Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Yeniçağ gazetesi Youtube kanalında Orhan Uğuroğlu'na açıklamalarda bulundu. Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve Orhan Uğuroğlu'na yapılan saldırıları değerlendiren Davutoğlu, bu gibi hareketlerin doğrudan demokrasiye yapıldığını ve vahim bir gidişatın işaretleri olduğunu belirtti.

"Saldırılara karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın caydırıcı bir açıklama yapması gerekirdi" diyen Davutoğlu, AK Parti ve MHP'nin yol ayırımında olduğunu ve Erdoğan'ın arayış içerisine girdiğini belirterek, "Erdoğan, MHP ile bile Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği anda MHP yükünden kurtulmaya çalışacak" şeklinde konuştu.

Davutoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:

CESUR SİYASETÇİ VE GAZETECİLERDEN ÇEKİNİYORLAR

"Sizlere de geçmiş olsun Orhan Bey öncelikle. Arka arkaya yaşanan olaylar Türkiye’de yaşanan bu olaylar iki kesimden ciddi şekilde çekindiklerini gösterdi. 1 görüşlerini söylemekten çekinmeyen cesur siyasetçiler, 2 bunları yayınlamaktan korkmayan cesur basın mensupları. Demokrasilerin asgari düzeyi budur. Bir yerde muhalif siyasetçi varsa orada demokrasi vardır. Fakat herkes aynı telden çalıyorsa tek bir kişiyi büyük lider olarak anıyorsa orada demokrasi yoktur. Özgür basın yoksa demokrasi yoktur. Son dönemde gerek özgür basına gerekse muhalif siyasetçilere yönelik tehditler hakaretler engellemeler bir de fiilen organize saldırı varsa demokrasi büyük bir tehdit altında demektir. Saldırı doğrudan demokrasiyedir. Muhalif bir sesin olmadığı bir düzen arzuluyorlar. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile getirilen bu ucube sistem kalıcı otoriterliğe geçiş sistemi bu. Bunu hem Erdoğan’a hem de AK Parti içindeki herkese ilettim, yapmayın dedim. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi o kadar büyük bir tahribat yarattı ki ülke içinde, demokrasiye her şeye ekonomiye hukuka her şeye."

SALDIRILAR DEMOKRASİYE YAPILDI

"Şimdi halk bu sistemi sorgulayınca, bu sistemin yaşayabilmesi için ancak muhalefetin sesini kesmekle ve kalıcı bir otoriterliğe geçmek için psikolojik bir altyapı oluşturma kanaati mahfillerde yerleşti. Bugün sessiz kalanlar emin olun yarın onlar da mağdur olacak. Ben bu yüzden uyardım Sayın Erdoğan’ı. Bu yapılanlar özgür siyaseti sınırlayan bütün eylemler ilerde bir gün tüm siyaseti engeller. 12 Eylül öncesi şartlar gibi öyle bir kaos ortamı doğar ki otoriter rejim heveslileri kalıcı bir otoriter bir rejimi kurmak için. O yüzden ben bu saldırıları doğrudan demokrasiye saldırı olarak görüyorum. Vahim bir gidişatın göstergesi olarak görüyorum bunu. Saldırı sonrası yaşananlar da vahameti gösteriyor. Böyle bir saldırı oldu. Münferit bir saldırı olduğu ne zaman ortaya çıkar eğer iktidardakiler bu saldırıları net olarak kınar, bütün siyasi partiler tavır alır, biz bu saldırıların arkasındayız derse arkasından da hukuk gerekli cezayı verirse o zaman bu marjinal bir grubun saldırısıdır denir. Siz emniyette 7-8 ifade veriyorsunuz, şüpheliler gözaltına alındıktan sonra 3-4 saat sonra serbest kalıyorsa eğer vahamet burada. Cumhurbaşkanı’ndan bir kınama mesajı daha gelmedi."

FAHRETTİN ALTUN'UN MESAJIYLA OLMAZ

"Fahrettin Altun’un mesajıyla olmaz bu iş. Ülkeyi yöneten iradenin direkt araması lazımdı. En azından kamuoyunu rahatlatan bir mesaj yayınlaması gerekiyordu. Evinden çıkarken herkes sağ sola bakarak mı dışarı çıkacak. Tedbir alması gereken Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı kamuoyunu rahatlatan bir mesaj yayınlamıyorsa. Türkiye’de siyasi parti olan bir grubu  olan MHP açık ve net bir tavır sergilemiyorsa bunu düşünmek gerekir. İnsanları tehdit edip açık hedef haline getiriyorsunuz, insanların can güvenliğinin risk altına girmesini sağlıyorsunuz. Sayın Bahçeli hayretler içinde kaldığım bir tavır sergiliyor. İkili bir tavır sergiliyor. Yüz yüze geldiğimizde kapıya kadar uğurlar, ceketini ilikler fakat Tweet attığında ve konuşma yaptığında ise hiçbir saygı unsuru olmayan sert ağır bir dil kullanır."

BAHÇELİ İLÇE BAŞKANINDAN HESAP SORSUN

"Bahçeli eğer bu ülkenin birliğini beraberliğini düşünüyorsa ülkedeki bu şiddet dilinden kendini ayırması lazım. 50 yıllık partide tam bir kakofoni görüyoruz. Şiddete uğrayan parti biziz bizden tekbir çatlak bir ses çıkmadı. Türkiye’nin her yerinden Selçuk Bey’e destek geldi. Bahçeli’nin önce kendi evine bakması lazım. İlçe başkanı saldırıyı sahipleniyor disipline vermiyor. Genel Başkan yardımcın bizim deliler diyorsa, kendi camiana deli diyen birine çıkıp bir şey demiyorsan nasıl inandıracaksın bizi. İki tane milletvekili bu dosyaya bakan savcıyı açık bir şekilde tehdit etti. İnsana saygı lazım önce bunlar insana saygıyı kaybetmiş bir güruh. Bahçeli madem bizimle ilgisi yok diyor, Derince İlçe Başkanı’ndan hesap sorsun, iki milletvekiline desin ki bırakın savcı gerçek suçluları ortaya çıkarsın. Böyle devam ederse ülkede hukuk kalmaz. Kimse bu iki tane delinin işidir deyip geçilemez. Saldırı planlı bir saldırı aynı anda hem Selçuk Bey’e hem size hem de Afşin Bey’e bu ne demek? Ben herkesin sesini kestiririm demek. Bu örgütlü bir suçtur. Bu bir terördür. İçişleri Bakanı çıkmış tepkisel bir olay diyor. Mağdur gösteriyor saldırganları bu durum. Bunu İçişleri Bakanı söylerse herkes bireysel tepki göstermeye başlar. Terör sadece dağlarda değil Ankara’nın caddesine inmiş durumda."

GAZETECİLERİ TEHDİT EDEREK BİR YERE VARAMAZSINIZ

"Bahçeli’nin, Karar Gazetesi yazarları Taha Akyol’u Elif Çakır’ı, Yıldıray Uğur’u tehdit ediyor. Bakın buradan Yeniçağ’dan Karar Gazetesine geçeceğim. Siyasi bir meseleniz varsa muhatabınız biziz, gazetecilerle uğraşmayın. Gazetecileri tehdit ederek bir yere varamazsanız. Mafyatik yapıların ulu orta herkese tehdit ettiği siyasetin alalını daraltmak istiyorsanız biz bugün bu alanı açmak için ortaya çıktık ve geri adım atacak değiliz. Süleyman Bey’in annesine geçmiş olsun. Tüm anneler kutsaldır. Allah’tan şifa dilerim. Böyle bir kritik dönemde ailesi hakkında bir konuyu gündeme getirmesi doğru değildir. Bir kere bile devlet mille işleriyle boğuştuk demedim. Bu insanın görevidir. Şimdi şehirlerde bile güvenlik yoksa devlet millet işleriyle boğuşmaktan vazgeçemez."

İÇİŞLERİ BAKANI SUÇLULARI BULMALI

"Kahramanlık hikayeleri anlatıyorlar ama mafya çeteleri ülkeyi sarmışsa İçişleri Bakanı görevini yapmıyor demektir.  Senin döneminde bir siyasetçi 12 Eylül’den sonra sokak ortasında saldırıya uğradı. Biz İçişleri Bakanı’ndan hesap sorarız. Bakana hesap vermek düşer. Her fırsatta gündemi değiştirmek için mağduriyet üretmek için yapılıyor. Hukuk herkese lazım. Kıyaslamak doğru değil ama size saldıranlar hemen serbest kaldı. Benim eşime küfür edildi neredeydi Süleyman Bey? Akşener’in evi basıldı neredeydi Süleyman Bey? Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklama Berat Albayrak’a attığı omuz atmak gibi aynen. Ben o dönem başbakan olsaydım o görüntüyü veren Albayak’ı ve Soylu’yu hemen görevden alırdım. AK Parti’de yeni bir liderlik yarışı başladı. Herkes Tayyip Erdoğan sonrası koltuk peşinde Erdoğan’da kendi iktidarının peşinde. Süleyman Soylu, Adalet Bakanı’na parmak salladı. Yargı mensuplarına sesleniyorum vicdanınızla karar verin biz sizin arkanızdayız. Vasıfsız liyakatsiz bakanların  arasında kalmayın kulak asmayın. AK Parti ve MHP yol ayrımındalar. Trump döneminde bu daha kolaydı bakın dünyanın her yerinde bir otoriterlik var MHP’de buna yakındı. Biden dönemine geçince bu yeni dönemi anlama çalışıyor. Demokrasi, hukuk, ekonomi reformu deniyor da buna kim inanır. MHP, AK Parti’ye benim vesayetim altındasın diyor. AK Partiye çizgi çiziyor. Doğu Türkistan konusunda sadece ikisi de sessiz. Çin’e tek kelime yok. Uygur Türkleri inim inim inliyor bu mu milletçilik?"

ERDOĞAN KURTULMAYA ÇALIŞACAK

"Erdoğan yeni arayışlar içinde. Tekrar giydi Milli Görüş gömleğini. Bunları yapmalarını sebebi Gelecek Partisi’dir. Değerlerimiz vardı onlar yok. Yoksullukla, yolsuzlukla, yasaklarla mücadele edecektiniz hepsi yok oldu. Biz çıktık kral çıplak dedik. MHP ve AK Parti içindeki görüş ayrılıkları ortaya çıktı. MHP’nin ve AK Parti’nin kaybettiği oylar Gelecek Partisi’ne geliyor.Erdoğan, MHP ile bile Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği anda MHP yükünden kurtulmaya çalışacak. Erdoğan Brüksel’de reform diyecek bunu burada Bahçeli’ye anlatacak. Adalet Bakanı’nın yaptığı açıklama ortada, bu söylemler yapılırken hukuk reformu nasıl olacak. Abdülhamit Gül hukuk diyecek İçişleri Bakanı bireysel tepki diyecek. Nasıl olacak bu iş? Bu uyumu kabinede sağlayamayan Erdoğan, MHP ile uyumu nasıl sağlayacak. "

MHP HER ŞEYİ AKP’YE YIKACAK

"Yarın seçime girildiğinde Cumhur İttifakı devam etmeyecek nasıl dört ay önce Berat Albayrak olayını kimse öngörmüyordu. Bu bakan çekip gidecek diyordum. Biliyorum işlerin nasıl yürüdüğünü. Cumhur İttifakı’nın bir seçimde beraber olması artık çok zor. Bahçeli’ye diyecekler bu yoksulluktan perişan haldeyiz MHP ne diyecek AKP yaptı diyecekler. Her şeyi AKP’ye yıkacaklar. Olan Türkiye’ye oluyor. AK Parti’de koalisyon partisi herkes Erdoğan’a selam verirken aşağıda örgütleniyor. Bana karşı hepsi birleşmişti. Hepsi benim gıyabımda metne imza atanlardı. Ben Cumhurbaşkanı’na söylemiştim. Ben ayrılacağım bu ülkeye zarar vermem. AK Parti’de kimse kimseye güvenmiyor. Hedefimiz Türkiye’nin üzerine düşen kara bulutları dağıtmak. Hayatta hiçbir şeyi iddiasız yapmadım. Ülke için iddialıyım. Net konuştuk, şu hatalar var dedik çözüm şu dedik. İktidarımızda kamu kaynakları şahıslara akmayacak. Kimseye söylemediğimiz baskılara maruz kalıyoruz. Zırhlı araç vermiyorlar bize."

KİRALADIĞIMIZ ARAÇLARI ALAMADIK

"İlk defa açıklıyorum. Zırhlı araca ihtiyacım yok tamam ama arkadaşlara kayda geçin diyorum. Mardin’de arkadaşlarımız kiralama şirketinden araba alıyorlar önce anlaşma sağlanıyor AK Partililerin müdahalesiyle araçları alamıyoruz. Baskı işte bu kadar. Mardin’de bir kongre yaptık coşku doluydu. Sokaklar mahalleler her yer. Pandemi şartları bir de. Bizden 4 gün sonra AK Parti kongre yaptı 10.30’da yapılması gereken kongre 14.00 gibi ancak başladı salon bile dolmadı delegeler gelmedi. AK Parti Genel Merkez’den bir yetkili bile gönderemedi. Genel Başkan Yardımcısına saldırı olursa bunlar da gidemez diyorlar. Geri adım atmak yok. Erdoğan’ın tekrar aday olması Anayasa’ya aykırı. MHP neden şimdiden Erdoğan adayımız diyor? Eğer birisi her gün bir şey söylüyorsa aksini söylemek istiyordur. Kritik bir anda adayımız Erdoğan’dır demek her an vazgeçebilirim diyor. Unutma benim sayemde Cumhurbaşkanısın diyor. Benim desteğim olmadan aday olamazsın diyor. Parti kurullarıma danışmadan adayım demiyorum, kendi partime saygımdan demiyorum bunu."