Babacan, Tekirdağ İl Kongresi'nde konuştu. Babacan'ın gündeminde ekonomik kriz vardı. "Ekonomiyi batırdıklarını anlamaya başlayınca, Avrupa Birliği'nden söz etmeye başladılar. Pabuç pahalı tabii. Görüyorsunuz, dün ne diyorlardı, şimdi ne diyorlar" sözleriyle iktidara yüklenen Babacan, "Tüm bu salgının maliyetini tek başına vatandaşın üzerine yıkamazsınız. Devlet olmanın da bir sorumluluğu var. Şu an eğer ekonomimiz kötü durumdaysa, sadece ama sadece sizin kötü yönetiminiz yüzünden bu halde. Vatandaşlarımızın bir kusuru yok" diye konuştu.

Babacan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Ülkeyi koca bir laboratuvar, bu ülkenin vatandaşlarını da kobay haline getirdiniz. Kusura bakmayın, Türkiye sizin deney laboratuvarınız değildir. Bu ülkenin vatandaşları da kobay değildir. Deneyleriniz insanları yoksullaştırdı. Bu ülkenin çocuklarının geleceğine mâl oluyor. Deneyleriniz yüzünden işsizlik artıyor. Sizin deneyip yanılmalarınız, hem ekonomimizi hem de halkımızı bunalıma sokuyor. Yahu, sizin şu deneyleriniz yüzünden doğmamış çocuklarımız bile borca giriyor."

KİBRİT ÇAKILIP YAKILAN 130 MİLYAR DOLARLIK REZERV

"Sayın Erdoğan, fakirleşmesine sebep olduğunuz milletimize de bir açıklama yapmak zorundasınız. Bizi, doğmamış çocuklarımıza kadar neden fakirleştirdiniz, açıklamak zorundasınız. Adeta kibrit çakılıp yakılan 130 milyar dolarlık döviz rezervini, hazinenin 1 trilyon 935 milyar liraya çıkan borcunu, yaşanan tüm kayıpları, mağduriyetleri açıklamak zorundasınız. Bu halkı hatırlamıyor, bilmiyor, görmüyor mu sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Hatırlamayan birileri varsa, o da sizlersiniz. Siz bu halkı unuttunuz. Bir zamanlar hizmetkârı olacağınızı söylediğiniz halkımıza efendi olmaya kalkışıyorsunuz. Bugün sokaktaki hayatla, insanların şikayetiyle, ekonominin gerçekliğiyle aranızdaki bağ kopmuş. Ama halkımız hatırlıyor. Çünkü hatalarınızın bedelini halkımız ödüyor."

GÖLGELERİ BİLE BU ÜLKENİN EKONOMİSİNİ BU HALE DÜŞÜRMEYE YETİYOR

"Hiç karışmasalar, gölge etmeseler inanın bu ülkenin ekonomisi daha hızlı büyür. Canlı örneğini de iki hafta önce yaşadık. Bakın, ne oldu 2018’in Haziran'ında Partili Cumhurbaşkanı görevine başladı, en yakın akrabasını da ekonominin başına getirdi. 2 yıldır durum felaket. İlgili bakan ortadan kayboldu. Yok oldu, hala o gün bugündür gören var mı bilmiyorum. Koltuk boş kaldı bir süre. Birden ekonomik göstergeler düzelmeye başladı. Demek ki gölgeleri bile bu ülkenin ekonomisini bu hale düşürmeye yetiyor. O gölge kalkınca bile nefes alıyor. "

HÜKÜMETE EL İNSAF DİYORUZ

"Esnafa, küçük işletmelere ancak bir borç yapılandırması önerebiliyorlar. Zaten borcunu ödeyen esnafa diyorlar ki; sonra öde. Sonra öde derken de arada faizi çalıştırıyorlar. Açıkladıkları yapılandırma takvimine göre de son başvuru tarihi 31 Aralık. İlk ödeme günü ise 31 Ocak. İşyerlerinin bir kısmı zaten kapalı. Bir kısmı açık, ama siftahsız günler geçiriyor. Hükümete el insaf diyoruz. Dükkanlar kapalı, servis araçlarının 13 Mart’tan bu yana kontağı kapalı, ekmek kapılarına kilit vuruldu. Hala vatandaştan vergi toplamanın derdindesiniz. Bunlar artık esnafın halini unuttu, ev hanımlarının halini unuttu, öğrencilerin halini unuttu, öğretmenlerin halini unuttu, açın halini unuttu. Toplum tepeden tırnağa yoksullaşıyor, bunlar farkında değiller.

 SALGININ MALİYETİNİ VATANDAAŞ YIKAMAZSINIZ

"Tüm bu salgının maliyetini tek başına vatandaşın üzerine yıkamazsınız. Devlet olmanın da bir sorumluluğu var. Şu an eğer ekonomimiz kötü durumdaysa, sadece ama sadece sizin kötü yönetiminiz yüzünden bu halde. Vatandaşlarımızın bir kusuru yok. Vatandaşımız 'Suçum bunlara oy vermek miydi?' Diyor. Haklılar. Anne-babalar gece başlarını yastığa koyduklarında, ertesi gün çocuklarımızın karnını doyurabilecek miyiz diye kaygı duyuyorlar; çocuklarımızın eğitimi ne olacak diye kaygı duyuyorlar."

HALKIMIZA EFENDİ OLMAYA KALKIŞIYORSUNUZ

"Bir zamanlar hizmetkarı olacağını söylediğiniz halkımıza efendi olmaya kalkışıyorsunuz. Bugün sokaktaki hayatla, insanların şikayetiyle, ekonominin gerçekliğiyle, aranızda bağ kopmuş gitmiş. Ama halkımız hatırlıyor Sayın Erdoğan. Çünkü hatalarınızın bedelini halkımız ödüyor. Onlar bunu yaşıyor fiilen.Ekonomiyi batırdıklarını anlamaya başlayınca, Avrupa Birliği'nden söz etmeye başladılar. Pabuç pahalı tabii. Görüyorsunuz, dün ne diyorlardı, şimdi ne diyorlar."

O AÇIKLAMAYA BİLE DAYANAMADILAR

Babacan, Bülent Arınç'ın istifa getiren açıklaması için de şöyle konuştu:"Biz hep söylüyoruz adalet, yargı sistemi tutuksuz yargılanmayı esas, tutukluluğu istisna olarak uygulamak zorunda. Aksi halde siz daha çok cezaevi inşa edersiniz bu ülkede. Bunlar çok temel hukuki ilkeler arkadaşlar. Bakın son iki haftadır hükümetin açıklamalarında bir olumlu rüzgar esti değil mi? Herkes dedi ki 'bunların galiba akılları başlarına geliyor. Herhalde hatalarından anladılar.' Ama biz ne dedik, önce ihracata bakmak lazım dedik. Nitekim tutuklu yargılanmayla ilgili konularda şu anda Yüksek İstişare Üyesi olan bir kişinin, kendi şahsi görüşleriyle ilgili bir açıklaması oldu. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, ne demek? Kafa kafaya verip istişare edeceği tecrübeli bir heyet. Şahsi görüşleri, elinde uygulama gücü de yok ama bakın o açıklamaya bile dayanamadılar. Bir iki kişinin tutuksuz da yargılanabileceğinden söz etti, o kadar."