Meclis Genel Kurulu’nda HDP ve AKP arasında, “Kobanê” tartışması yaşandı. HDP’nin, 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen Kobanê eylemleri sırasında yaşananların açığa çıkarılması için verdiği araştırma önergesi üzerine konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, o dönem yaşananların aydınlatılmasını istediklerini söyledi.

Beştaş, “İktidar 6-8 Ekim HDP MYK’sinin çağrısıyla bu olayların meydana geldiğini söylüyor. HDP MYK’nın resmi bir kararı yok. Bütün mesele atılan twettlerdir. Bu tewetlerde de demokratik protestolara çağrı vardır. Kabonê halkıyla dayanışma çağrısı vardır” dedi.

TANRIKULU: HUKUKA AYKIRIDIR

Beşataş’ın konuşması sonrası önerge üzerine konuşan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin duruşmasından hemen sonra Demirtaş'ın tahliye olma ihtimali çıkınca buradan bir soruşturma başlatıldı ve -bakın evrak burada- milletvekili olmayan MYK üyelerinin soruşturmasına eklendi Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ. Hâlbuki daha önce soruşturmaları var. Çünkü Demirtaş'la ve Figen Yüksekdağ'la ilgili olarak açılabilecek başka bir soruşturma yok. Neden yok, tutuklular cezaevindeler, yeni bir soruşturmaya dâhil edilemezler ama Demirtaş'ın ve Yüksekdağ'ın tutuklu kalması lazım. Şimdi anlıyoruz ki tam bir yıl sonra 82 kişi daha dâhil edildi bu soruşturmaya. Bakın bu soruşturma mükerrerdir, hukuka aykırıdır. Bugün yargı, sarayın emrine girmiş olabilir ama bakın -söylüyorum- yarın, öbür gün gelir bu hukuksuzluklar sizi de vurur” şeklinde konuştu.

AKP’Lİ TUNÇ: YARGININ YAPTIĞI İŞLEM SÖZ KONUSU

AKP grubu adına konuşan Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Kobanê eylemleri sırasında yaşananların HDP MYK’sının çağrısıyla yapıldığını ileri sürererk, “Birtakım soruşturmalar açmış ve zaman aşımı süresi içerisinde de bu çağrılarda imzası olan, MYK kararlarında imzası olan ya da bu MYK kararının kendi resmî Twitter hesaplarından duyurusunda katkısı olanlarla ilgili olarak da zaman aşımı süresi içerisinde bir soruşturma devam etmektedir. O nedenle yargının yaptığı bir işlem söz konusudur” dedi.

BEŞTAŞ: HODRİ MEYDAN DEDİK

AKP’li Tunç’un konuşması sonrası sataşmadan dolayı söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Ortada bir şiddet çağrısı yok, ortada bir ‘tweet’ var, o ‘tweet’de demokratik protesto hakkının kullanımı var. Biz size hodri meydan dedik, gelin araştıralım dedik, bu şiddet neden oldu dedik, bu insanların faillerini neden tutuklamadınız dedik. Size diyoruz ki: -25 Eylülde, ilk eylem 15'i ama sonrasında devam ediyor- Niye o zaman demokratik protesto çağrısı yoktu? Çünkü hükûmetle görüşüyoruz, çünkü çözüm süreci devam ediyor, çünkü Başbakan, İçişleri Bakanı beş ay sonra Dolmabahçe Mutabakatı imzalanıyor. Çünkü Kobane'de bir katliamın önüne geçilmesi için partimiz iktidarla birebir görüşüyor, iki gün, kırk sekiz saat. Eğer bugün yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı olsaydı suç işlemeye tahrikten soruşturma yapan savcı 2'nci kez 37 cinayet soruşturması açıyor, cinayet işleyenleri koruyor, gasp edenleri koruyor, yağmacıları koruyor ama bir ‘tweet’ atan siyasetçileri bunlardan sorumlu tutuyor, üstelik sorumlu olanlar Anayasa'ya göre kendileri” şeklinde konuştu.

AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, HDP’yi hedef göstererek, yaşananlarla ilgili HDP’yi suçladı. Beştaş ise Kobanê eylemlerinde şiddeti organize edenlerin iktidarın IŞİD ile birlikte yaptığı bir organizasyon olduğunu söyledi. Beştaş, iktidarın Kobanê’nin intikamını almaya çalıştığını sözlerine ekledi.

CHP’Lİ ALTAY: SORUŞTURMA SARAYIN TALİMATIYLA AÇILMIŞ

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise tartışmaya şöyle katıldı: “Sayın Beştaş kürsüde 6-8 Ekim olaylarının araştırılmasını istiyor. Bu daha önce de istenmişti, Meclis reddetmişti. Aradan altı yıl geçmiş, altı yıl sonra genç bir savcı bu defteri açıyor. Altı yıl sonra -ki o olaylardan sonra malum Dolmabahçe fotoğrafları var hepimizin hafızasında- bu defter açılıyor, Sayın Beştaş da doğal olarak bunu kendi penceresinden eleştiriyor. Ben Sayın Mehmet Muş'un yargının bir işlemine karşı, yargı organının bir işlemine karşı bu kadar yüksek refleksle bu işlemi savunmak için kendini helak etmesini anlamadım. Altı yıl sonra saraya el öpmeye giden Sayın Savcının, bu soruşturmayı başlatmış olmasına yönelik eleştiriye Mehmet Muş'un bu yüksek refleksinden benim anladığım şudur: Bu soruşturma ya Mehmet Muş'un talimatıyla ya sarayın talimatıyla açılmış bir soruşturmadır.”