Kobani davasının 11. duruşmasının yedinci oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonundaki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 kişi yargılanıyor.

Sincan Cezaevinde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde olanlar duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

‘SAVCI DELİL YARATMAK İSTİYORDU’

Duruşma savcısı, ‘kuvvetli suç şüphesi’ gerekçesiyle tutuklu siyasetçilerin tutukluluğunun devamını talep etti. Savcının mütalaasının ardından önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş söz alarak, “Soruşturma savcısı bir siyasi saik, hedef aldığı siyasi perspektif doğrultusunda hareket ederken, delil oluşturmak zorundaydı. Bu tanıkların hiçbiri durup dururken biz Kobani olayları hakkında bilgi vermek istiyoruz dememişler. Tanıkların hiçbiri ilk beyanlarında Kobani olaylarına değinmemiş. Soruşturma savcısı elinde tek somut delil olmamasına rağmen delil yaratmak istiyordu” dedi.

‘RECEP TAYYİP ERDOĞAN, KÖPÜRMÜŞ ZATEN’

Savcının ‘ihaleyle tanık, gizli tanık’ aradığını savunan Demirtaş, “HDP’nin tweetlerine dair AİHM Büyük Daire’den bir karar çıkıyordu, bunu biliyordu. AİHM Büyük Daire tarafından çürütüldüğü için sağlam bir delil olmayacaktı. O yüzden sağlam bir delil üretmesi gerekiyordu. Soruşturma savcısı harıl harıl tanık, itirafçı ve gizli tanık aradı. Resmen ihaleye çıkardı, ihale şartnamesi yaptı. Sıfır delille beni ve Sevgili Figen’i tutukladılar. Recep Tayyip Erdoğan, köpürmüş zaten. Biz dava açamayız, yasa dışı, hukuk dışı diyecek bir hukukçu var mı? Varsa da o görevde değil. Bizim dosyalarımızla ilgilenecek savcı yoktur” diye konuştu.