CHP Sözcüsü Faik Öztrak, 2021 bütçesinin “laf olsun, torba dolsun” hesabıyla hazırlandığını söyledi. Türkiye’nin içinde olduğu ekonomik buhranın bütçeye yansımadığını anlatan Öztrak, “Saray gelecek yıl, siftahsız dükkan kapatan esnaftan, borca batırdığı çiftçiden, KOBİ’den, işlerini ellerinden aldığı işçilerden, mutfağındaki tencereyi kaynatamayan ev kadınlarından, sayıları 13 milyon işsizlerden, ‘1 trilyon 58 milyar TL vergi alacağım’ diyor. Buna göre milletten toplanacak vergiler, bir yılda yüzde 16,4 artıyor. Üstüne üstlük evden işe giden vatandaşa 6 milyar TL trafik cezası kesmeyi öngörüyor. Toplam cezalar ise 19 milyar TL’yi aşacak. Bu bütçeyle devlet önümüzdeki yıl 1,3 trilyon TL’den fazla harcama yapacak. ‘Yoklukta sabret’ diye millete akıl veren Saray, toplam 47 araç alacak” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak’ın konuşmasından satır başları şöyle:

SARAY HÜKÜMETİ 24 SAATİ GASP ETTİ

Bütçe hakkı, milletin seçtiği ve kendisini en geniş şekilde temsil eden parlamentolara aittir. Anayasa’mızın 151. maddesi, ‘bütçe teklifi Cumhurbaşkanı tarafından mali yılbaşından en az 75 gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulur’ der. Ancak burada da Sarayın Anayasa’ya uymadığı ve TBMM’nin bütçe hakkına saygı göstermediği görülüyor. 2021 yılı Bütçe Kanun Teklifi, pazar sabahı devletin resmi haber ajansında, yarım yamalak açıklanıyor. Teklif, Meclis’in internet sayfasına ise ancak pazartesi sabahı konulabiliyor Saray 3. bütçe teklifini, Meclis’e zamanında vermiyor, Anayasa’ya uymuyor. Sonuçta, milletvekillerine bütçe üzerinde çalışmaları için Anayasa’yla verilen 75 günlük sürenin 24 saati Saray Hükümeti tarafından gasp ediliyor. Bu yaklaşım, tek adam rejiminin çıkardığı ve ülkeyi iki buçuk yılda buhrana sürükleyen devlet krizinin en önemli nedenlerinden biridir.

VERGİ YÜZDE 16,4 ARTTI

Bu bütçe ‘laf olsun, torba dolsun’ hesabıyla hazırlanmış. Ülkemizin içinde olduğu ekonomik buhran, nasıl Saraya uğramadıysa, bütçeye de yansımamış. Saray gelecek yıl, siftahsız dükkan kapatan esnaftan, borca batırdığı çiftçiden, KOBİ’den, işlerini ellerinden aldığı işçilerden, mutfağındaki tencereyi kaynatamayan ev kadınlarından, sayıları 13 milyon işsizlerden, ‘1 trilyon 58 milyar TL vergi alacağım’ diyor. Buna göre milletten toplanacak vergiler, bir yılda yüzde 16,4 artıyor. 2021 yılında, bu ülkede toplanacak her 5 TL’lik verginin 1 TL’si ÖTV’den gelecek. Üstüne üstlük bir de devlet, evden işe giden vatandaşa 6 milyar TL trafik cezası kesmeyi öngörüyor. Toplam cezalar ise 19 milyar TL’yi aşacak. Milletten toplanan bu vergiler nerelere gidecek? Bu bütçeyle devlet önümüzdeki yıl 1,3 trilyon TL’den fazla harcama yapacak. Buna göre harcamalar yüzde 11 artıyor. Vatandaşlardan toplayacakları vergi yüzde 16,5 artarken faizciye verecekleri para yüzde 31 artacak. Ama vatandaşa hizmet için harcanacak parada artış yüzde 8,5’te kalacak.

VATANDAŞA ASKIDA EKMEK KALIYOR

‘Yoklukta sabret’ diye millete akıl veren Saray, bu yıl 30’u makam arabası, gerisi minibüs, pikap, otobüs olmak üzere toplam 47 araç alacak. Saray’ın toplam harcamalarındaki artış oranı, faiz ödemelerindeki artışa yetişmese de pek de aşağı kalmıyor. Cumhurbaşkanlığının ödeneği, yani Sarayın mesarifi, önümüzdeki yıl yüzde 28,1 artıyor, Özetle, bu bütçe faiz lobilerinin ve Saray’ın bütçesi. Vatandaşa da askıda ekmek kalıyor.

AŞI PUANI NASIL TUTTURULACAK

Koronavirüs salgınında, kronik hasta ve yaşlılar önemli bir risk grubu. Grip aşısı olmaları önemli ama ithal edilen aşı sayısı sınırlı. Aşı olmaya hak kazananlar bunu e-nabız üzerinden öğreniyor. Bunu yaparken bir risk belirleme sistemi kullanılıyorlarmış. Aşıyı ancak puanı tutanlar yaptırabilecekmiş. Ama vatandaş bu puanı nasıl tutturacağını bilmiyor. Millete beş maskeyi parasız dağıtamayan buna karşılık, karne ve kuyruktan siyaset üretmeyi çok seven, bir yıl önce kış günü milleti tanzim satış kuyruğuna sokan Saray yönetimi, şimdi de aşı kuyruğunda bekleyen yaşlı başlı vatandaşlarımızı aşı kuyruğuna sokuyor. Yetkililerin bu konuda yapacakları açıklamaları bekliyoruz.

ÜLKEMİZİN BORCU CİDDİ SEVİYELERE ULAŞTI

Vergi kaçıran, yurt dışına para kaçıran yandaşa, ‘paranı getir, senden ne vergi alacağım ne de hesap soracağım’ deyip, Varlık Barışı getirmeyi biliyorsunuz. Ama vergisini, primini ödeyemeyen vatandaşın vergisinden de priminden de bunların faizinden de vazgeçmiyorsunuz. Esnaflara, sicil affını dahi getiremediniz. Saray hükümetinin yıllardır izlediği, ekonomiyi borçla şişirme siyasetinin sonucunda, ülkemizin borcu ciddi seviyelere ulaştı.

ÜLKENİN TEK ŞANSSIZLIĞI LİYAKATSİZ BİR YÖNETİM

Bu ülke genç nüfusa sahip, dinamik bir ekonomisi olan, önemli bir coğrafi üstünlüğü bulunan şanslı bir ülke...İyi bir yönetimle, kısa sürede kendini toparlayabilecek, ayağa kalkabilecek potansiyelimiz var. Tek bir büyük şansızlığı var, o da liyakatsiz bir yönetimin eline düşmüş olması.

Öztrak, basın mensuplarının ilettiği sorulara da şu yanıtları verdi:

GARANTİ ÖDEMELERİ 100 MİLYARI AŞACAK

(Bütçe teklifine garanti tutarı konulması) 100 milyarı aşan tutarda önümüzdeki üç yıl içinde öngörülmüş. ‘5 kuruş milletin cebinden para çıkmadan yaptık’ dedikleri; yol, köprü ve havaalanları için ödenecek para.

İNCE’YE “DOĞRU DEĞİL” YANITI

(Muharrem İnce’nin, Bekir Coşkun'un cenazesinde çekilen fotoğrafta kendisinin kadraja alınmadığıyla ilgili söylediği ‘partide bölücü kimmiş’ sözü) Şimdi çok açık söyleyeyim. Bir fotoğraf var bir de video var. Sayın Bekir Çoşkun’un cenazesinde… Burada bir bölücülük çıkarmak isteniyorsa, videoda da olması lazım. Bu kesilmiş bir resim değil, o açıdan çekilmiş resim. Ben bunu bir eleştiri fırsatı olarak görüp, partiyi eleştirmeyi doğru bulmuyorum.

CEVAP VERMEYE DEĞMEZ

(MHP’li Semih Yalçın’ın ‘sıkıyorsa sokağa çıkın’ demesi) Açıklamayı gördüm. Son derece ağır ifadeler içeren, cevap vermeye değecek bir ifade değil. Milletimiz artık bu hükümet ve ortaklarının yaptıklarını görüyor, en yakın zamanda biletlerini kesecekler.

İMAMOĞLU’NUN DAVET EDİLMEMESİ

(İstanbul pandemi toplantısına İmamoğlu’nun davet edilmemesi) Hem siz pandemi kurulunu topluyorsunuz ama buraya İstanbul’un gerçek temsilcisi olan kişiyi çağırmıyorsunuz. Konuyla ilgili olan tabiplerin teşkilatını çağırmıyorsunuz. Sonra o kurumun aldığı kararlardan hayır bekliyorsunuz. Millet, bunların biletini kesecek.(ANKA)