Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, saat 16.00'da başladı. Toplantı yaklaşık 3 saat sürdü. Erdoğan, Kabine toplantısı ardından açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, kabine toplantısında sağlıktan eğitime, güvenlikten turizme kadar Türkiye'yi yakından ilgilendiren pek çok hususla ilgili değerlendirmeler yaptıklarını söyledi.

"Ekonomide büyümeden ihracata, istihdamda cari fazlaya kadar aldığımız her yeni güzel haber geleceğimize daha umutla bakmamızı sağlıyor" sözleriyle ekonomik krizi görmezden gelen Erdoğan başta gıda olmak üzere tüketim malzemelerindeki fiyat artışlarını "fırsatçıların kâr hırsı"na bağladı. Erdoğan konuşurken, dolar kurunun 9 TL'ye çıkarak yeni bir rekor kırması dikkat çekti. 

Toplantıda Kovid-19 salgınındaki gelişmeleri, hasta ve vefat sayılarından aşılamadaki duruma kadar ele aldıklarını belirten Erdoğan, Türkiye'nin bu küresel tehdide karşı sağlık altyapısındaki gücüyle, en iyi kriz yönetimi sergileyen ülkelerin başında geldiğini savundu. Erdoğan, salgının yükselmesindeki en önemli etkenlerden biri olan üretimi sürdürmeye dair kararları şu sözlerle savundu:"Salgın döneminde üretimde kontak kapatan ülkelerin yeniden çarkları döndürmekte ne kadar zorlandığını hepimiz görüyoruz. Biz salgınla mücadelemizi üretim ve istihdamın kesintisiz sürmesi anlayışıyla yönetirken maruz kaldığımız ithamları unutmadık. Hayata geçirdiğimiz bu stratejinin ne kadar doğru olduğunu dünyada yaşanan gelişmeler teyit ediyor. Gelişmiş ülkelerdeki sorunların mal ve üretim zaafiyetinden değil, yönetim krizinden kaynaklandığı görülüyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sayesinde ortaya çıkan bu başarıda emeği olan herkese teşekkür ediyorum."

Erdoğan salgının bitmediğini, tedbirlere ve aşılamaya gereken önemin verilmesi gerektiğini de ifade etti.

FİYAT ARTIŞLARINI KÂR HIRSINA BAĞLADI

Erdoğan, başta gıda olmak üzere pek çok alandaki fiyat artışlarını kâr hırsına bağladı. Kamu işçileri ve memurlara yüksek zam yaptıklarını söyleyen Erdoğan, özel sektörün de benzer bir tutumla çalışanlarını koruyacaklarını savundu. Erdoğan konuşmasının devamında şöyle konuştu: "Dünyada enerji başta olmak üzere, emtia ve gıda fiyatlarında fahiş artışların yaşandığı dönemde çoğu ülke ciddi bir mal ve ürün kıtlığıyla karşı karşıyadır. Türkiye ise tedbirler ve güçlü altyapısı sayesinde bu sıkıntılara ya tamamen uzak ya da çok sınırlı olarak maruz kalmaktadır. Fiyat artışlarından dolayı sıkıntıya düşen çalışanlarımızı ve üreticilerimizi korumak için her türlü tedbiri alıyoruz. Kamu işçi ve memur sözleşmelerinde yaptığımız yüksek artışlar bu anlayışın bir yansımasıdır. Özel sektörümüzün de kendi çalışanlarını aynı şekilde koruyacak, kollayacak bir anlayışı ortaya koyacağına inanıyorum. Yaşanan istisnai durumu yüksek kâr hırsıyla yaptıkları fahiş fiyat artışlarının bahanesi halinde getirerek milletimizin mağduriyetine yol açan fırsatçıları yakından takip ediyoruz. Ekonomide büyümeden ihracata, istihdamda cari fazlaya kadar aldığımız her yeni güzel haber geleceğimize daha umutla bakmamızı sağlıyor. Ağustos ayı işsizlik rakamlarının işgücüne katılım oranı sürekli arttığı halde yatak bir seyir izlediği müşahede ediliyor. Ülkemizi yatırım, üretim, ihracat, istihdam temelleri üzerinde, cari dengemizi fazla yönünde sürekli geliştirerek büyütmeyi sürdüreceğiz. Bundan sonra Türkiye ekonomik olarak her geçen gün çok daha güçlenecektir."

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NIN İSMİ DEĞİŞİYOR

İklim değişikliğine yönelik planlarını ve Paris İklim Anlaşması'na dair çalışmaları "Yeşil Kalkınma devrimi" tanımlamasıyla aktaran Erdoğan,  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adını, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirdiklerini açıkladı. "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mızın ismini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştiriyoruz" diyen Erdoğan, bakanlık bünyesinde İklim Değişikliği ve Koordinasyon birimi kurulacağını belirtti.

GÖÇ İDARESİ, BAŞKANLIK OLUYOR

Erdoğan bir diğer kurumsal değişikliği de göç konusunda yaptıklarını belirterek, İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nü, Göç İdaresi Başkanlığı’na yükselttiklerini dile getirdi.

Erdoğan'ın göçle ilgili konuşmasında ise "Dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeler artık bu tabloyu aynı esneklikte devam ettirebilmemize imkan sağlamamaktadır. Son 5 yılda 2 milyon 350 bin kişiyi ülkemize giriş yapmadan sınırda engelledik. Sınırlarımız içinde yakaladığımız düzensiz göçmen sayısı da 1 milyon 300 bini geçti. Bunların bir kısmı kendiliğinde geri dönerken 286 binini de biz sınır dışı ettik. Bu göçmenlerin tamamına yakınının hedefinin Avrupa'ya gitmek olduğunun altını çizmemiz gerekmektedir. Türkiye'nin bu kapsamlı sınır güvenliği ve göç politikasıyla Avrupa'nın üstesinden gelemeyeceği göçmen akınının üstesinden gelmiştir. Sözler tam manasıyla yerine getirilmemiş olsa da, meselenin maddi olarak çözülemeyeceği noktasına geldiğini herkes kabul etmelidir. Göçmenlerin hedeflediği ülkelerden daha fazla sorumluluk bekliyoruz. Uyum stratejilerimizi belirledik ve gereken adımlarımızı atmaya başladık, gerisi sığınmacıların hedefi olan yerlerin sorunudur. Tüm tarafları kucaklayan bir program geliştirilmediği sürece bu sorunun çözümünün mümkün olmadığını biliyoruz. Türkiye'nin atılacak adımlara destek sağlayacağından kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı.