İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 22 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması ve artan hak ihlallerini protesto etmek amacıyla cezaevlerinde 27 Kasım’da süresiz dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatıldı. 21. grubun devraldığı eylem, 102. gününde devam ediyor. Dışarıda da eylem, etkinlik ve değerlendirmelerle tecride tepki gösteriliyor.

HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, Öcalan’a yönelik tecridi Fırat Haber Ajansı'na değerlendirdi. “AKP-MHP iktidar blokunun Türkiye’yi içine sürüklediği hukuksuzluk ve adaletsizlik sistemine, topluma dayattığı faşizm politikalarına karşı demokratik, siyasal ve toplumsal mücadele ile cezaevlerindeki açlık grevlerinin tam da kesiştiği bir zamandayız” diyen Buldan, “İmralı’da uygulanan tecrit politikasını iktidar tüm ülkeyi ve toplumu içine alacak şekilde kapsamını genişletmekte ve giderek derinleştirmektedir” dedi.

Buldan, şunları ifade etti: “Ülkedeki bütün adaletsizlikleri, hukuksuz işleri, kayyım gasplarını, işkenceyi, yolsuzluk sistemini ilerletebilmenin önünü tecrit hukuksuzluğuyla başlattılar. Bu şimdi dalga dalga yayılıyor. CPT’nin raporlarına rağmen bu hukuksuzlukta ısrar ederek uluslararası hukuku, uluslararası sözleşmeleri dikkate almayan, AİHM kararında olduğu gibi demokrasiye ve insan haklarına dayalı tüm normları yok sayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Cezaevlerinde tahliyesi gelen tutuklular, disiplin cezaları bahane edilerek serbest bırakılmamakta, hukuksuzca cezaevinde tutulmaktadır. Cezaevi içinde cezaevi yaratılmaktadır. Tüm ihlaller karşısında cezaevlerinde başlayan açlık grevleri, hukuksuzluklara bir itirazdır. Bir ülkede demokrasinin, adaletin, barışın, hak ve özgürlüklerin yerleşmesinin ölçütü cezaevlerine olan yaklaşımdır. Dolayısıyla, tecrit ve cezaevlerindeki hukuksuzluklar son bulmadan, demokrasiye, hukuka ve insan haklarına dayanan bir düzene geçişin yolu açılmayacaktır. Cezaevlerindeki ihlaller bitmeden, dışarıdaki hukuksuzluklar da sonlanmayacaktır. Bu iktidarın baskıcı ortamına karşı duran, adaletten yana olan herkesin, sorumlu siyasetin, sivil toplum örgütlerinin, toplumsal kesimlerin ve demokratik kamuoyunun, açlık grevleriyle gündeme gelen talepler karşısında duyarlı olması gerekir.” Açlık grevlerinin kritik bir noktaya evrildiği uyarısında bulunan Buldan, “Herkesin hukuksuzluklara ‘dur’ demesi, vicdani bir sorumluluktur” dedi.

Buldan, “Tecrit sistemi kırıldığı oranda, demokrasi ve hukuk zemini güçlenecek, çözüm yollarının önü açılacaktır. Tecridi kabul etmiyoruz, tecritle yaşamayı asla kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. İktidarın bunu normalleştirme çabaları karşısında adaleti ve hukuku ısrarla savunmaya devam etmeliyiz” şeklinde konuştu. “Devlet aklına çağrımız; toplumsal kırılmalar yaşanmadan, tecrit politikasına bir an önce son vermesi, kendi hukukunu, anayasasını ve altına imza attığı uluslararası sözleşmeleri uygulaması, CPT raporlarının gereğini yerine getirmesidir” diyen Buldan, Meclis’in konuyu gündemine alması ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun da açlık grevleri ve cezaevlerindeki ihlaller karşısında harekete geçmesini istedi.