Geçtiğimiz hafta AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, önümüzdeki aylarda hukuk devleti ilkesini güçlendirme, öngörülebilir, kolay erişilebilen, hızlı ve etkin işleyen yargı sistemi konusunda yeni adımlar atacaklarını söylemişti. Erdoğan’ın açıklamalarından sonra Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de hukuk devleti vurgusu yaparak hukuk güvenliği konusunda 2023 hedefleri doğrultusunda daha hızlı ve güçlü adımlar atacaklarını söyledi. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması konusunda yaşanan tartışmalara da değinen Gül, “Anayasa Mahkemesi karar verip 'Mahkemenin buna uyar mı uymaz mı' gibi bir öngörülebilirliğin olmadığı bir yerde yatırımdan, hukuk öngörülebilirliğinden bahsetmek mümkün değil. Anayasa, kanun, hukuk uygulanmak için vardır" diye konuştu. 19 Temmuz 2017'den beri Adalet Bakanlığı görevini yürüten Gül’ün açıklamaları birçok çevreden tepki gördü. 

Yüksek yargı organlarının kararlarına rağmen cezaevlerinde siyasi nedenlerle tutulan kişilerin tahliye edilmemesini Adalet Bakanı’na hatırlatan CHP Milletvekili Utku Çakırözer, bu kararların yerine getirilmediği müddetçe söylenen sözlerin gerçekçi olmayacağını söyledi. 

REFORM YANSIMIYOR 

Türkiye’nin en temel ihtiyacının hukuk, demokrasi ve adalet olduğunun altını çizen Çakırözer, adaletsizliğin AKP iktidarı sürecinde katlanarak sürdüğünü belirtti. Çakırözer, “Şuanda ülkeyi yöneten tek adam rejiminin başındaki kişiden bu açıklamanın geliyor olması bir taraftan ‘keşke olsa’ dedirtirken diğer taraftan baktığımızda bu çıkışların yeni olmadığını bunun defalarca dile getirildiğini görüyoruz. Sürekli yeni bir reform dönemi vs. deniliyor fakat her yargı reformu yapıldığında ondan sonra ülke hukukun üstünlüğünde geri gitmiş. Bu reformlar vatandaşa bir türlü yansımıyor” dedi. 

İCRAAT YOK 

Siyasi kimliğinden bağımsız bir vatandaş olarak verilen sözlerin yerine getirilmesini istediğini dile getiren Çakırözer, “Ben ülkemde gerçekten hukuk olsun ve bu sözler yerini bulsun, geçmişte olmayan şimdi olsun istiyorum. Ama ortama bakıyorsunuz bunun olmayacağını rahatlıkla görüyorsunuz. Şimdi gazeteciler cezaevinde, her gün gazetecilere soruşturmalar açılıyor. Birinin çıktığına sevinemeden diğeri hakkında tutuklama kararı çıkarılıyor. Sadece gazeteciler değil, Türkiye’nin düşünenleri, aydınları, siyasetçileri, belediye başkanları cezaevinde tutuluyor. Sözde varlar ama icraatta tersi bir durum var. Her reform sözcüğünden sonra cezaevlerine yeni yeni isimler konuluyor. O yüzden bu sözlerin gerçeğe dönüşeceğini pek düşünmüyorum. Geçmişteki hayal kırıklıkları ve verilen sözlerin yerine getirilmemesi şimdiki sözlerin yerine gelmesi konusunda da toplumda bir şüphe yaratıyor” diye belirtti. 

‘BAĞIMSIZ YARGIDAN SÖZ EDİLEMEZ’ 

Hukuk ve adaletin 83 milyon insanı bağlayacak şekilde yerleşmiş olması gerektiğini dile getiren Çakırözer, şöyle devam etti: “Bağımsız ve tarafsız yargının, kişiye ve görüşüne göre değil gerçekten adalet terazisine göre hareket eden bir yargının olması Türkiye’de demokrasi isteyenlerin uzun süredir arzuladığı bir şey. Bunu sağlamak konusunda yetkisi olanların başında Adalet Bakanı geliyor. Biz her fırsatta hukuk devleti olmanın aslında hem ülkeye, hem insana hem de itibarımıza yararlı olacağını söylüyoruz. Ama söylediğimiz sözler şimdiye kadar bir kulaklarından girip diğer kulaktan çıkıyor. Şimdi yeniden hukuk devleti deniyor, yeniden yüksek yargı kararlarının uygulanması deniyor. Geçmişe, uygulamalara ve mahkemelerde karşı karşıya kaldığımız sorunlara baktığımızda bağımsız bir yargının olduğu söylenemez. Tüm hakimleri, tüm savcıları katmıyorum tabiî ki ama belli bir kesimde AYM, AİHM ve Yargıtay’ın kararlarına direniyor. İşte Milletvekilimiz Enis Berberoğlu örneği. Anayasa ‘hak ihlali var’ dedi ama alt mahkeme direndiği için Enis Berberoğlu Meclis’e gelemiyor.” 

‘NEREDE DEMOKRASİ SEFERBERLİĞİ?’ 

AİHM’in Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararlara da değine Çakırözer, bunların cezaevinde tutulduğu sürece söylenen sözlerin anlamsız olacağını vurguladı. AYM’nin devleti tazminata mahkum ettiği davadan Ayhan Bilgen hakkında aynı suçlamalarla dava açıldığı ve tutuklandığını hatırlatan Çakırözer, “Şimdi bunlar ortadayken yok reform, yok seferberlik, yok hukuk devleti lafları havada kalıyor. Bunların anlamlı olması için Kavala, Demirtaş, Bilgen ve daha birçok kişinin cezaevinde kalmaması gerekiyor. O yüzden bu sözler güzel sözler ama bu sözlerin gerçeğe dönüşeceğine inanmak için sürmekten olan davalarda tahliyelerin olması lazım. Yüksek mahkemeler ‘suçsuz yere tutuyorsunuz’ diyor ama alt mahkemeler bu kararlara direniyor. Hakimler, mahkemeler siyasi kararla bunu yapıyor. İşte benzer şekilde Cumhuriyet, Evrensel ve Birgün gazetelerine ilan kesme cezası verildi. Şimdi nerede hukuk devleti ve demokrasi seferberliği?” diye sordu. 

‘TEK ADAM ÜLKEYİ YÖNETEMİYOR’ 

Parti olarak defalarca iktidarı bu konuda eleştirdiklerini hatırlatan Çakırözer, fakat herhangi bir adımın atılmadığını söyledi. Ekonomik krizden dolayı “yabancı yatırımcı çekerim” düşüncesiyle hukuktan söz edildiğini ifade eden Çakırözer, şöyle devam etti: “Doğrudur sadece yabancı değil Türkiye’deki kişilerde gelip üretim yapacağında bakacağı şey sabah kalktığında yatırımının yerinde ve güvende olup olmadığıdır. Bunu sağlamanın yolu da Türkiye’de tam anlamıyla herkesin faydalanacağı demokrasi ve hukuk devletini inşa etmektir. CHP gördüğü yanlışları söylüyor ve doğrunun nerede olduğunu da gösteriyor. Ama tek adam yönetimi Türkiye’yi yönetemiyor. Türkiye’de bu sistemin işlemesi mümkün değil. Bu daha önceden de görülmüştü ama Ekonomi Bakanı’nın istidasında daha da görünür oldu. Türkiye’nin en önemli bakanı istifa ediyor ama kimse bunu konuşamıyor. 27 saat boyunca herkes suskun tek adamın ne denileceğine bakıyorlar. Demokratik bir ülke böyle yönetilemez. Olması gereken güçler ayrılığına dayalı bir parlamenter sistem.”  

‘İSTEMEYEN AKP’DİR’ 

Türkiye’de denge ve denetlemenin işlediği bir sistemin kurulması gerektiğini sözlerine ekleyen Çakırözer, Saray rejimi üzerinde denge ve denetlemenin işlenmediğini kaydetti. Parlamenter sistem olmadan ifade edilen sözlerin hiç birinin yerine getirilmeyeceğinin altını çizen Çakırözer, şunları söyledi: “Demokrasinin temeli güçler ayrılığı ve denetlemedir. Şuanda tek adam rejiminde en büyük eksiklik denetlemedir. Bu nasıl sağlanır? Parlamento ile sağlanır, bağımsız yargı ile sağlanır, hesap verebilir bir yönetimle sağlanır. O yüzden bu sözler geçmişte verilen sözler gibi askıda kalacaktır. Eğer güçler ayrılığına dayalı bir sistem oluşturulacaksa sadece bizler değil birçok siyasi parti bunu destekler. Ama bunu istemeyen AKP rejimidir.”  

Mezopotamya Ajansı / Ferhat Çelik