz, yaşatacağız. Mutlaka yaşatacağız. Bu ülkede bozuk düzeni, bu sömürü bu yalan, bu talan düzeni mutlaka değiştireceğiz. Birlikte ortak ve büyük hikayeyi yazacağız. Bu hikaye içinde umudun, sevincin, heyecanın, sevginin, saygının, erdemin, mutluluğun eşit bölüşümün kucaklaşmanın dayanışmanın hak ve adaletin olduğu büyük bir hikayedir. Biz bu hikayeyi yazacağız. Bu hikaye yeni bir yaşamın hikayesidir. Bu hikaye, haramilerin düzenini bitirme hikayesidir. Hakların ortak eşit yaşam hikayesidir. Bu hikaye Kürdün, Türkün, Alevinin, bütün inançların ve kimliklerin, bütün emekçilerin, yoksulların, emeklilerin, esnafın, üreticinin kadınların gençlerin hakça, eşitçe yaşama hikayesidir. Bu hikayeyi yazıyoruz.”

‘EŞİT YAŞAMI KURACAĞIZ’

Hikayeyi ülkenin geleciğinin temeline yerleştireceklerine vurgu yapan Sancar, “Bu kadim toprakların hasret kaldığı büyük ve onurlu barışı kurma hikayesidir. Bu hikayeyi birlikte yazıyoruz, yazacağız. Geleceği bu hikayenin üzerine kuracağız. Bu hikaye her gün rant uğruna talan edilen, yok edilen doğanın, ormanların, derelerin, talan dozerleri karşısındaki direnişin hikayesidir. Bu hikaye toprağını, deresini, ormanını savunan köylünün, yurttaşın ortak hikayesidir. Acılarımız, yaralarımız, ödediğimiz bedeller büyüktür. Biz acıyı öfkeye dönüştürürüz ama öfkeyi de inşa siyasetinin, kurucu siyasetin temeli yapmayabiliriz. Öfkemiz geleceği kurma irademize en büyük kaynaktır. Biz bunu demokratik siyasetteki ısrarımızla, öfkenin siyasi örgütlenmesini en güçlü hale getirerek yapacağız. Acılarımız var, yaralarımız var, bu yaraları birlikte sarmayı biliyoruz. Biz bu acıları süzdük bu acılardan umut ve cesaret çıkardık. Nefret değil, nefretin diline değil nefretin siyasetine değil ortak eşit onurlu yaşamın hikayesine döndük yüzümüzü. Nefreti, düşmanlığı bitireceğiz, demokrasiyi eşit yaşamı kuracağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Korktukça tutsak umut ettikçe özgürüz. Özgürlüğümüzün kaynağı budur, umuttur. Umudumuzun kaynağı da kesintisiz kararlı mücadeledir. Umudumuzu mücadelemizden alıyoruz umudumuzu korkakların yüzüne her gün haykıracağız ve mutlaka mutlaka başaracağız. Umutla ilgili son bir söz o da Halil Cibran dan gelsin; her kışın yüreğinde titreyen bir bahar vardır her gecenin koyu perdesinin arkasında tebessümle bekleyen bir şafak vardır. İşte o bahar biziz o şafak bizimle gelecek” diye konuştu.