Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Başkanı Keskin Bayındır, HDP'ye yönelik baskıları, Newroz alanlarında toplanan Kürtlerin mesajlarını ve PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridi değerlendirdi.

'HDP, BİR DİRENÇ ODAĞIDIR'

Fırat Haber Ajansı'a konuşan Bayındır, iktidarın HDP'yi kapatma davasını zamana yayarak gündemde tutma siyaseti izlediğini belirterek, şunları söyledi: "Bu aynı zamanda Demokles'in kılıcının HDP, Kürt halkı ve Türkiye halklarının üzerinde olduğunun yaklaşımıdır. Bizim de bu saldırılara karşı HDP'yi merkezi bir direniş kalesi haline getiren kararlılığımız var. Bugün AKP-MHP'nin yaratmak istediği rejime karşı partimiz DBP'nin de bileşeni olduğu HDP, büyük bir direnç odağıdır. Bu rejimin inşasına karşı çıkmada HDP çok ciddi bir mücadele hattı oluşturmuş durumdadır. Kaldı ki bu saldırıların aslında Türkiye toplumuna karşı başlatılan bir mühendislik, dizayn etme siyaseti olduğunu görüyoruz. Çünkü HDP'nin olası kapatılması durumunda yeni alternatifleri de engelleyecek bir hesabın içerisinde olduklarını biliyoruz. Nitekim 'aydın' adı altında partimize ve HDP'ye dönük saldırıların teorisini oluşturmaya çalışan yazarların yazılarını okuyoruz. Tam da bunlardan dolayı bizler, HDP'yi daha güçlü ve merkezi bir kenetlenme odağı haline getirmek için elimizden gelen sorumluluğu almaya hazırız."

'MİLYONLAR, HDP DIŞINDA ARAYIŞA GİRMEYECEKLERDİR'

HDP'ye saldırarak onun üçüncü yol siyasetini tasfiye etmeye çalıştıklarını söyleyen Bayındır, "Aslında bir şekilde Türkiye siyasetini de alternatifsiz bırakmak için organize ediliyor tüm bunlar. Türkiye'yi, iki partili sistemin olduğu yıllara götürmek istiyorlar. Bir taraftan sağcı diğer taraftan CHP'nin öncülüğünde ikili bir siyaset tarzını öngörüyorlar. HDP'nin üçüncü yol alternatifi onlar için tehlike arz ediyor. Nitekim televizyon programlarında da görüyoruz kendi kendilerine HDP'yi kapatıyorlar ve bunun üzerinden tartışmalar yürütüyorlar. Ama bunlar toplumun gerçekliğinden uzaktır. Bugün HDP etrafında kenetlenen milyonların kesinlikle başka bir parti arayışına girmeyeceklerini bizler de onlar da biliyor. Bu tartışmalarla da muhalefeti de parçalamak istiyorlar. Adeta masanın ortasına pastayı koyarak, herkesin bir parça almasını sağlamaya çalışıyorlar" diye konuştu.

'KÜRTLERE SALDIRARAK GÜNDEM SAPTIRIYORLAR'

İktidarın son zamanlarda peş peşe gerçekleştirdiği saldırıların hızlandırılmış bir amaca hizmet ettiğini savunan Bayındır, şu değerlendirmelerde bulundu: "Direniş odaklarına bu kadar fazla saldırmaları, 2023'e giderken rejimlerinin kurumsal yapılarını oluşturma ve zihniyetlerini, siyasetlerini her tarafa yerleştirme çabasıdır. Bu amaçlarını da Kürt soykırımını gerçekleştirmek üzerine kurduklarını biliyoruz. Kürt halkına, kurumlarına ve demokratik kitle örgütlerine yönelik saldırıların altında yatan gerçeklik budur. Bununla birlikte Türkiye'yi sabit gündeme tabi tutmaya çalışıyorlar. O kadar hak ihlali, yoksulluk ve benzeri toplumsal sorunlar var iken, HDP ve Kürtlere saldırarak gündemi saptırıyorlar. Türkiye muhalefeti bu tuzağa belli ölçülerde düştü fakat şu anda istenilen düzeyde olmasa da bir sıyrılma yaşanıyor. Ancak HDP, sıradan bir muhalefet bir partisi gibi hareket etmiyor; Kendi yol haritasına güvenerek muhalefet ediyor. Olması gerekende budur zaten."

'TECRİTTE ISRAR TÜRKİYE'Yİ KARANLIĞA SÜRÜKLEYECEK'

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecrit koşullarına da değinen Bayındır, "Kürt soykırımının gerçekleştirilmesinin temel alanı İmralı'daki tecrit sistemidir. Sayın Öcalan'ın son telefon görüşmesine yönelik tutumundan da anlıyoruz ki iktidar, Kürtlere ve demokrasi güçlerine geliştirmiş olduğu saldırı politikalarını derinleşmiştir. Sayın Öcalan’ın, kısacık telefon görüşmesinde kardeşine 'Senin buraya gelmen de hukuki değil' söylemi, aslında devletin ona karşı olan tüm tutum ve tavırlarının korsanvari olduğunun göstergesidir. Tecrit sisteminde ısrar etmek Türkiye'yi çok daha karanlık bir zemine taşıyacaktır. Bu noktada hepimize sorumluluk düştüğü kadar Türkiye'deki muhalefet ve demokratik güçlere de sorumluluk düşüyor."

NEWROZ'DAN ÇIKAN MESAJLAR

Son yılların en coşkulu ve tüm saldırılara rağmen kitlesel katılımın gerçekleştiği 2021 Newroz'una da değinen Bayındır, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Sayın Öcalan'ın bildirisinin okunduğu 2013 Newroz'u nasıl tarihi bir Newroz ise 2021 Newroz'u da aynı karakterde tarihidir. Kürt halkı, siyasi muhatabının Sayın Öcalan olduğunu 2021 Newroz alanlarında ortaya koydu. Bu çok önemli bir noktaydı. Yine, Kürt halkına ve HDP'ye yönelik siyasi soykırım operasyonları devam ederken, siyasi partilerini sahiplenme tutumu açısından da ayrıca önemli bir Newroz idi. Özellikle genç kesimin bu yıl ki Newroz kutlamalarına damgasını vurduklarını söylemek gerekiyor. Bu kesimin Sayın Öcalan'ı iradeleri olarak tanımaları ve HDP etrafında kenetlenmeleri hem bizlere hem de AKP-MHP iktidarına ciddi mesajlar içeriyordu. Newroz’da açığa çıkan mesajlar önümüzdeki sürecin dilini ve karakterini belirlemiş olacak."