Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununun çözümü için talimat verdiğini söyledi. Sorunun kaynağının arıtılmadan denize bırakılan atık sular olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bu konuda çevre şehircilik bakanına talimatı verdim. Hiç gecikmeden, ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi bunu niye yapmıyor? İzmir bunu niye yapmıyor?’ demeyeceğiz. Haliç’i nasıl temizlediysek ki daha büyük belaydı. İnşallah müsilaj belasından da denizlerimizi kurtaracağız. Tabi benim korkum, şimdi bu Karadeniz’e yayılır, Karadeniz’den bir de bunun Marmara’ya girdisi olursa bela büyüktür. Hiç gecikmeden bu adımı atmamız lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, millet bahçeleri ve bazı tesislerin toplu açılış ve temel atma töreninde konuştu. Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa değinen Erdoğan, “Müsilaj sorunu, ortak gayret ile çözülebilecek bir sorundur” derken sorunun Karadeniz'e yayılma tehlikesine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

10 AYRI MİLLET BAHÇEMİZİ DAHA BUGÜN HİZMETE AÇIYORUZ

Dünya Çevre günü olan 5 Haziran’da, burada çeşitli şehirlerimizde yapımı tamamlanan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yatırımlarının toplu açılış töreni vesilesiyle bir arada bulunuyoruz. Dün Zonguldak’ta Uzun Mehmet Camisi’nin hemen yanındaki millet bahçesini hem hizmete açtık hem de bizzat görme imkanı bulduk. Gerçekten de şehrimize yakışan güzel bir eseri, Zonguldak’a kazandırmış olmaktan memnuniyet duydum. Şimdi de İstanbul, Aydın, Kars, Malatya, Muş, Trabzon, Mersin ve Adıyaman’daki 10 ayrı millet bahçemizi daha bugün Dünya Çevre Günü’nde hizmete açıyoruz.

ATIK GETİRME MERKEZLERİMİZİ DE HİZMETE SUNUYORUZ

Ayrıca Van, Niğde ve Batman’daki atık su arıtma ile Artvin Hopa’daki içme suyu arıtma tesislerimizin açılışlarını gerçekleştiriyoruz. Yine bugün burada Antalya Alanya, Kocaeli Körfez, İstanbul Tuzla, Ankara Kızılcahamam, Gaziantep Şehitkamil ilçelerimizdeki atık getirme merkezlerimizi de hizmete sunuyoruz. Bugün aynı zamanda Antalya Kaş, İstanbul Pendik, Konya Kulu, Muğla Seydikemer ilçelerimizde yapımı tamamlanan bisiklet yollarımızın da resmi açılışını yapıyoruz. Böylece toplamda 814 milyon lirayı bulan millet bahçesi atık su arıtma tesisi, atık getirme tesisi ve bisiklet yolunu halkımızın istifadesine sunmuş oluyoruz.

84 ANIT AĞACIMIZLA İLGİLİ ÇALIŞMALARIN DA RESMİ AÇILIŞLARINI YAPIYORUZ

Dünya şehircilik günü dolayısıyla Muğla’da 37 mavi bayraklı halk plajımız, Köyceğiz ve Dalyan’da 38 korunan alanımız, Muğla Gökova, Konya Beyşehir, Samsun Kızılırmak’ta 120 koruma izleme alanımız ile Kastamonu’da Doğuçınarı ve Mersin’de Zeytin olarak 84 anıt ağacımızla ilgili çalışmalarında resmi açılışlarını burada yapıyoruz. Tüm bu eserlerin, tesislerin, hizmetlerin şehirlerimize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Ülkemizin bu güzel eserlerle buluşmasını sağlayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza, TOKİ’mize, yüklenici firmalara, mühendisinde işçisine herkes, şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

YEŞİL ALANLARIMIZ ADETA İNSANLARIMIZA NEFES BORUSU İŞLEVİ GÖRMÜŞTÜR

Değerli kardeşlerim, hastanelerimiz nasıl bu salgın döneminde milletimizin sağlığının korunmasında hayati öneme sahip olmuşsa, millet bahçelerimiz başta olmak üzere, yeşil alanlarımız da adeta insanlarımıza nefes borusu işlevi görmüştür. Daha yirmi yıl öncesine kadar pek çok şehrimizin yakasına yapışan hava kirliliği sorununun ülke genelinde önemli ölçüde azaltılmasında, doğalgazın yaygınlaştırılması yanında açtığımız parkların ve bahçelerin büyük rolü olmuştur. Çevre alanında gerçekleştirdiğimiz hizmetleri, millet bahçeleri projelerimizle taçlandırıyoruz. Ülkemizin tamamında toplam 56 milyon metrekarelik bir alanı bulan, 324 millet bahçesi yapmak için kollarımızı sıvamıştık. Bugüne kadar 61 millet bahçesini tamamlayarak hizmete sunduk. 46 ilimizde 1 milyon metrekarelik bir alana sahip, 80 millet bahçesi şu anda yapım aşamasındadır. Ayrıca, ülke genelinde 183 millet bahçesiyle ilgili çalışmalarımız da proje ve ihale safhasındadır.

SADECE YEŞİL ALAN DEĞİL, SOSYAL ALTYAPIYI DA MİLLETİMİZİN HİZMETİNE SUNUYORUZ

Bu projeyle sadece şehirlerimize yeşil alanlar kazandırmakla kalmıyoruz. Aynı zamanda çocuklardan yaşlılara kadar her kesimin ihtiyaç duyduğu sosyal altyapıyı da milletimizin hizmetine sunuyoruz. İnşa ettiğimiz her millet bahçesiyle şehirlerimize bulunduğu bölgeye sosyal kültürel ve ekonomik değer katan cazibe alanları oluşturuyoruz. Çoğu şehir merkezlerinde yer alan millet bahçelerimiz, insanlarımıza yürüme mesafesinde erişim imkanı sağladığı için afetlerde toplanma alanı olarak da hizmet verecektir.

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’Nİ DEVRALDIĞIMIZDA AĞAÇ MAĞAÇ ÖYLE BİR ŞEY YOKTU

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığında görevi devraldığımızda öyle ağaç, mağaç falan böyle bir şey yoktu zaten. Görevi devraldık. Bütün yollarımızın kenarlarını orta refüjleri, ağaçlarla tamamı ile yaptığımız çalışmalarla burada bir şey ifade ediyorum, fidan dikmedik. Ağaç diktik. Fidanlar, zaman alır. Onun için tüm bizim için ağaçlandırma merkezlerinden tutun ithale varıncaya kadar ağaç ithal ederek bu noktada 10 yaş-15 yaş grubundan ağaçlarla İstanbul’umuzun orta şeritlerini, yol kenarlarını bu ağaçlarla beraber tamamen döşedik ve bir anda İstanbul’umuz ağaçlandırılmış oldu. İşte bu anlayışla geçmişte şehir merkezlerindeki alanları, vatandaşlarına kapatan zihniyetin bıraktığı kötü izlerin tamamını silmekle kalmadık, 81 ilimizin tamamında şehirlerimizi çok daha fazla yeşil alanla buluşturduk.

YEŞİL, BİZİM İŞİMİZ

Çevre bizim işimiz. Yeşil, bizim işimiz. Biz bundan sonra da bunu yapmakla kalmayacak, bu noktada özellikle ağaçlandırmadaki faaliyetlerimizi, daha da hızlandıracağız. Bisiklet yollarını da şehirlerimizdeki insanlarımızın hayat kalitesini artıran hizmetler arasında görüyoruz. Bilhassa büyükşehirlerimizde fiziki hareketleri giderek azalan insanlarımızın sağlıklarını korumak ve trafik yükünü azaltmak için bisiklet kullanımını teşvik ediyoruz. Tıpkı Konya gibi. Konya bu noktada hakikaten bir örnek. Giderek yaygınlaştırdığımız, bisiklet yolları sayesinde bu aracı tercih eden insanlarımıza kesintisiz ulaşım imkanı sağlıyoruz.

EDİRNE’DEN BİSİKLETE BİNEN, HAKKARİ’YE KADAR GİDEBİLECEKTİR

Hazırlıklarını sürdürdüğümüz, Türkiye bisiklet yolu master planını tamamladığımızda Avrupa bisiklet ağı ile ülkemizi bütünleştirmiş olacağız. Planın tamamlanan güzergahlarıyla ilgili uygulama projelerinin önemli bir kısmını bu yaz aylarına yetiştirmeye gayret edeceğiz. Proje tamamlandığında Edirne’den bisiklete binen bir vatandaşımız, Hakkari’ye kadar güvenli ve kolay bir şekilde gidebilecektir. İnsan ve çevre sağlığının korunmasında kritik bir öneme sahip, katı atık toplama tesislerini de ülke genelinde yaygınlaştırıyoruz.

KATI ATIK TOPLAMA TESİSLERİMİZ, 70 MİLYONUNA HİZMET VERİYOR

Kuraklığın giderek daha büyük bir tehdit halini aldığı şu dönemde yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızı korumanın önemi artıyor. Küresel ısınmanın en önemli sebeplerinden biri olan çöplerden yayılan metan gazı ve karbondioksit emisyonlarını inşa ettiğimiz, katı atık toplama tesisleriyle kontrol altına almayı başardık. Aynı şekilde biliyorsunuz. Kartal Pendik… Burada da yine metan gazı çöp depolama alanlarıyla bir tehdit vardı. Bu tehditten de Pendikimizi, Kartalımızı yine biz kurtardık. Şimdi oralara da konutlar var. Yaptığımız yatırımlarla sayısını 15’ten 90’a yükselttiğimiz katı atık toplama tesislerimiz, nüfusumuzun 70 milyonuna hizmet veriyor. İnsan sağlığını koruma ve suyun kirlenmesini önlemede bir diğer önemli yatırımımız, atık su arıtma tesisleridir. Ülkemizdeki atık su arıtma tesislerinin sayısını 145’ten 1170’e çıkararak, belediye nüfusunun yüzde 90’ına hizmet verebilir hale getirdik. Gelişen teknoloji sayesinde artık atık suyun pek çok farklı alanda kullanılma imkanı doğmuştur. Bu yöndeki yatırımları ve çalışmaları da destekliyoruz.

MÜSİLAJ BELASINDAN DENİZLERİMİZİ KURTARACAĞIZ

Son dönemde Marmara’da karşımıza çıkan müsilaj gibi sorunların kaynağı, arıtılmadan denizlere bırakılan atık sulardır. Bu konuda çevre şehircilik bakanına talimatı verdim. Hiç gecikmeden, ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi bunu niye yapmıyor? İzmir bunu niye yapmıyor?’ demeyeceğiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak bu işi koordinasyonunuza alçaksınız. Üniversitelerle beraber el ele verip bütün başta Marmara olmak üzere bu müsailaj belasından denizlerimizi kurtaracaksınız. Biz bunu yapar mıyız? Yaparız. Biz bunu Haliç’te yaptık mı? Haliç’i nasıl temizlediysek ki daha büyük belaydı. İnşallah müsilaj belasından da denizlerimizi kurtaracağız.

KORKUM, KARADENİZ’E YAYILMASI

Tabi benim korkum, şimdi bu Karadeniz’e yayılır, Karadeniz’den bir de bunun Marmara’ya girdisi olursa bela büyüktür. Hiç gecikmeden bu adımı atmamız lazım. Tabi iklim değişikliği sebebiyle deniz suyu sıcaklığındaki artışın da bu tabloda önemli bir payı var. Bakanlığımız 300 kişilik bir ekiple Marmara’nın 91 ayrı noktasında karada da tüm atık su arıtma, katı atık tesisleriyle kirlilik kaynağı olabilecek her yerde şu anda denetimlerini sürdürüyor. Müsilaj istilası, ancak belediyelerde, üniversitelere ve özel sektörümüze kadar tüm kurumlarımızın ortak gayreti ile çözülebilecek bir sorundur. Hazırladığımız eylem planıyla tüm kurumlarımızın katkısını alarak bu meselenin üstesinden geleceğimize inanıyorum.

KUL HAKKI ŞUURUYLA HAREKET EDEN BİR TOPLUMDA ÇEVRE SORUNU DA OLAMAZ

Görüldüğü gibi, çevre başlığı altındaki her alanda bilhassa nüfusu yoğun yerleşim yerlerimizde kritik öneme sahip hizmetleri, geçmişle mukayese edilemeyecek kadar ileriye taşıdık.

İnşallah sonraki nesillerin bizleri hayırla yad edeceği bu hizmetleri her geçen yıl artırarak sürdürmekte kararlıyız.

Değerli kardeşlerim, bizim medeniyetimizde yaşadığımız çevre, her şeyiyle insan odaklıdır. İnsan önceliklidir. İnsan merkezli olarak şekillenir. Eşrefi mahlukat sıfatıyla insanın en başta gelen görevi de Allah’ın emanetleri olan tabiata hayvanlara, canlı cansız diğer tüm varlıklara müşfik davranmak, onlarla uyum içerisinde hayatını sürdürmektir. İnsanla çevre arasındaki bu ilahi ölçü, şehirleşme anlayışımızın da özünü oluşturur. Şehirde yaşayanın medeni, şehir dışında yaşayanın vahşi olduğu anlayışı bize ait değildir. Tam tersine, bizde vahşi nerede yaşarsa yaşasın vahşidir. Medeni de aynı şekilde, nerede yaşarsa yaşasın medenidir. Bir başka deyişle, yaşadığı çevreye saygısı ve üretimiyle değer katan insan, hayatını nerede sürdürürse sürdürsün medenidir. Buna karşılık yaşadığı çevreyi tüketen, kirleten, çirkinleştiren sadece alan ama ona hiçbir şey vermeyen kişi de nerede yaşarsa yaşasın, medeniyet dairesinin dışında demektir. Köylerde nice medeni insanlara rastlarken, şehirlerde de nice vahşinin kol gezdiğini görüyoruz. İçtiği sudan, soluduğu havaya, kopardığı bitkiden tükettiği yiyeceğe kadar her konuda emanet bilinciyle, kul hakkı şuuruyla hareket eden insanlardan oluşan bir toplumda çevre sorunu da olamaz.”

"DOĞAL MAKAS" DEDİ, CEBİNDEN ÇAKI ÇIKARDI

Samsun'da Kızılırmak Deltası'ndaki açılışa bağlanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, makasların çocuklara verilmesini isteyince Vali Zülküf Dağlı “Burası tamamen doğal bir ortam, ülkemizin en nadide doğal ortamlarından bir tanesi. Bu açıdan makas yok” dedi. Erdoğan, “İnsaf edin artık makas çocuklarda mı olacaktı? Siz onlara verecektiniz. Siz onlara doğal makas veremiyor musunuz? Doğal makasınız da mı yok? Bende doğal makas var. Devamlı yanımda taşırım” dedi ve cebinden çıkardığı çakıyı kameralara gösterdi. Erdoğan, “Ay-yıldız var, görüyorsun. Bu doğal. Ve maharetleri de çoktur” dedi.