AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP'li belediye başkanlarına, "Hiçbir AK Parti belediyesi için -Allah göstermesin- şaibe konuşulmamalıdır. İmar planlarından bindiğiniz araca, ihalelerden özel hayatınıza kadar her konuda kendinize ve bize söz getirecek en küçük bir şüpheye, en küçük bir lüks, şatafat, israf, kibir görüntüsüne meydan vermemelisiniz" diye seslendi.

Recep Tayyip Erdoğan, bugün partisinin Kızılcahamam’daki Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme toplantısında konuştu. 2023 seçimlerinin önemine değinen Erdoğan, "Merkezi yönetimde ne kadar güçlü olursak belediyelerimizi de o kadar iyi destekleyebiliriz" dedi. AKP'li belediye başkanlarının hesaplarını 2023'teki genel seçime göre ayarlamalarını isteyen Erdoğan, şöyle konuştu:

“TARİH, BELEDİYELERDE BAŞARISIZ OLAN BİR PARTİNİN MERKEZİ YÖNETİMDE DE TUTUNAMADAĞINI GÖSTERMEKTEDİR"

"Yakın tarihimiz bize, belediyelerde başarısız olan bir partinin merkezi yönetimde de tutunamadığını göstermektedir. Anavatan Partisi’nden SHP’ye kadar bunun birçok örneği vardır. Bizim belediyecilikteki müktesebimiz 1994 yılında, başbakanlıktaki müktesebimiz 2003 yılında, cumhurbaşkanlığındaki müktesebimiz 2014 yılında başladı. Çeyrek asrı aşan bu yürüyüşümüz boyunca belediye hizmetleri konusundaki hassasiyetimiz hiçbir zaman azalmadı.

"TÜM HESAPLARINIZI 2023 HAZİRAN'INDAKİ SEÇİME GÖRE AYARLAMANIZI İSTİYORUM"

Merkezi yönetimde ne kadar güçlü olursak belediyelerimizi de o kadar iyi destekleyebiliriz. Bunun için sizlerden tüm çalışmalarınızı, tüm gayretlerinizi, tüm hesaplarınızı 2024’te yapılacak mahalli idareler seçimine değil, 2023 Haziran’ındaki seçime göre ayarlamanızı istiyorum. Son seçimlerde CHP’ye geçen belediyelerin şehirlerimize nasıl ağır maliyetler getirdiğini hep birlikte takip ediyoruz. Ne ülkemizi ne milletimizi ne şehirlerimizi ne de partimizi böyle bir durumla karşı karşıya bırakmaya hakkımız yoktur. Bunun için hep birlikte daha çok çalışacağız.

"BEN 1,85 BOYUNDAYIM. ONA GÖRE MEZARIM DA BÜYÜK OLACAK"

AK Parti’de siyaset yapan, görev üstlenen herkes kendi kişisel kariyerinden önce ülkesine ve milletine karşı sorumluluklarını düşünmek, ona göre davranmak mecburiyetindedir. Birbirimizin başına, sırtına, ayağına basarak değil, birbirimizle el ele, kol kola, gönül gönüle vererek çalıştığımızda hayırlı bir iş yapmış olur, büyük başarılara imza atabiliriz. Aksi takdirde ne olacağını görmek için tarihe bakmak yeterlidir. Şayet bir şehirde belediye başkanımız kucaklayıcı olursa teşkilatımızın diğer birimleri de ona uyacaktır. Yani belediye başkanına gurur, kibir asla yakışmaz. Biz tevazu ehli olmaya mecburuz. Kuluz, kul. Eninde sonunda gideceğimiz yer toprak. Topraktan geldik, oraya gideceğiz. Ben 1,85 boyundayım, dolayısıyla ona göre mezarım da büyük olacak. Diğerleri düşünsün. Biz, bu millete efendi değil hizmetkar olmaya geldik.

"İŞTE BU ARA BİR 80 BİN LİRA DAHA KAZANDIM"

Belediyelerin ülke yönetimine giden yoldaki önemini sadece biz görmüyoruz. Muhalefet tarafı da aynı gerçeği tespit ettiği için var gücüyle bu alan yükleniyor. Bizden farklı olarak onlar yaptıkları icraattan, verdikleri hizmetten, ortaya koydukları eser üzerinden değil, sadece ve sadece kamuoyunu yönlendirme faaliyetleriyle bunu yapmaya çalışıyorlar. İşte bu ara bir 80 bin lira daha kazandım. Adamın işi gücü yalan. Adamın işi gücü iftira. O iftira attıkça, o yalan söyledikçe yargı da sağ olsunlar, onlar da kararlarını olumlu şekilde veriyorlar. Her birinin başına birer ajans dikmişler ve o ajanslara yaptıkları ödemenin haddi hesabı yok. Yapılmamış işlerin, verilmemiş hizmetlerin propagandasından başka bir şeyle uğraşmıyorlar. Kağıttan yapılmış bir gemiyi suyun yüzeyinde belli bir müddet yüzdürebilirsiniz. Ama bir süre sonra kağıt suyun ağırlığını taşıyamaz hale gelecek ve o gemi batacaktır. Muhalefet belediyelerinin durumu da böyledir. Bir yıl yalanla, cilayla bizim yaptığımız işleri kendilerine mal ederek devam ettiler. İstanbul’da, Ankara’da bunu yaptılar. Aklınıza neresi gelirse… İkinci yıl artık makyajlar dökülmeye, hakikatler ortaya çıkmaya başladı. Önümüzdeki yıldan itibaren bunların artık insan içine çıkacak yüzleri, varsa kalmayacaktır.

"ORALARDA ELEKTRİĞİ BEDAVA YAPIN, ELİNİZİ TUTAN MI VAR"

CHP Genel Başkanı geçtiğimiz haftalarda Şanlıurfa’ya gitmiş, meydanı boş bulunca da kendince esip gürlemiş. Sonra da sözü tarıma getirip ‘Belediyeyi bize verin, çiftçiye elektriği bedava yapalım’ demiş. Hadi Şanlıurfalı bu palavrayı yutmadığı için belediyeyi bunlara vermedi. Çiftçilerimizin yoğun elektrik kullandığı Hatay gibi, Adana gibi, Antalya gibi pek çok şehir sizin belediyelerinizin yönetiminde. Daha İstanbul’u, Ankara’yı, İzmir’i, Eskişehir’i saymıyorum bile. Oralarda elektriği bedava yapın, elinizi tutan mı var? Burada çözülmesi gereken birkaç sorun var. İlk sorun; elektriğin belediyelerle ilgili olmaması. Ne alakası var, bu terbiyesizliktir. Elektriğin üretimi, iletimi, dağıtımı Enerji Bakanlığı’mızın gözetiminde ilgili kamu kuruluşları ve özel sektör tarafından yapılıyor. İkinci bir sorun; belediyelerin böyle bir görevinin bulunmaması. Velev ki böyle olsa bile daha kendi şehirlerinin yolunu yapmaktan, çöpünü toplamaktan, suyunu akıtmaktan, kanalizasyon ve su giderlerinin alt yapısını inşa etmekten aciz CHP’li belediyelerde bu işe sıra bile gelmez. Üçüncü sorun; CHP Genel Başkanı’nın, nice namus sözü verdiği her konu gibi bunu da arkasını dönünce inkar edecek olmasıdır. Hatırlarsanız, bu zat, 2019 seçimleri öncesinde CHP’nin kazandığı belediyelerden tek bir kişinin bile işinden çıkartılmayacağı konusunda namus sözü vermişti. Seçimden sonra ise sadece İstanbul’da 15 bin kişiyi ekmeğinden ettiler.

"SAHİPSİZ HAYVANLARIN YERİ SOKAKLAR DEĞİL, BARINAKLARDIR"

Maalesef medyada sık sık çocuklara saldıran başıboş köpeklerin yol açtığı facialarla ilgili üzüntü verici haberlere rastlıyoruz. Öncelikle sahipsiz hayvanların yerinin sokaklar değil barınaklar olduğunu unutmamalıyız. Şimdi ben, buradan birinci derecede büyükşehirlerimiz olmak üzere tüm belediye başkanlarıma sesleniyorum. Sahipsiz hayvanlar için lütfen ön alın, sıcak ve güvenli barınaklar kurarak gıda artıklarından hayvan maması üretimini teşvik ederek pek çok gönül kazanabiliriz. Böylece hem vatandaşlarımızın sahipsiz hayvanların yol açacağı tehditlerden kurtulmasını sağlamış hem de kendisi de bir can olan hayvanlara karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz. Osmanlı ağaçlara meyveleri asarmış ki bu meyvelerden gelsinler, o hayvanlar nasiplerini alsınlar. Aynen bunu da bulunduğumuz belde, ilçe, illerde yapmamız mümkün. Bu adımları da atalım.

"KENDİNİZE VE BİZE SÖZ GETİRECEK EN KÜÇÜK LÜKS, ŞATAFAT, İSRAF GÖRÜNTÜSÜNE MEYDAN VERMEMELİSİNİZ"

Gönül belediyeciliğimizi hep daha ileriye taşıyabiliriz. Bunun yanında her türlü şaibeden uzak durmanız da önemlidir. Bundan taviz asla veremeyiz. Hiçbir AK Parti belediyesi için -Allah göstermesin- şaibe konuşulmamalıdır. İmar planlarından bindiğiniz araca, ihalelerden özel hayatınıza kadar her konuda kendinize ve bize söz getirecek en küçük bir şüpheye, en küçük bir lüks, şatafat, israf, kibir görüntüsüne meydan vermemelisiniz. Sizlerden ilk isteğim, öncelikle kendi aramızda birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkmamızdır. Sizlerden ikinci talebim ise tüm çalışmalarınızı 2023 seçimlerine göre ayarlamanızdır. Aşmamız gereken ilk bent, 2023’tür. Bunu başardığımızda 2024 için hepimizin eli zaten çok güçlü olacaktır."(ANKA)