Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı ‘kur korumalı mevduatı hesabı’ uygulamasına ilişkin, “Erdoğan’ın şapkadan çıkardığı bu 1970 model tavşanı rahmetli (Turgut) Özal, ‘Kendilerini uyanık sananların dalaveresi’ diye tanımlamıştı. Eğer rahmetli bu olanları görse 2021 yılının Erdoğan’ını herhalde sopayla kovalardı” dedi.

Ali Babacan, bugün partisinin Ankara il kongresinde konuştu. Partisine katılan 100 bininci üyeye rozetini takan Babacan, özetle şunları söyledi:

TEŞKİLATIMIZLA, ÜYELERİMİZLE, GÖNÜLLÜLERİMİZLE GELİYORUZ

Bundan ta bir sene önce bu salonda büyük bir coşku ile bir aradaydık. O gün seçimlere girme hakkını elde ederek hep beraber tarihi bir rekora imza atmıştık. Biliyorsunuz, 41 ilini tamamlayıp büyük kongresini yapana kadar geçen süre açısından baktığımızda DEVA Partisi, teşkilatlanmasını en hızlı tamamlayan ve seçime girme hakkını yakın tarihimizde en hızlı elde eden siyasi parti oldu. Aradan geçen bu bir yıllık süre içerisinde hep beraber damla damla büyüdük. 365 güne çok büyük işler sığdırdık. 81 ilde il başkanlarımızı görevlendirdik. 700 ilçede ilçe başkanlarımız görevine başladı. Tam 20 alanda detaylı eylem planları hazırladık, hazırlıyoruz. Bu bir ilk, Türkiye’de daha önce böyle bir şey yapılmadı. Bugün itibariyle tam beş ayrı alanda eylem planımızı açıklamış durumdayız. Biz, bu yolu yürürken teşkilatımızla, üyelerimizle, gönüllülerimizle hep beraber yürüyoruz. Geliyoruz.

SİYASETE YEPYENİ BİR DİL KAZANDIRIYORUZ

9 Mart 2020 tarihinde hep beraber yola çıktık. Üç ay sonra, yine şurada hep beraber ikinci yaşımızı kutlayacağız. 25 ilçemizin tamamında ilçe başkanlarımız görevinin başında. Eşitlik için, adalet için, özgürlük için çıktığımız bu yolda çözümün sözcüsü olarak yolumuza devam ediyoruz. Ayrışmıyoruz, ayrıştırmıyoruz, toplumu kutuplara ayırmıyoruz. Siyasete yepyeni bir dil kazandırıyoruz.

DEMOKRATİK YOLLARLA SEÇİLENLER, ÜLKENİN BAŞINA OTOKRATİK REJİMLERİ AĞ GİBİ ÖREBİLİRLER

Bizler, gücümüzü kökümüzden alıyoruz. Bizim kökümüz, bu ülkenin mayasındadır. Mazimiz, bu toprakların ezelden beridir hür yaşayan sağlam bir demokrasi bilinci biriktiren köklerindedir. Toplumsal ve siyasi tarihimizdeki tüm demokrasi mücadelelerinden aldığımız mirastır bizi biz yapan. Demokrasi öyle kolay kazanılmıyor. Demokrasi hassas. Demokrasiye gözünüz gibi bakmak gerekiyor. Demokrasinin düşmanları çok. Gücü eline geçirenler dinlemiyor, tınmıyor. Demokrasinin hep beraber sahibi olmamız gerekiyor. Demokrasinin ancak ve ancak hukuk içerisinde iyi işleyeceğini de unutmamamız gerekiyor. Eğer hukuk yoksa, demokratik yollarla seçilenler kendilerini hukukla bağlı kılmıyorsa, ‘anayasayı tanımam, uymam’ diyorsa o ülkede demokrasi eliyle kaos gelebilir. Demokratik yollarla seçilenler, ülkenin başına otokratik rejimleri ağ gibi örebilirler. Onun için demokrasi önemli, ama bir o kadar da hukuk önemli. İşte bu nedenle bizler, siyasi tarihimizi istismar edenlerden asla olmadık, olmayız. Ama demokrasi tarihine adını yazdıran büyüklerimizin ismini istismar edenlerle de mücadele ettik, ederiz. Şu andaki Cumhurbaşkanı, geçen hafta yine çarpıtma yaptı. ‘Rahmetli Özal Türk lirasının onurunu kurtarmıştı, şimdi biz de aynısını yapıyoruz’ dedi. Hep diyorum ya bilmiyor. Bilmediğini de bilmiyor. Biliyorum zannediyor. Rahmetli Özal’ın yaptıklarını bile bilmiyor. Özal’ın arkadaşlarının önemli bir kısmı hala hayatta. Üçünü beşini çağır, bir dinle. Turgut Özal nasıl yapmıştı bir sor. Yapmıyor. Bol bol istismar ediyor. Özal’ın adını dilinden düşürmüyor ama yaptıklarının tam zıddını yapıyor.

ÖZAL GİTMİŞ MERSİN’E ERDOĞAN GİDİYOR TAM TERSİNE

Erdoğan’ın geçen hafta açıkladığı bu kur garantili TL mevduat hesaplı uygulaması, rahmetli Özal’ın ‘Ders alın, gelecek nesilleri yük altına sokmayın’ diye uyardığı sistemin hemen hemen tamamen aynısı. Gerçek bu. Erdoğan, 20 Aralık Pazartesi günü açıkladığı bu programla, bu mevduat uygulamasıyla Özal’ın seneler evvel ‘acı tecrübe’ dediği sistemi diriltti. 30 sene önce ‘bilgisizliğin vesikası’ dediği bir modeli tekrar çıkardı, yeni bir şeymiş gibi vatandaşın önüne sundu. Erdoğan’ın şapkadan çıkardığı bu 1970 model tavşanı rahmetli Özal, ‘Kendilerini uyanık sananların dalaveresi’ diye tanımlamıştı. Olaya bakın. Bu işin enflasyonun ana sebebi olduğunu, olacağını 30 sene önce rahmetli söylemiş. Ama derler ya ‘tarih tekerrür eder’ diye. Tarih ders almayanlar için tekerrür eder. Bunun bedelini hem bizler hem de gelecek nesiller ödeyecek. Hani bir deyim vardır ya ‘Özal gitmiş Mersin’e, Erdoğan gidiyor tam tersine’, inanın öyle. Eğer rahmetli bu olanları görse 2021 yılının Erdoğan’ını herhalde sopayla kovalardı. ‘Ne yapıyorsun, hiç ders almadın mı’ derdi.

ERDOĞAN ORTADİREĞİ YIKTI

Özal deyince herkesin aklına ortadirek gelir. Ortalama vatandaşın yüzünün gülmesi demektir. Son yıllarda Erdoğan o ortadireği yıktı. Özal’ın inşa ettiği ortadireği son yıllarda çökertti. Son yıllarda gelir dağılımı iyice bozuldu. Bunu TÜİK bile saklayamıyor.

SİZ 28 ŞUBATÇILARLA MAFYA ÇETE DOSTLARIYLA AYNI GEMİDESİNİZ

Özal’ı bilmiyor ama Özal’ı tanıyan bir başka isim vereceğim. İktidarın rotasını çizdiğini söyleyen Perinçek gayet iyi biliyor Özal’ı. Perinçek’in ifadesi, ‘Turgut Özal ne dediyse tersini yapacağız. Onların hepsi çöplük’ diyor. Halkın desteğiyle siyaset yapamayan, Ankara’nın karanlık dehlizlerinde iktidara rota çizen birisi çıkmış, rahmetli Özal’a çöplük muamelesi yapıyor. Sizin haddinize mi? Ben buradan Sayın Erdoğan’a seslenmek istiyorum: Ortaklarınıza dönün, iyice bir bakın; siz kiminle ortak olduğunuzun farkında mısınız? Erdoğan’a sesleniyorum; siz, 28 Şubatçılarla, mafya, çete dostlarıyla aynı gemidesiniz.”