Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Demokratik Bölgeler Partisi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen İnfaz Yasasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. DTK binasından düzenlenen açıklamaya, DTK Başkanlık Divan Üyesi aynı zamanda HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisioğulları ve DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır katıldı. Burada konuşan Farisioğulları, çıkarılan yasaya “Çakıcı Affı” denilmesi gerektiğini belirtti. Farisioğulları, “AKP ve MHP bloğunun ortak hazırlayıp, muhalefetin 'örtülü af' olarak tanımladığı İnfaz yasa tasarısı adaletsiz bir şekilde ve mehter marşı eşliğinde gereksiz bir hamaset ile yasalaştı. Bu yasa ile Bahçeli'nin sadık dostu mafya lideri Alaattin Çakıcı ve bir sürü suç işleyen kişi serbest kaldı. Mafya lideri Çakıcı ve topluma zarar vermiş binlerce kişiyi salıveren bu yasanın toplumsal ve adil bir yasa olması mümkün değildir. Dolayısıyla ‘Çakıcı Affı’ denilmesi yerinde bir tabirdir. Bu yasa ile AKP-MHP faşist ittifakının ortaklık gerekçeleri de ayyuka çıkmıştır" diye konuştu.

‘CEZAEVLERİNDE TEST YAPILMALI’

Cezaevinde gerekli önlemlerin alınmadığına dikkat çeken Farisioğulları, bir an önce tüm cezaevlerinde test yapılması gerektiğini belirti. Farisoğulları, "Hasta tutuklular, kadınlar, gazeteciler, düşünce suçluları ve politik rehineler içerde bırakıldı. Covid-19 salgını başladığı andan itibaren alınan önlemlere ilişkin, Önlem alınması gereken alanlardan birinin Cezaevleri olduğuna dair birçok kez dikkat çektik. Ancak son günlerde elimize ulaşan kimi bilgilere göre Cezaevlerinde gerekli önlemlerin alınmadığı ortaya çıktı. Tutuklulara maskeler, el dezenfektleri dağıtılmıyor, korona belirtisi göstermelerine rağmen kimi tutuklular hastanelere götürülmüyor ve ölüme terkediliyorlar. En son Konya E Tipi Cezaevinde Corona virüsüne yakalanan 55 tutuklu ve hükümlünün testinin pozitif çıkması korkunç bir durumdur. Bu da gösteriyor ki Cezaevlerinde yeterince önlemler alınmamaktadır. Adalet Bakanlığı tarafından art arda açıklanan önlemlerin pandemi karşısında yetersiz kaldığı gün gibi ortadadır. Yaşanan vahim durumdan dolayı bizler DTK ve DBP olarak; Başta İmralı Adası olmak üzere, bütün Cezaevlerinde Corona testleri yapılmalıdır. Yaşlı ve hasta tutsaklar bir an önce tahliye edilmelidir diyoruz. İmralı Hapishanesi de dahil olmak üzere Cezaevlerinde MED TUHAD-FED, İHD, TBB, TTB'nin de içinde olduğu ve takip edebileceği bir heyetin cezaevlerini dolaşması ve gerekli incelemelerde bulunmalıdır. Buradan çağrımızı bir kez daha yineliyoruz; başta risk grubunda bulunan hasta, 65 yaş üstü ve çocuklu kadın tutsaklar bir an önce tahliye edilmelidir. Cezaevlerinde yaşanacak ölümlerin sorumlusu bu yasaya evet oyu veren AKP-MHP iktidarı olacağını bir kez daha tüm basının ve kamuoyunun bilmesini istiyoruz" diye konuştu. 

‘MAFYA YASALARINA SIĞINMAK’

Farisioğulları, infaz yasasıyla Kürtlerin bir kez daha ötekileştirildiğini söyleyerek, "COVİD19 salgınının milyonların hayatını tehdit ettiği bir dönemde bizler de toplumun tüm hücrelerini ele geçirme ve herkese hükmetme arzuyla yanıp tutuşan AKP ve MHP'nin keyfi, otoriter, kutuplaştırıcı ve düşmanlaştıran uygulamalarıyla yüz yüzeyiz. Her halükarda kendinden başka kimseyi düşünmeyen toplumsallığını kaybetmiş ama iktidarını kaybetmemek için her türlü değere saldıran AKP-MHP bloğu Halkları karşı karşıya getirmeye devam ediyor. Halkların tüm değerlerini bir çırpıda kendi çıkarlarına alet etmekten asla sakınmayan bu bloğun topluma faydası kalmamıştır. Kürt sorununun çözümünü rafa kaldıran AKP-MHP iktidarı infaz yasası ile devletin yıllardır Kürt halkına karşı geliştirdiği geleneksel politikalara bir kez daha güncelleyerek devam ettirmiştir. Kürt düşmanlığı üzerinden iktidar, AKP ve MHP arasında yeniden pay edilmiştir. Öfke, intikam ve hırs AKP-MHP blokunun kaybetme korkusuyla birleşmiş, bu korku ve kaygıyla Milliyetçilik ideolojisine yeniden sığınarak infaz yasası ile Kürtlerin ötekileştirilmesini bir kez daha yasalaştırmıştır. Türkiye için hiçbir salgın tehdidi, milliyetçi, çeteci ve mafyatik klikleri yeniden canlandırmak kadar daha tehlikeli olamaz. Demokratik ve müzakereci çözüm yöntemlerini bir kenara iterek mafya yasalarına sığınmak toplumu daha büyük bir kaos ve buhrana sürükleyecektir" şeklinde konuştu.

‘KAYBETTİKÇE KÜRTLERE SALDIRIYORSUNUZ’

Farisioğulları, konuşmasına “Buradan çağrı yapıyoruz. Cezaevleri üzerinden yeniden devreye koyduğunuz Kürt düşmanlığından vazgeçin. Kürtlere saldırdıkça kaybediyorsunuz. Kaybettikçe de Kürtlere saldırıyorsunuz. Bu kavgayı sürdürenlerin tümü tarihin çöplüğüne gittiler, ama Kürt halkı burada. Özgürlük, eşitlik, demokrasi, adalet ve çözüm talebinden bir kez bile vazgeçmiş değildir. Halkımız şunu bilmelidir ki; Demokratik Kürt muhalefeti olarak bizler 2013 koşullarındayız. Kimse bizi çözümden kaçan, savaştan yana olan güç olarak tarif edemez. Savaş yanlısı olanlar Kürtlerin yaşadığı her karış toprağı savaş aygıtları ile zehirleyerek halkımızı oksijensiz bırakanlardır. Savaş yanlısı olanlar salgın sürecinde bile Kürt Siyasi tutsaklarını İnfaz yasanın kapsamı dışında bırakarak ırkçılık yapanlardır. Savaş isteyenler belediyelerimize gereksiz ve keyfî şekilde salgın döneminde bile kayyım atayanlardır. Tüm kamuoyu AKP-MHP faşizminden kurtulmanın yol ve yöntemlerini oluşturmak için Demokratik kamuoyu bir araya gelmelidir" sözleriyle son verdi.