Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin altıncı il başkanları toplantısında konuştu. Babacan’ın gündeminde geçiş süreci, anayasa değişikliği, siyasi partiler arasındaki görüşmeler ve siyasi şiddet tartışmaları vardı. 

Babacan tüm demokratları DEVA çatısı altına davet ettiğini belirterek, “Fikirlerden kaçmayan, konuşmaktan korkmayan bir ülkeye davet ediyoruz. Cesur, özgür ve zengin bir Türkiye’ye davet ediyoruz. Türkiye’yi; özgürlük, hak, adalet ve demokrasi ilkeleri etrafında yeni bir toplumsal sözleşmeye davet ediyoruz” dedi. 

‘KİMSE ÇÖZÜMÜ KABA KUVVETTE ARAMASIN’

Türkiye’nin fırtınalı bir süreçten geçtiğini söyleyen Babacan, ülkede keyfi ve kuralsız bir yönetim anlayışı olduğunu söyledi. Babacan sözlerine şöyle devam etti: 

“Hiç kimse, bu ülkenin sorunlarının çözümünü kaba kuvvette falan aramasın. Hiç kimse halkın iradesiyle inatlaşmasın. O dönemler geride kaldı. Türkiye, tüm sorunlarını konuşarak çözme kapasitesine sahip bir ülkedir. Söyleyecek sözü, yapacak işi olmayanların; sıkıştıkça tehdide ve şiddete başvuranların Türkiye’nin geleceğinde hiçbir yeri yoktur.”

‘ERDOĞAN DERHAL AÇIK BİR DURUŞ SERGİLESİN’ 

“Siyasal şiddetin 80’li yıllar, 90’lı yıllardaki gibi yeniden hayatımıza girmesinden ülkem adına hicap duyuyorum. Bu tür olayların iktidar ortakları tarafından desteklenmesini, mazur görülmesini veya masumlaştırılmasını son derece vahim buluyoruz. Sayın Erdoğan’dan, derhal, siyasal şiddete karşı açık bir duruş ortaya koymasını talep ediyorum. Ülkenin şu andaki cumhurbaşkanı, siyasal şiddete karşı açık bir duruş ortaya koymazsa, bu ortamdan cesaret alanlar olacaktır. Ortaya çıkabilecek olayların da bizzat sorumlusu Sayın Erdoğan olacaktır.”

Parlamenter sistem konusunda irade beyan eden siyasi partilerle çoklu görüşmelere başladıklarını söyleyen Babacan, “Bu görüşmelerdeki hedef; anayasa değişikliğiyle ilgili konularda, en azından ilkeler bazında bir mutabakat sağlayabilmek. ‘Hele bir seçim olsun, sonrasında bakarız, birkaç senede de parlamenter sisteme geçeriz’ gibi işi zamana yayan yaklaşımı doğru görmüyoruz. Seçimlerden önce iyi bir hazırlık yapılır ve geniş bir mutabakat sağlanırsa, güçlendirilmiş parlamenter sistem için gereken anayasa değişikliğinin seçimlerden sonraki ilk 6 ay içinde hızlıca tamamlanabileceğine inanıyoruz. Anayasa değişikliğinin yanı sıra, siyasi partiler ve seçim yasalarındaki değişiklikler, Meclis İçtüzüğündeki değişiklikler ve özellikle de siyasi etikle düzenlemelerin çok önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. 

Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Altı partinin mutabık kaldığı bir metin ortaya çıktıktan sonra, geçiş sürecinin yol haritasını çalışmak gerekir. Sadece parlamenter sistemi çalışıp hedef olarak ortaya koyarsak kâfi olmaz. O sisteme hangi aşamalarla ve nasıl bir takvim içerisinde geçileceğinin de seçimlerden önce çalışılıp ortaya konması istikrar ve öngörülebilirlik açısından son derece önemlidir.”

‘SİYASETTE RÖVANŞİST HİSLERE YER VERMEYECEĞİZ’

“Ülkemizi, üste çıkanın altta kalanı ezdiği, nöbetleşe zorbalığın yaşandığı bir ülke olmaktan kurtaracağız. Siyasetimizde, rövanşist hislere yer vermeyeceğiz. Bir devri sabık üretilmesine karşı olduğumuzu açıkça beyan etmek istiyorum. Geçmişe yönelik iddiaların hukuk çerçevesinde idari denetime, Meclis ve bağımsız ve tarafsız yargı denetimine tabi tutulması da son derece önemlidir.”

‘HEDEFİMİZ YENİ TÜRKİYE DÜZENİ’ 

“Bizim temel hedefimiz; yeni Türkiye’nin düzenini, ilkeler ve kurallar üzerine inşa etmektir. Herkesin, hukuk ve kurallar içerisinde hareket etmesini sağlamaktır. Bu kapsamda; gençleri işsiz bırakıp, üçer beşer maaşla kamu kaynaklarını kendilerine bağlayanlara müsaade etmeyeceğiz. Kamu ihalelerini, özel davet usulüyle yaparak, kayırmacılıkla, yolsuzlukla bu ülkeyi fakirleştirenlere dur diyeceğiz. KHK gibi ucube bir yolla, binlerce aileyi mağdur edenlerin önünü kapatacağız.”