Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Adalet Bakanlığı ve TÜİK'teki görev değişikliğine ilişkin, "Koskoca ülkeyi bir oyun oynar gibi yönetiyor. Bu oyun karakterlerini de beğenmedi, o yüzden bir Adalet Bakanı’nı değiştirdi, baktınız bir de TÜİK Başkanı’nı değiştirdi" dedi. Elektrik faturalarındaki tarife limitinin yükseltilmesi için de Babacan, "Faturaları önce kabaca 140 lira arttırdılar, sonra 40 lira indirim yaptılar. Zamların yapıldığı gün partili medyada zam haberi ile Erdoğan’ın fotoğrafını yan yana gören oldu mu? Sanki dışarıdan bir el gelip zam yapmış. Ama kilovat ayarlaması haberinin yanında Erdoğan’ın fotoğrafları... Kimi aldatıyorsunuz? Önce adeta milletin bacaklarını kırıyorlar, sonra da yürümesi için koltuk değneği sunuyorlar" diye konuştu.

Ali Babacan, bugün partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. Babacan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları şunlar: 

BU OYUN KARAKTERLERİNİ DE BEĞENMEDİ

Sayın Erdoğan, tıpkı askeri muhtıra dönemleri gibi ülkemizi karanlıkta aldığı kararlarla yönetmeyi bir alışkanlık haline getirdi. Bir bakan gitti, yerine bir başka bakan geldi. Koskoca ülkeyi bir oyun oynar gibi yönetiyor. Birini göreve getiriyor, baktı ki göreve getirdiği kişi yeterince itaat etmiyor, hop yenisini atıyor. Yeni gelen de haklı veya haksız, doğru veya yanlış dinlemeden tüm talimatlara harfiyen uyduğu sürece ancak görevinde kalabiliyor. Daha kendi kabinesinde istikrar sağlayamayan bir cumhurbaşkanının ülkede istikrar sağlamasını düşünmekte mümkün değil. Aynı gece bir başka değişiklik daha oldu. Enflasyon rakamları açıklanmadan bir hafta önce ‘rakamları ayarlama enstitüsüne’ yeni bir başkan atandı. Yarın ayın üçü, enflasyon rakamları açıklanacak, belli ki orada da bir kriz olmuş. Aslında olan biten şu; dedim ya bir oyunu yönetir gibi yönetiyor. Bu oyun karakterlerini de beğenmedi, o yüzden bir Adalet Bakanı’nı değiştirdi, baktınız bir de TÜİK Başkanı’nı değiştirdi... Yarın TÜİK’in açıkladığı rakamlara bakacaksınız, muhtemelen rekor, şimdiye kadar 20 yılın en yüksek rakamı. Ama o bile gerçek hayatı, gerçek enflasyonu yansıtmayan, örtmeye çalışan, kamufle etmeye çalışan bir rakam olacak. Beştepe, yönetimi altındaki tüm kurumlarla beraber adeta uydurulmuş gerçeklik dünyasında yaşıyor.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen cumartesi günü yaptığı konuşmadaki “Faizi indireceğiz ve indiriyoruz, bilin ki enflasyon da inecek, daha düşecek” sözlerini hatırlatan Babacan, şunları söyledi:

SAYI SAYMAYI DA BİLMİYOR

Sanki enflasyon düşmüş, bir düşüş trendi var da ‘daha düşecek’ diyor. Bana hitaben, ‘Bir de kalkmış bana derse vermeye çalışıyor’ diyordu. Açıkçası Erdoğan’ın bu sözlerini duyduktan sonra ona ekonomi dersi falan vermekten vazgeçmek lazım. Kendisine alfabeden başlayarak Türkçe dersi vermek gerekiyor. Sonra da abaküsten başlayarak bir matematik dersi vermek gerekiyor. Sayı saymayı da bilmiyor herhalde.

ENFLASYON DÜŞECEK, CUMHURBAŞKANI ARTIK ERDOĞAN OLMAYACAK

Sayın Erdoğan’a şimdi bir iyi, bir de kötü haberim var. Önce iyi haberle başlayalım. Türkiye’de enflasyon mutlaka düşecek. Tek haneye inecek. Hepimiz için iyi olan haber bu. Ama kendisine kötü haberim de şu; enflasyon düşük, tek haneli seviyelere düştüğünde ülkenin cumhurbaşkanı artık sayın Erdoğan olmayacak.

BU PROJE DEVLETİ BATIRMA PROJESİDİR

20 Aralık gecesi, resmen devleti batırma kampanyasına başladılar. Bu kampanyada kumanda ekonomisinin tüm araçlarını kullanmaya çalışıyorlar. Devleti batırma kampanyasına destek vermeleri için banka çalışanlarına ve şirketlere yoğun baskılar yapıyorlar. Banka şube müdürlerine ‘Kalan Türk lirası hesaplarını da dövize endeksleyin, ne kadar çok dövizi çevirirseniz sizi o kadar takdir edeceğiz’ diye talimat gitmiş. Şirketlere baskı yapıyorlar. ‘Mevduatınız varsa onu hemen dövize endeksleyin, o listeye adınız girsin, yarın o liste lazım olur. Cumhurbaşkanı’nın talimatına uyan şirketler listesine girin’ diye söylüyorlar... Şimdi de kampanyada yeni aşamaya geçmişler; kendi vatandaşımız yetmiyor, yurt dışındaki vatandaşlarımızın döviz birikimlerini de bu kampanyaya dahil etmeye çalışıyorlar. Devleti, yabancı paraya endeksli bir biçimde daha da borçlandıralım diye uğraşıyorlar. Garanti verdikleri para, devletin parası. Hazine’nin parası bu. ‘Merak etme, Türk lirasının faizi yetmezse üzerine doların da farkını ödeyeceğim’ diyor. Faize karşı mücadele bu mu? Buradan uyarıyorum, tarihe not düşmek için söylüyorum; bu proje, Hazine’yi batırma, devleti batırma projesidir. Başka bir şey değildir.

İYİ HALT ETTİNİZ

Her hafta çıkıyor, bir başarıymış gibi rakam açıklıyor. ‘Şu kadar mevduatı dövize endeksli hale getirdik’ diyor. ‘180, 200 milyara çıkarttık’ diyor. İyi halt ettiniz. Hazine’yi, devleti batırma projesini büyütüyorsunuz. İş başına gelir gelmez bu devleti batırma kampanyasına son vereceğiz.

ÖNCE MİLLETİN BACAKLARINI KIRIYORLAR, SONRA YÜRÜMESİ İÇİN KOLTUK DEĞNEĞİ SUNUYORLAR

Yılbaşında yaptıkları fahiş elektrik zamlarının üstünden daha bir ay geçmeden, kademeli faturalarda aylık limiti 210 kilovata yükselttiler. Faturaları önce kabaca 140 lira arttırdılar, sonra 40 lira indirim yaptılar. Zamların yapıldığı gün partili medyada zam haberi ile Erdoğan’ın fotoğrafını yan yana gören oldu mu? Sanki dışarıdan bir el gelip zam yapmış. Ama kilovat ayarlaması haberinin yanında Erdoğan’ın fotoğrafları... Kimi aldatıyorsunuz? Önce adeta milletin bacaklarını kırıyorlar, sonra da yürümesi için koltuk değneği sunuyorlar, ‘alın kolay yürüyün’ diye.

İŞE BU YIL MI BAŞLADINIZ DA ‘İRAN KAYNAKLI’ DİYORSUNUZ

Doğal gaz sorunu İran kaynaklıymış. Günaydın. İran’dan alınan doğal gazın her kış miktarının azaldığını, özellikle kışın sert geçtiği yıllarda İran’ın doğal gazı öncelikle kendi vatandaşı için kullandığını, artanını Türkiye’ye verdiğini bilmiyor musunuz? 20 yıldır Türkiye’nin başında başkası vardı da siz bu yıl işe yeni başladınız da mı ‘Ya İran kaynaklı böyle bir şey oldu’ diyorsunuz? Her kış yaşanan sorundan ders almadınız mı? 20 yıl boyunca bizim sanayimiz böyle bir şey görmedi. Sanayide doğal gaz, elektrikler tamamen kesildi. On binlerce fabrika hep beraber kapatıldı.

ENERJİ KRİZİNİN SEBEBİ HAVALARIN KIŞIN SOĞUYACAĞINI DAHİ ÖNGÖREMEYEN ANLAYIŞTIR

Anlaşılıyor ki o depolar kışa girerken tam dolu değildi. Niye doldurmadınız? Süresi dolan doğal gaz tedarik anlaşmalarını niçin zamanında yenilemediniz? Eksik olan şey doğal gaz kapasitesi değil, eksik olan Türkiye’nin şu andaki yönetim kapasitesidir. Öyle ki enerji krizinin sebebi, havaların kışın soğuyacağını, yazın ısınacağını dahi öngöremeyen bir yönetim anlayışıdır. Bu gerçekten tam bir skandal.”

“BÜYÜK HESAP NOKTASI SEÇİM SANDIĞI OLACAK”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Trabzon’da bir açılışta mikrofonu verdiği 11 yaşındaki çocuğun CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaret etmesi ve gelen tepkilere ilişkin sorulan bir soruya Babacan, şu yanıtı verdi:

Daha ilkokul çağındaki bir çocuğun böyle günlük dar bir ideoloji, günlük bir siyasi polemiğe alet edilmesi, ülkemiz adına çok yazık. Kendi sözüne güven olmayınca sekiz yaşındaki bir çocuğun sözüne muhtaç hale gelen, ‘bak çocuk böyle söylüyor’ durumuna düşmeyi de Allah kimseye göstermesin. Kendi söylediğine güvenilse, kendisi itibarlı bir şekilde gerçekten 84 milyonun kulak kabartarak dinlediği bir noktada olsa herhalde çocuktan medet ummaz. Bunu bir başka partinin genel başkanı yapsa herhalde çok ciddi hukuki süreçler başlatılır yani. Bizim kanunları açın bakın, herhalde en az beş tane ciddi madde bulurlar bu yapılanla alakalı. Ama zaten şu andaki sistemin en büyük sorunu o. Taraflı, partili cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı şapkasını takıyor, istediğine istediğini yapıyor, ‘Nasıl olsa benim dokunulmazlığım var’ diyor. Bu, yönetim sisteminin ne kadar çarpık olduğunu bize gösteriyor. Büyük hesap noktası seçim sandığı olacak.”(ANKA)