Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Barış Atay Meclis’te düzenlediği basın toplantısı ile gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Atay, kültür-sanat emekçilerinin Türkiye’yi etkisi altına alan koronavirüs (Kovid-19) salgının başından itibaren yaşadıkları sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Devlet tiyatrolarında yaşanan sorunların Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz’un aldığı kararlar nedeniyle meydana geldiğini belirten Atay, “Bu hanımefendi çok uzun zamandır Devlet Tiyatroları Genel Müdürü’nü ve kurum müdürlerinin tamamını baypas ederek her şeyi kendi emirleri doğrultusunda yaptırmayı iş edinmiş. Aslında devlet tiyatrolarının pandeminin başından bu yana ısrarlı bir şekilde çalışmasının herhangi bir önlem alınmamasının, oyuncuların ya da sahne arkası çalışanların kendi imkanlarıyla mücadele etmesinin nedeni Özgül Özkan Yavuz’un devlet tiyatroları üzerindeki ısrarı ve baskısıdır” dedi.

EMEKÇİLERİ KORUMAK ZORUNDA

Salgın döneminde tiyatro, sinema sanatçılarının, set emekçilerinin ve müzisyenlerin haklarının Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından korunmak zorunda olduğunun altını çizen Atay, “Korumalı demiyorum, korumak zorunda diyorum. Bakanlığın görevi esasen budur. Kültür ve Turizm Bakanlığı 2020 yılında 5 milyar 127 milyon lira bütçe açıklamış. 2021 yılı bütçesi 6 milyar 828 milyon lira. Arada 1,7 milyar lira bütçe artışı var. Peki bakanlığın tiyatro için ayırdığı destek nedir? 6 milyon lira. Şimdi müzisyenler için açıkladıkları bir paket var 20 milyon lira. 1,7 milyar lira bütçe artışı olduğundan bahsediyoruz. Tiyatro ve müzisyenler için ayrılan toplam bütçe sadece 26 milyon lira” şeklinde konuştu.

KÜLTÜR DEĞİL TURİZM BAKANI

Atay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakan Ersoy’un otelleri açtığını biliyoruz ama Cumhurbaşkanlığı’ndan turizm için ne gibi destekler çıkarttırmış? 12 ay ödemesiz 10 milyar lira kredi, KDV’ler 6 ay ertelenmiş, sigorta primleri ertelenmiş, uçuşların yasak olduğu dönemde iç hat uçuşların KDV’si yüzde 1’e indirilmiş ayrıca kısa çalışma ödeneği verilmiş. Tiyatro oyuncularına ne verilmiş, hiç! Set emekçilerine ne verilmiş, hiç. O şartlarda dizi çektirmeye devam ettiler, hiçbir yaptırım ya da tedbir olmadan herkesin kendi imkanlarıyla test yaptırmasını beklediler. Neden? Çünkü Mehmet Nuri Ersoy kültür bakanı değil, turizm bakanı. Kültür ve sanatla alakası olmayan bir bakandan bahsediyoruz.”

‘İNSANLAR SADAKA İSTEMİYOR’

Kültür ve sanat emekçilerinin taleplerine karşılık verilmezken, şirketlerin vergi borçlarının silindiğini hatırlatan Atay, “Sanat disiplini içerisinde çalışanların beklentileri neydi? Sadece şu; ‘vergilerimiz ertelensin, gelir elde edemiyoruz çünkü salonlarımız yarı kapasiteyle çalışıyor.’ En son ısrar sonucu KDV’ler indirildi, bu kadar. Ama mesela Yıldırım Demirören’in piyangosuna vergi muafiyeti var. KDV hiç yok orada. Çünkü bizim işimiz Demirören’in daha çok semirmesini sağlamak. Tiyatrolar market, bakkal değildir. Herkesin devlet tiyatrosunda olma şansı olmadığına göre, demek ki özel tiyatroları kamusal işletme statüsüne alıp bunula ilgili çalışma yapmak zorundasınız. İnsanlar sizden sadaka istemiyor, insanca yaşam hakkı istiyorlar. Bunu alacağımızdan da hiç şüpheniz olmasın” diye belirtti.