DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TELE1 kanalında ekrana gelen ‘Gündem Özel Lider Söyleşileri’ programına konuk oldu. Babacan, programda Merdan Yanardağ'ın sorularına yanıt verdi.

'SIKIŞTIKLARINDA PKK İLE BİLE BİRLİKTE DURABİLİYORLAR'

"Kürt Sorununun" çözümü konusunda "HDP'yi meşru parti olarak görmekteyiz" diyen Babacan, "Hükümetin birkaç yıldır olan tutumu, Kürt sorununu arttırdı. Çözüm, vatandaş olmaktan ve insan olmaktan kaynaklanan hakları derhal tanımaktan geçiyor. Temel haklar meselesi oylamaya tabii tutulmaz. Pazarlık yapamazsınız, o onundur zaten. Meşru demokratik siyaset zemini üzerinde çözüm aranmalıdır. Çözüm Meclis’te diyorlar ama bugünkü Meclis’te neyi çözeceksiniz? Başarı üretemeyince, düşmanlıklar üzerinden halk desteğini tutmaya çalışıyorlar. PKK’nın başında, Öcalan’ın mektubunu okutmak... Sayın Bahçeli yaptı bunu ya. Dondum kaldım ekranın karşısında. Sıkıştıklarında PKK ile bile birlikte durabiliyorlar" şeklinde konuştu.

KAVALA VE DEMİRTAŞ YORUMU

Osman Kavala’nın ve Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin konuşan Babacan, şunları söyledi:

“Bahsetmiş olduğunuz davalar, AYM’nin kararlarına rağmen, AİHM’in kararlarına rağmen, bunların uygulanamıyor olması tam bir anayasa ihlali. Ben şuna hayret ediyorum, Sayın Erdoğan çıkıp hadi yeni anayasa yapalım diyor. Var olan anayasaya uymuyorsun ki. Bu ülkede hukukun üstünlüğü ilkesinden bahsedilemez. Hukukun her gün ayaklar altına alındığı bir ülkede ekonominin düzelmesini ancak rüyalarında görürler. Mümkün değil artık yapamazlar. Güveni oluşturamazsınız. Mülkiyet hukuku Türkiye’de örselenmiş durumda. Hukuki güvenlik olmayınca, siz o ülkeye yeterince yatırım cezbedemezsiniz. Uluslararası yatırımcılar da kolay kolay tercih etmez. Bu durum artık ülkemize çok zarar veriyor.”

Pandora Papers belgeleri hakkında değerlendirme yapan Babacan, “İnsanlar vergiden kaçınmak için böyle yerleri tercih edebiliyorlar. Eğer bir haksız kazanç varsa bunları saklamak için de kullanılabiliyor. Düşük vergi veya mahremiyet sebebiyle yapılıyorsa ben suçlayamam. Mahremiyet ve düşük vergi haklı gerekçe olabilir” diye konuştu.

'KEŞKE DEDİĞİM YERLER VAR'

"Benim ilk istifa mektubum 2009 yılında. 2011 ve 2015’de istifa mektubum vardı. Nihayet 2018’de başardım" diyen Babacan'a, Merdan Yanardağ, AKP dönemindeki faaliyetleri nedeniyle pişman olup olmadığı sorusunu yöneltti.

“Benim yaptığım işlerde, söylediğim konuştuğum ifadelerde hiçbir pişmanlığım yok. Ama söylemediğin yapmadığın şeyler derseniz oralarda keşke dediğim yerler var" diyen Babacan şöyle devam etti:

"Bütün söylediklerim basın kayıtlarında. Söylediğim her şeyi çıkarın bakın, tutarlılık göreceksiniz. Keşkeler, söylemediklerim ve yapmadıklarımla ilgili. Örneğin 2015’ten sonra apar topar yapılanlar. Referandumda ben konuşmama kararı almıştım. 2017 referandumunda ben o dönemde 2015 Ağustos’unda bakanlıktan ayrıldığımda konuşmama kararı almıştım. Hiçbir konuda açıklama yapmama kararı. 2015 Ağustos’tan DEVA Partisi’nin kuruluşuna kadar açıklamamı görmezseniz. Bir prensip kararı almıştım. 2017’de acaba kendi kendime aldığım sessizlik kararımı bozsaydım belki de iyi olurdu diye düşünüyorum."

'BAKANLAR BOŞ KAĞITLARA İMZA ATIYORDU'

AKP dönemine yönelik itiraflarına devam eden Babacan, “Sadece ben değil, benim gibi düşünen çok insan vardı AKP içerisinde. Sözüne itibar edilen insanlardı. Biz ‘bu vaatlerin hiçbirisi olmayacak’ diyorduk. Soranlara söylüyorduk. Kamuoyu önünde, kürsü konuşmalarıyla duyursaydık belki de referandumun sonucu değişebilirdi” diye konuştu.

“Referandumda ‘hayır’ da çıksaydı Türkiye şu anda fiilen aynı yönetilecekti” diyen Babacan, “Benim hükümetten ayrıldığım dönemde Bakanlar Kurulu’nda boş kağıtlar imzalanıyordu, en son üstü dolduruluyordu. Sayın Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayınlanıyordu. Yine tek imzayla alınıyordu aslında bu kararlar. O dönemin bakanlarına sormanız lazım. Biz ayrıldıktan sonraki dönem oluyor bunlar. Bütün bu KHK’lar öyle. Bunları özel sohbetlerde o dönemin bakanlarına sormanız lazım. Bunu kimse çıkıp itiraf etmez” şeklinde konuştu.

AKP’den ayrılma sürecini anlatan Babacan, “Vicdan muhasebesi yapınca bunun büyük bir vebali olacak, yarın kendi çocuklarımızın gözünün içine bakamayacağız korkusu büyümeye başladı. Yeni bir siyasi parti Türkiye’ye gerekiyor dedik” ifadelerini kullandı.

'PARTİMİZE KATILANLARIN YÜZDE 30’Ü AKP’Lİ'

“Bizim partimizde kendisini muhafazakar olarak tanımlayan arkadaşlarımız da var, liberal olarak tanımlayan arkadaşlarımız da var" diyen Babacan, yapılan 2 anket sonucunda partisine katılmak isteyenlerin profiline değinerek, “Yaklaşık bu vatandaşlarımızın yüzde 30’u daha önce AKP’ye oy vermiş insanlar. Yüzde 20’si CHP’ye oy vermiş insanlar. Yüzde 10 daha önce HDP’ye, yüzde 10’u MHP’ye, yüzde 10’u İYİ Parti’ye oy vermiş insanlar. Bu ankete birinci turda 18 bin kişi oy verdi. Biz kendimize merkez ifadesini kullanmıyoruz” diye konuştu.

ANAYASA’NIN İLK 4 MADDESİ

Anayasa’nın 4 maddesiyle ilgili konuşan ve ‘Laiklikle ilgili partinizin tutumunu nedir?’ sorusunu yanıtlayan Babacan, şöyle sürdürdü:

“Bizim parti programımızın ilkeleri, esaslarıyla anayasamızın ilk 4 maddesi arasında hiçbir tutarsızlık yok. Tam uyumludur. Bizim gündemimizde mevcut anayasayı değiştirerek parlamenter sisteme geçiş vardır. Yeni anayasa parti programımızda nihai bir hedef olarak yer alsa da şu anda birkaç yıl için hedefimiz bir an önce parlamenter sisteme geçmeyi sağlamaktır.

Günü geldiğinde yeni bir anayasa kuşkusuz çalışılır. Bizim partimizin laiklik anlayışı özgürlükçü bir laiklik. Vatandaşlarımızın kendi inançlarını, temel bir insan hakkı olarak yaşayabilmeleri. İnanç hürriyeti, inandığı gibi yaşama hürriyeti, ibadet hürriyeti ve inançları doğrultusunda örgütlenme hürriyeti. Bizim anlayışımız özgürlükçü bir laiklik anlayışı. Devletin, bütün vatandaşlara eşit yakınlıkta olması. Bizim duruşumuz çok açık. Toplumumuzun talebi ‘kendi hayat tarzım neyse onu yaşayayım, devlet beni şekillendirmeye çalışmasın, devlet kendi bakış açısını beni hayat tarzıma empoze etmesin’ diyor”

'ENFLASYONU DÜŞÜREMEYECEKLER'

İktidarın ekonomi politikalarını eleştiren Babacan, “Ağızlarıyla kuş tutsalar bu faizleri düşüremeyecekler, ağızlarıyla kuş tutsalar bu enflasyonu düşüremeyecekler. Asla olmayacak, mümkün olmayacak. Bunları yapamayacaklar. Bunları yapabilmeleri için öncelikle hukuka ve adalete bağlı iş yapmaları lazım. Yargıyı bağımsız ve tarafsız çalıştırmaları lazım. Bunları yapmazlar, yapamazlar. Öyle bir nosyon yok. Biz bunları çok iyi bildiğimiz için DEVA Partisi’ni kurduk. DEVA Partisinin kurulmasındaki en önemli şey nedir, mevcut sorunları gidermek kabiliyetinde mevcut hükümetin kabiliyetini yitirmiş olması. Yeniden özgürlükler, yeniden demokrasi ihtiyacıyla ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.