Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Baş, Boğaziçi Üniversitesi’ne AKP’li Melih Bulu’nun rektör atanması ile başlayan “kayyım rektör” protestolarına yönelik müdahalelere tepki gösterdi. Baş, büyük çoğunluğunun üniversite öğrencisi olmak üzere 500’e yakın yurttaşın gözaltına alındığını anımsatarak, gözaltı ve tutuklamaları kınadı. Baş, ayrıca öğrencilerin yandaş medya tarafından “terörist” denilerek hedef gösterildiğini de belirterek, “ Bu süreç hukukun, adalet duygusunun iktidarın ayakları altında çiğnendiği bir süreçtir. Tümüyle haklı nedenlerle seslerini yükselten öğrencileri tutuklamak yetmiyormuş gibi gözaltında çıplak arama dayatma yapılması, şiddetle, cinsel şiddet tehditlerle korkutulmak istenmeleri, basın emekçilerinin saldırılara uğraması bu sürecin kayıt altına alınması gereken uygulamaları olarak akıllarda kalmalıdır” dedi.

‘SARAY GENÇLERE SAVAŞ AÇTI’

Bulu’nun tezlerinde intihal olduğunu ve “AKP militanı” olduğunu vurgulayan Baş, iktidarın gençlere savaş açtığını söyledi. Baş, “Saray rejimi bu ülkenin gençlerine topyekün savaş açtı. O yüzden tüm siyasetçilere, bu memleketin geleceğine dair sorumluluk hisseden tüm yurttaşlarımıza açık bir çağrı yapmak istiyorum: Genç kardeşlerimizin yanındayız. Ne diyorlarsa, nerede durmamızı işitiyorlarsa, bize ne görev vereceklerse bunu açıkça yerine getireceğimizi ifade ediyoruz. Bu gürültü, bağırtı, şiddet içerisinde özellikle bu genç arkadaşlarımızın ne istediklerinin unutturulmaya çalışıldığını gözlemliyoruz. Bu kardeşlerimiz diyorlar ki ‘üniversitemizin rektörünü biz seçmek istiyoruz’ diyorlar. Ne talep ediyoruz? Bu saflaşmada hangi taraftayız? Bu ülkenin üniversitelerine rektörü tek adam mı atayacak yoksa o üniversitenin akademisyenleri, öğrencileri mi seçecek? Tartışma bu kadar basit. Bu kardeşlerimiz diyorlar ki ‘sırf bu talepleri dile getirdiği için gözaltına alınan, tutuklanan,  üniversite üzerindeki bu baskının sona ermesi gerekiyor’. Herkese soruyoruz, hangi taraftasınız? Siz bu ülkenin gençlerini hapsetmek mi istiyorsunuz yoksa özgürce düşüncelerini ifade edebilmelerinin önünü açılmasının yanında mısınız?” diye belirtti.

‘İKTİDAR BU SAVAŞI KAYBEDECEK’

Baş, toplumun büyük bir çoğunluğunun öğrencilere hak verdiğini söyleyerek, iktidarın bunu gördüğü için üniversiteyi tahakküm altına almak istediğini vurguladı. Baş, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’nın Bulu’ya yazdığı mektuba değinerek,  şöyle devam etti: “Dünya tarihinde böyle utanmazlık var mı? Ne zamandır mafya liderleri memleketin akademik tartışmalarına ayar vermeye başladı. Bu  ülkede yaşayan herhangi bir yurttaşın bunu kabul edebilmesi mümkün mü? Gencecik çocuklarımızın eli silahlı insanlar tarafından tehdit edilmesine göz mü yumacağız! Bu ülkenin üniversitelerini darbeci diktatörler susturamadı. İktidar bu savaşı kaybedecek.” 

Baş, Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cevdet Kılıç’ın öğrencileri tehdit etmesine de tepki göstererek, “Bana sorarsanız IŞİD’in Trakya emiri diyeceğim. Suç bunda değil, suç buna bu yetkileri verende. Suç bunu konuşturanda. Bu iktidarın dili, işte mafya babalarının dili IŞİD artıklarının dili” dedi.

YENİ ANAYASA TARTIŞMASI

İktidarın yeni anayasa çıkışını değerlendiren Baş, şunları söyledi: “Biz Türkiye İşçi Partisi olarak, net bir şey ifade etmek istiyoruz. Buradan tüm muhalefet güçlerine de açık bir çağrı yapıyoruz.  Biz bu tartışmayı yapmayacağız, tartışılmasına da izin vermeyeceğiz. Yurttaşlığa bile inanmayan birisinin, bir yurttaşlık sözleşmesini tartışmasını nasıl ciddiye alırız. Yurttaşlığa inanmayan birisinin ve onun iki dudağı arasından çıkan her sözü emir kabul edenlerin yürüteceği bir anayasa tartışmasını biz Türkiye’nin demokrasi birikimine, Türkiye halklarına hakaret olarak kabul ediyoruz. Siz önce çiğnediğiniz anayasa hükümlerinin hesabını vereceksiniz. Uygulatmadığınız hükümlerin, üzerine bastığınız özgürlüklerin hesabını vereceksiniz. Türkiye’nin gündeminde bir iktidar değişikliği vardır. Önce bu iktidar gidecek, sonra ülkenin yurttaşları olarak ülkenin yeniden kuruluşunun sözleşmesini hep birlikte yapacağız.”